Son araştırmaya göre, hastaların kanseri yenme ihtimali artıyor. Ancak bu oran hastanın yaşadığı ülkeye göre değişiyor. Araştırmacıların elde ettikleri rapor, teşhis ve tedavi için gerekli unsurların kalitesine bağlı olduğunu kaydetti.
Dünyanın önde gelen tıp dergilerinden The Lancet'ın son raporuna göre, kanser hastalarının hayatta kalma şansı tüm dünyada yükseliş gösteriyor. Ancak araştırma, hastaların hayatta kalma ihtimallerini en çok etkileyen unsurun bulundukları ülke olduğunu ve gelişmiş ülkelerde şanslarının daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
2010 ile 2014 yılları arasında 71 ülkeden dünya nüfusunun toplam üçte ikisini kapsayacak şekilde kanser vakalarını değerlendiren çalışmanın bulguları; Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Finlandiya, Norveç, İsveç ve İzlanda'yı kanser hastalarının hayatta kalma şansının en yüksek olduğu ülkeler olarak sıraladı.
En sık görülen 18 tip kanseri ile 37.5 milyon yetişkin ve çocuktan oluşan hasta grubunu gözlemleyen Concord-3 isimli çalışma; Avrupa'dan 31, Asya'dan 17, Güney Amerika'dan 13 ve veri eksikliğinden dolayı Afrika'dan sadece altı ülkeyi inceledi.
Tedavi yerinin önemi
Londra Hijyen ve Tropik Tıp Fakültesi'nden Claudia Allemani liderliğinde hazırlanan rapora göre; beyin tümörü olan çocukların 2000 ile 2004 döneminde beş yıl boyunca hayatta kalma oranı yüzde 54 iken, son araştırmanın periyoduna göre bu oran yüzde 60'a çıkmış durumda.
ABD, Danimarka, İsveç ve Slovakya gibi ülkelerde beyin tümörü olan her 100 kanserli çocuktan 80'i hayatta kalabilirken, 2010 ile 2014 yılları arasında Meksika ve Brezilya gibi ülkelerde aynı teşhis konan her 100 çocuktan sadece 40'ı beş sene sonra hâlâ hayattaydı.
Kan kanseri olarak bilinen löseminin hızlı gelişen çeşidi akut lenfoblastik lösemiye yakalanan çocukların yüzde 90'ından fazlası Kanada ve ABD'de hayatlarına devam edebilirken, Çin ve Meksika'da her 10 çocuktan sadece altısı yaşamlarını sürdürebildi.
Raporun araştırmacıları, elde ettikleri bulgularla ilgili bir açıklama yaparak bu oranların, teşhis ve tedavi için gerekli unsurların kalitesine ve mevcudiyetine bağlı olduğunu kaydetti.
Göğüs, karaciğer ve akciğer kanserleri
Araştırmaya göre; göğüs kanserine yakalanan kadınların yüzde 90'ından fazlası ABD ve Avustralya gibi ülkelerde, teşhisin konmasından itibaren beş yıldan uzun bir süre boyunca hayatta kalabilirken, Hindistan'da bu oran yüzde 66'da kaldı. Buna rağmen 2010-2014 yılları arasında Hindistan'da bu hastalıkla ilgili tedavilerde olumlu sonuçlar alındı.
Araştırmanın yapıldığı tüm ülkelerde karaciğer, akciğer ve pankreas kanserleri en ölümcül hastalıklar arasında bulunmaya devam etti. Ancak rapora göre bu hastalıklarda da son 20 yılda iyileşme kaydedildi.
Buna göre 1995 ile 2014 yılları arasında Güney Kore'de karaciğer kanseri hastalarının hayatta kalma oranı yüzde 11'den yüzde 27'ye çıkarken, İsveç'te yüzde 5'ten yüzde 17'ye, Portekiz'de de yüzde 8'den yüzde 19'a yükseldi.
Akciğer kanserinde de 21 ülkede hayatta kalma oranları yüzde 5 ile yüzde 10 arasında yükseliş gösterirken, en büyük değişim Çin'de kaydedildi. Doğu Asya ülkesinde her 100 akciğer kanseri hastasından sadece sekizi hayatta kalabilirken, son yıllarda bu sayı 20'ye kadar çıkmış durumda. Japonya yüzde 23'ten yüzde 33'e, Güney Kore de yüzde 10'dan yüzde 25'e erişti.
Pankreas kanseri ise hastalar dünyanın neresinde olursa olsun ayrım gözetmeksizin en ölümcül hastalıklardan birisi olarak yerini korudu. Dünya çapındaki pankreas kanseri hastalarının hâlen yüzde 15'inden azı, teşhis konduktan sonra beş yıl boyunca hayatta kalabiliyor.