Psikiyatrist yazar Mustafa Ulusoy, koronavirüs ile yaşananları değerlendirdi.
Sosyal medyada yaşlı bir vatandaşa kendisini polis olarak tanıtıp 'Normalde ceza kesmemiz gerekiyor bu sefer sizi affedelim' diyerek dalga geçen gencin videosu büyük tepki toplamıştı. Yaşlı adamla dalga geçen şahıs gözaltına alınırken akıllara ‘Kadim toplumsal değerlerimize ne oldu?’ sorusunu getirdi. Tüm yaşananlardan herkesin sorumlu olduğunu söyleyen psikiyatrist yazar Mustafa Ulusoy, “İnsan Kuranın tarifiyle ‘zalim ve cahildir’ yani içinde zalimlik potansiyeli taşır. Sağlık endişesi toplumsal değeri zedelemedi. Toplumun değerleri su yüzüne çıktı, üzerindeki örtüyü kaldırdı sağlık kaygısı” dedi.
Koronavirüs ile başlayan sosyal izolasyon sonrası İçişleri Bakanlığı, 65 yaş üstü kişilerin evden çıkmasını engellemek için yasak getirmişti. Yaşlılarımızın evden çıkmaması için her türlü ihtiyacı da bu doğrultuda görevlendirilmiş kamu görevlileri tarafından karşılanıyor. Buna rağmen evinden çıkma konusunda ısrarcı olan yaşlılarımız da yok değil. Hal böyle olunca zaman zaman trajikomik olaylar da yaşanmıyor değil.
Fakat dün sosyal medyaya yansıyan üzücü bir olay durumun vahametini gözler önüne serdi. Halbuki toplumun aslında hazinesi olan yaşlılarımızı korumak, onlara bir zarar gelmemesi için evlerinden çıkmaları yasaklanmıştı. Fakat sanki onlar bizzat virüs taşıyıcısıymış gibi muamele görmeye başladı. Biz de yenisafak.com olarak ‘Sağlık endişeleri yüzünden toplumsal değerlerden mi vazgeçiliyor?’ sorusunu psikiyatrist yazar Mustafa Ulusoy’a sorduk.
“
Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı belalar sel gibi üzerinize dökülecekti
” hadisi şerifiyle söze başlayan Ulusoy, “İnsan Kur'anın tarifiyle ‘zalim ve cahildir’ yani içinde zalimlik potansiyeli taşır. Sağlık endişesi toplumsal değeri zedelemedi. Toplumun değerleri su yüzüne çıktı, üzerindeki örtüyü kaldırdı sağlık kaygısı. Stres ve baskı altında insanlar zor zamanlara göre farklı tepkiler veriyorlar. Tehdit karşısında benlik nasılsa gün yüzüne çıkıyor. Bencil bir benlik kendi kurtuluşuna odaklanıyor. Fedakarlık, feragat ve isar hasletlerine sahip bir benlik ise kendi kurtuluşu kadar yanındakinin de kurtuluşunu umut edip çaba gösteriyor” dedi.
Olanlara herkesten daha çok şaşkınlar
Yaşanan üzücü olayın net bir sorumlusu olmadığını belirten Ulusoy, “Hepimiz bundan sorumluyuz demekle yetinmek isterim” diyerek yaşlılarımızın dışarı çıkma konusunda neden bu kadar ısrarcı olduklarını ise şu şekilde açıkladı:
Beş vakit namaza camiye giden bir amca bir evde tıkalı kalıverdi
Yaşlılıkla birlikte nöronlarımız ölüyor ve azalıyor. Yeni bilgileri öğrenmek ve uygulamak çok zorlaşıyor yaşlılıkla birlikte.
Bu yüzden yaşlılar için adaptasyon belki on kat daha zor. Onlar daha şaşkınlar. Beş vakit namaza camiye giden bir amca bir evde tıkalı kalıverdi.
Beyni evde ne yapacağı konusunda çareler üretmeye gençler kadar maharetli değil. Bu yüzden yeni durum karşısında daha şaşkın ve çaresizler. Kanaatimce bu adaptasyon zorluğu onları bildikleri, alışık oldukları dışarı yaşamına geri dönmeye zorladı onları.
Yeni hayatı tevekkül ve teslimiyetle karşılamalıyız
Son olarak toplumda oluşan panik havasını değerlendiren Ulusoy, “Bütün bu olanlar gerçek mi duygusuyla doluyuz hepimiz. Baştan sona hayatımız bir kaç hafta içinde değişti, hem de öyle böyle bir değişim değil, neredeyse baştan sona bir değişim. Ortada gerçek bir tehdit var çünkü. Varoluşçu Psikoterapi kuramlarında buna “sınır durum deneyimi” diyoruz. Yani ölümle burun buruna kalma deneyimi. Burada hem virüs korkusu var hem de eski hayatı kaybetme hüznü var.
Yeni hayata adapte olmak da o kadar kolay değil. Yeni hayat da insanlarda şaşkınlık, kaygı, belirsizlik, güvensizlik uyandırıyor. Burada çare yeni hayata hızlıca adapte olma, yeni hayatın içinde bile edindiğimiz gizli rahmet tecellileri olduğunu düşünerek tevekkül ve teslimiyetle karşılama
” ifadelerini kullandı.
#Koronavirüs
#Mustafa Ulusoy
#Yaşlı adam