Aliya İzzetbegoviç’in en dikkat çekici özelliği bir düşünür olarak uygarlıkla kurduğu ilişkiden bir lider olarak asla taviz vermemesidir. Katledilen bir halkın en ağır şartlar altında dahi ilkelerinden taviz vermeyen bir lider çıkarabilmesi o halkın bir millet olduğunun ve ne yaşarsa yaşasın kimliğini koruyabileceğinin en büyük kanıtıdır. İzzetbegoviç'i anlamanın yolu da son yüz yılı bir sürü acıyla yoğrulan Boşnak halkını anlamaktan geçiyor.
İmparatorluğun, Balkanlardan çekiliş sürecinin en büyük bedellerini Boşnaklar ödemişti. Avusturya-Macaristan'ın Saraybosna’ya girişi bir matem havası ile karşılanmış, bölge halkları tarafından her daim ‘Türk’ diye tanımlanan bir halk yalnız başına kalmanın acısını iliklerine kadar hissetmişti. Birçok Boşnak, Anadolu’ya doğru göç yolculuğuna başlamıştı.
Ortodokslar çok da haksız sayılmazdı çünkü Boşnaklar Türk olmanın ne anlama geldiğinin dünyadaki en önemli örneklerinden biridir.
- Türk kavramının bir etnik topluluk anlamına gelmediğinin, bir değerler manzumesi olduğunun kanıtıdırlar.Bugün İsmet Özel; ya Türksün ya Amerikalısın derken ne demek istiyorsa dün de dünün Amerikalıların Balkanlardan Kafkaslara birçok halka Türk demesi aynı anlama geliyor.
Türkler Balkanlardan geri çekilirken Boşnaklar da akın akın Anadolu’ya doğru göç etmeye başladı. 1878’den itibaren Anadolu’ya 200 binin üzerinde Boşnak göç ederken Osmanlı İmparatorluğu bu göçlere karşıydı buna rağmen sadece 1882 yılında dahi devletin hazinesinden göçmenlere 1 milyon altınlık yardım yapılmış, araziler ve yerleşmeleri için evler verilmişti.
Osmanlı Boşnak göçlerine neden karşıydı?
- İmparatorluğun göçlere karşı olmasının en temel sebebi Avusturya’nın Balkanlarda misafir Türklerin ise ev sahibi olduğunu düşünmesiydi. Konjonktürün bir gün değişeceği ve bölgenin yüz yıllar boyu olduğu gibi tekrar Türkler tarafından yönetileceğine olan inançtı.
Bir bölgeyi ‘fethetmenin’ tek yolu kültürü de yanında taşıyabilmektir. Balkanlarda da imparatorluğun oluşturduğu kültürün en büyük temsilcisi Boşnak halkıydı.
- Balkanlarda Osmanlı dönemi‘Pax Ottomana’diye anılır yani Osmanlı Barışı.
Son 142 yılı acılar içinde geçen bir halk bundan 30 yıl önce Avrupa’nın ortasında bir etnik temizliğe kurban edilmek istendi. Kadın, yaşlı, çocuk ayırt etmeksizin her bir bireyi her türlü zulmün kadrine uğrarken dahi bu halk değerlerinden taviz vermedi. İzzetbegoviç’in Bosna'sını anlayabilmenin yolu da son 600 yılı anlamaktan geçiyor.