İşaret diliyle edebi tartışmalar yapılırdı

Halime Kirazlı
Halime Kirazlı
04:0031/01/2024, Çarşamba
G: 31/01/2024, Çarşamba
Yeni Şafak
Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın
Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın

İşitme engellilerin doğal iletişim aracı olan işaret dilinin ülkemizdeki gelişimi kitaplaştı. Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın bu alandaki 22 yıllık çalışmalarının ürünü olan eser, Türk Dil Kurumu Yayınları arasından çıktı. Kitap, hem işaret dilinin tarihini ve Türk İşaret Dili’nin gelişimini hem de işaret diliyle sessiz tiyatro ve edebi tartışmaların yapıldığını anlatıyor.

Türk İşaret Dili'nin (TİD) tarihini somut belgelerle gözler önüne sermek için Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın 2002 yılında başlattığı çalışmalarını kitaplaştırdı. Türk Dil Kurumu Yayınları etiketli “Türk İşaret Dili Tarihi” dünyada, Osmanlı’da ve ülkemizde TİD’in tarihçesi, gelişimi ve bu alanda yapılan çalışmalara yer veriyor. Akalın eserde, kültür sanatın da bu dille mümkün olduğuna ilişkin örnekler sıralıyor. İnsanlık tarihi kadar eski olan işaret dilinin medeniyetimizdeki varlığının ilk çıkarımları, Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Kutadgu Bilig’e kadar uzanıyor.

Akalın, TİD tarihini somut belgelerle gözler önüne sermek üzere yazdığı eseri için kaynak ve arşivleri taradı, alan araştırmaları yaptı. Yazar, okurları kitapta neyin beklediğini “Amacım, sağır toplumumuzun doğal iletişim aracının tarihimizdeki yerine dikkat çekmek ve önemli bir kültür değerimiz olduğunu göstermek. Türk Dil Kurumu'nda (TDK) 2002’de başlattığımız çalışmalarda TİD tarihi üzerinde pek durulmadığını görünce tarihsel köklerini ortaya çıkarmak için çalıştım. Hacettepe Üniversitesi'nde açtığımız Türk İşaret Dili Çalışmaları ve Uygulamaları Programı’nda araştırmalarımı sürdürdüm. Okurlar en eski dönemlerden günümüze TİD’in özelliklerini, gelişimini, tarihimizin önemli olaylarındaki yerini ve en önemlisi işaret diliyle her şeyin anlatılıp, sanat yapılabildiğini görecekler” sözleriyle anlattı.



SARAYIN SAĞIR HATTATLARI VARDI

Fatih Sultan Mehmet döneminde sağırların saray görevlerinde yer aldığından bahseden Prof. Akalın, Kanuni döneminden itibaren padişahların işaret dilini öğrendiklerini ifade etti. Yazar “Kanuni Sultan Süleyman’ın işaret diliyle iletişim kurmanın çok zekice bir yol olduğunun farkına varması ve saraydaki görevlilerin de bu dili öğrenmesini istemesi işaret dilinin dönüm noktası oldu. Kanuni’den itibaren sarayda “Bî-zebân”, “Dilsiz” unvanlarıyla istihdam edilen sağırların, Enderun’da çok iyi öğrenim gördükleri, işaret dilinin inceliklerini ve zengin söz varlığını ise saraydan emekli edilmiş yaşlı sağırlardan öğrendikleri, bazen de cellatlıkla görevlendirildikleri konusunda bilgiler var. Saraydaki sağırlardan çok başarılı ve ünlü hattatlar, hakkâkler yetişmiştir. Saray dışındaki sağırların ise sarıkçı esnafı içinde yer aldığını Evliya Çelebi’den öğreniyoruz” cümlelerini kullandı.


SESSİZ TİYATRO SAHNEYE KOYULDU

İşitme engellilerin sanatı da dillerine dâhil ettiğini anlatan Akalın, şu örneği verdi: “1940’larda sağır bir şairin işaret diliyle şiir gösterisi yaptığını kaynaklarda belirledim. Ne yazık ki o dönemlerden kayıt altına alınmış işaret diliyle şiirimiz yok. Sağır toplumumuzun efsane ismi Süleyman Gök’ün girişimleriyle 1930’larda İstanbul’un Cerrahpaşa semtinde sağır ailelerin toplandığı Dilsizler Apartmanı'nda işaret diliyle Mai ve Siyah, Çalıkuşu, Eylül romanlarının anlatıldığı, tartışıldığı kitabımda kaynaklara dayalı olarak sunuluyor. 1970’te de tamamı sağır oyunculardan oluşan 'Sessiz Tiyatro'nun çeşitli temsiller sahneye koyduğunu biliyoruz.”


ŞİİR OKUMALARI YAPILIYOR

Günümüzde işaret diliyle şiirin, sağır gençler arasında yaygınlığına dikkat çeken Akalın, “Önceki yıl İstanbul Üniversitesinden Dr. Ekin Öyken’in ve “sessiz sanatçı” Levent Beşkardeş’in girişimiyle yürütülen “Şiir ve İşaret Projesi”ndeki atölye çalışmalarında sağır genç sanatçılar işaret diliyle şiirlerinden örnek sundu. Sağır sanatçıların desteklenmesi, televizyonlardaki sanat programlarında yer almaları yararlı olacaktır” tavsiyesinde bulundu.


#kültür sanat
#işaret dili
#kitap
#sessiz tiyatro