İstanbul’un Kültürel Yüzü: Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt adlı kitap sadece İstanbul’un değil ülkemizin tarihi dokusu üzerine de uzun soluklu bir yolculuk. Cevat Özkaya editörlüğünde hazırlanan ve 33 yazarın katkı sunduğu kitapta Beyazıt’tan Sirkeci’ye kadar uzanan bir yayıncılık tarihine şahit oluyorsunuz.
Tarih boyunca birçok medeniyete merkezlik etmiş olan İstanbul, aynı zamanda bir kültürel başkenttir. Kendine özgü havasını daima koruyan, son derece hızlı bir şekilde değişime uğrasa da birtakım öğelerini muhafaza eden; sadece Asya ile Avrupa’yı birleştiren değil, edebiyatı, tarihi ve sanatıyla geçmişle bugün arasında bir köprü olan şehirdir İstanbul… Nitekim İstanbul Ticaret Odası(İTO) şehrin bu özelliğinin farkında olarak geçtiğimiz aylarda “İstanbul’un Kültürel Yüzü Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt” başlıklı bir eser yayınladı. Kitapta İstanbul’un kadim semtlerinden Cağaloğlu, Sultanahmet ve Beyazıt’ın tarihi dokusu, yayın, edebiyat ve kültür mekanları anlatılıyor.
Beyazıt ve Cağaloğlu taraflarında Küllük Kahvesi, Çınaraltı kahvesi, Mahmutpaşa kahvesi, Sarafim kıraathanesi, Arif’in kıraathanesi, İkbal kahvesi, Meserret kahvesi ve Marmara kahvesi bir zamanlar önemli kültür muhitlerindendi. Meşhur edebiyatçılar, şairler, yazarlar, basın ve yayın dünyasından simalar, esnaflar, sanatçılar, üniversite hocaları hatta öğrencilerin müdavimi olduğu bu kültür muhitleri 1980’lerde eski parlak günleri kaybetti ve tarihe karıştı. Edebiyatçılar, kıraathanelerde konuşulanlardan kimi hangi kıraathanenin müdavimi olduğuna kadar pek çok gözlem ve anılarını çeşitli yazılarında okuyucuya anlatmakta.
BÜYÜK YANGIN VE SAHAFLAR
BEYAZSARAY ÇARŞIŞI VE DİNİ YAYINCILIK
- Beyazıt’ta 1950’lerin sonunda kurulan Beyazsaray Çarşısı, kitap tutkunlarının rağbet ettiği mekanlardandı. Şamil, Şura, Pınar, Çile, Bahar, Aslan, Pamuk, Hisar, Tavaslı, Risale, Ravza, İslamoğlu Beyazsaray Çarşısı’nda yer alan dini yayın evlerinden bazılarıydı. 1950’den sonra hızla artan dinî yayın talebi bu yayınevleri vasıtasıyla karşılanmaktaydı.Ayrıca dünya çapında tanınmış bir sahaf olan İsmail Erdoğan’ın kurduğu kültür adamlarının uğrak yeri olan Enderun Kitabevi Beyazsaray’da faaliyet göstermekteydi. Dönemin önemli âlimlerinin, üniversite öğrencilerinin, akademisyenlerin, yazarların buluşma mekânı olan Beyazsaray Kitapçılar Çarşısı uzun yıllar kültür hayatına hizmet verdi.2000’li yılların başında çarşı, sahipleri tarafından tasfiye edilmesiyle buradaki yayınevleri ve sahaflar da Reşit Paşa Caddesi üzerindeki Yümni Han’a taşındı. Beyazsaray Çarşı ise sahipleri tarafından yıktırılarak yerine bugün de hala faaliyette olan bir otel binası yaptırılmıştır.
BABIALİ’NİN DÜNÜ BUGÜNÜ
Cağaloğlu semtinde yer alan Babıali başlangıçta sadrazamın hem ikametgâhı hem de resmî işleri yürüttüğü bir binanın adı olmuş 19. yüzyılın ortalarında artık sadrazamın ikametgâhı ve devlet işlerini gördüğü mekânın ötesinde bütünüyle Osmanlı hükümetini kastedecek biçimde kullanılır hâle gelmiştir. Günümüze gelinceye kadar pek çok yangın, isyan vb. tarihi hadiselere sahne olan Babıali, Cumhuriyet döneminde de önemini sürdürmüş ve İstanbul Valiliği olarak kullanılmaya devam etmiştir.
OSMANLI ARŞİVLERİ YERİNDE OTEL
Kimler geldi kimler geçti
- Babıali muhitinin Türkçe basın ve yayın merkezi haline gelmesi 1870’li yıllardan itibaren başlamıştır. İlk Türkçe gazete ve dergilerin yayınlanmasıyla birlikte basın yayın hayatının merkezi Babıali semti olur. 19. yüzyıldan beri basın ve yayıncılığın da kalbi olan Babıali, Ahmet İhsan’ın Matbuat Hatıralarım, Necip Fazıl’ın Babıali’si, Halit Fahri Ozansoy’un Edebiyatçılar Geçiyor ve Edebiyatçılar Çevremde, Yusuf Ziya Ortaç’ın Bizim Yokuş, Halit Ziya Uşaklıgil’in Kırk Yıl, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Edebiyat Hatıralarım, Yahya Kemal’in Çocukluğum Gençliğim Siyasî ve Edebî Hatıralarım, Gürbüz Azak’ın Babıali’den Geçen Adamlar, Ahmet Güner Elgin’in Babıali Ölürken gibi çok sayıda esere konu olmuştur. Babıali, 20. yüzyılın sonuna kadar basın yayın dünyasının merkezi olmuş son yıllarda tüm gazetelerin ve bazı yayınevlerinin Babıali’yi terketmesiyle bu hüviyetini hemen hemen kaybetmiştir. İstanbul’un Kültürel Yüzü’nde Cağaloğlu semtinin yaşadığı bu değişim ve dönüşüm hem edebiyatçıların hem de yayıncıların gözünden ele alınıyor.