Yeni Şafak

İlk siyaseti cinayetin faili tanıdık çıktı

21:0028/06/2008, Cumartesi
G: 28/06/2008, Cumartesi
Yeni Şafak
İlk siyaseti cinayetin faili tanıdık çıktı
İlk siyaseti cinayetin faili tanıdık çıktı

Siyaset meydanının yeni efesi Osman Ali Feyyaz Paksüt, er meydanına bir çıktı pir çıktı. Ne de olsa, bir Afyonlu olan Kel Ali'nin torunu ve yine dedesinin hemşehrisi olan Sezer'in atadığı bir bürokrattı... Er meydanında bu kadar çok görününce, insanlar da Osman Ali Feyyaz Paksüt'ün neden bu kadar sevildiğini merak etmeye başladı... Biz de merak ettik, kurcaladık ama karşımıza bambaşka bir hikaye çıktı... Paksüt'ün dedesi, İstiklal Mahkemesi'nin ünlü Ali'si, meğer ilk siyasi cinayetin de failiydi..


Anayasa Mahkemesi'ndeki kısa görev süresine rağmen mahkemenin en çok tanışılan ve tartışılan ismi olmayı başardı Osman Paksüt. Kamuoyu henüz dinleme skandalının şokunu atlatamadan bu kez Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptığı görüşme ile karşımıza çıktı… Ankara Paksüt'ün yeni maceralarını bekleyedursun, biz başka bir heyecana yelken açıp, Meclis'te işlenen ilk siyasi cinayetin üzerindeki gizlilik şalını kaldırıyoruz. Tarih 13 Şubat 1925'ti... Meclis'te Başvekalet bütçesi müzakere ediliyor, hararetli tartışmalar dışarıya kadar taşıyordu. Silah seslerinin duyulmasıyla birlikte müzakereler bıçak gibi kesildi.

O anda çığlığı andıran bir ses,

- Halit Paşa'yı vurdular!.. diye bağırdı.

Herkesin kanı donmuştu. Çünkü vurulan Ardahan, Kars ve Sarıkamış'ı vatan topraklarına katan adamdı. Kürsüdeki Saruhan Mebusu Reşat Bey, ne konuştuğunu unutmuş, "Silah hakim olacaksa… Hepimiz çeker gideriz." diye bağırıyordu, reis meclisi tatile sokmak istiyor, mebuslar itiraz ediyordu.


PAŞA'YA KİN BESLİYORDU

Gümüşhane Mebusu Zeki Bey, silah sesinin geldiği tarafa doğru koşunca Rize Mebusu Rauf Bey'i elinde tabanca ile gördü.. Ortalıkta ne bir polis ne bir muhafız görünmüyordu. Karşıdaki camlı odada ise Halit Paşa olayın sıcaklığı ile 'henüz' ayakta, “Keli altıma aldım. Hergele Rauf beni arkamdan vurdu!“ diyerek dolanıyordu. Daha sonra Halit Paşa'yı vurduğu tespit edilen “Kel Ali” yani Ali Çetinkaya ise az ileride yüzündeki hafif sıyrığı sardırırken, bir yandan da olan biteni kolaçan ediyordu. Tartışma çok basit bir konudan çıkmıştı. Elaziz Mebusu Hüseyin Bey, "Baytarların terfiine ilişkin takrir"i imzalatmak istemiş, tartışma kısa sürede münakaşaya dönüşmüştü. Mebusların araya girmesiyle tartışma yatışır gibi olmuş, vekiller sakinleştirilip, içeri gönderilmiş ancak Afyon mebusu Ali Çetinkaya, Gaziantep Mebusu Kılıç Ali, Kozan Mebusu Saib, Cebeliberek Mebusu Avni, Rize Mebusu Rauf bu işin peşini bırakmamışlardı. Bir gölge gibi takip ediyorlardı Halit Paşa'yı. Halit Paşa'nın tekrar koridora çıkıp Hüseyin Bey ile tartıştığını görünce ilk müdahale eden de Ali Çetinkaya olmuştu. Kel Ali'nin kendisine, "Paşa, asabiyetten vazgeç!" diye bağırdığını gören Halit Paşa silahını çekip ateş etmeye başlayınca, ayağı merdiven halısına takılarak yere düşen Ali Çetinkaya ile Paşa arasında boğuşma başlamıştı.Bu sırada Avni Bey ile Rauf Bey, Halit Paşanın elini çekerek kurşunun boşa gitmesini sağlamış, silahları elinden almışlardı. İşte o anda Halit Paşa'nın acı ile sarsıldığı ve o boşluktan yararlanan Kel Ali'nin kendini kurtardığı görüldü.


PATLAYAN SON MERMİ HALİT PAŞA'YA İSABET ETMİŞTİ.

Bu olaylar olurken birinci Meclis binasının o küçük koridorlarında, Ulus meydanından geçenlerin öksürseler seslerinin duyulduğu Meclis binasının içinde ne tek bir polis, ne de başka bir görevli vardı. Silahlar patlıyor, vekiller alt alta üst üste kavga ediyor. Bir milletvekili vuruluyor ama tek bir görgü tanığı bulunmuyordu!..

Olay yerine ilk gelen Gümüşhane Mebusu Zeki Bey, elindeki tabancadan duman çıkmakta olan Avni Beyi görüyor, “Kavga edenlerin elinden aldım. Benim tabancam değil” demesi üzerine, “At öyle ise elinden!..” karşılığını veriyordu. Cebelibereket mebusu Avni bey suç aleti tabancayı elinden atarken sahneye bu kez, merdiven yanındaki şube odasından daha sonra Cumhuriyet'in üç Alileri olarak ünlenecek olanlardan Kılıç Ali bey çıkıyordu. Eli, belindeki tabancasında, duvara sürtünerek, ağır ağır ilerliyor. Fakat olanın olup bitmiş olduğunu görünce tekrar odaya dönüyordu.

Kendisini Rauf Bey'in vurduğu zannıyla 'Hergele Rauf Beni arkamdan vurdu' diyerek ortalıkta dolanan Halit Paşa, sarsılıp yere yuvarlanmak üzereyken, Zeki Bey, Erzurum mebusu Rüştü Paşa'nın yetişmesi üzerine, Paşa'yı kucaklayıp yol halısının üstüne oturttu. Ancak nereden vurulduğu belli değildi. Yeleği çözülünce,beyaz gömleğinin kandan kıpkırmızı olduğu ortaya çıktı. Kolalı yakalığını ve kravatını çözemiyorlar, çakı arıyorlar,bulamıyorlardı. Tüm bunlar yaşanırken çevrede yine tek bir görevli yoktu. O sırada gözlerine Rize Mebusu Rauf bey ilişiyor, çakıyı dahi Halit Paşa'nın, ”Beni vurdu” dediği Rauf bey'den alıp kravatı kesiyorlardı.

Halit Paşa kan kaybından dolayı bayılıp yere serilince Rüştü Paşa ayaklarından, Zeki Bey koltuk altlarından tutup Halit Paşa'yı muhasebe odasındaki masalardan birinin üstüne sırtüstü yatırdı.

Böylece Trabzon mebusu Ali Şükrü'nün Topal Osman tarafından Çankaya Köşkü'nün bahçesinde boğularak öldürülmesinden iki yıl sonra bu kez Meclis'in ilk cinayeti işleniyordu.


KEL ALİ'NİN SİLAHINDAKİ EKSİK MERMİ

Yapılan tahkikat sonucunda Afyon Mebusu Ali Bey'in silahından bir merminin eksik olduğu tespit edilmiş ve "Afyon Mebusu Ali Bey'in Halit Paşa'yı yaraladığı deliller ve emareler ve tabip raporları ve şahitlerin ifadeleriyle sabit olmuştur” denilmişti. Kel Ali, Araplara kötü davranıp, onları askerimize düşman haline getirdiği için kendisini cepheden sürdüren Halit Paşa'dan intikamını almıştı.

Ancak hiçbir işlem yapılmadı. Sadece o gün değil, hayatı boyunca yaptıkları hakkında hiçbir işlem yapılmadı onun. 10 bine yakın insanın darağacında sallandırıldığı İstiklal Mahkemeleri'nin Reisi Kel Ali'ydi o. Ankara'nın At Pazarı'nda "Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl" sözünün meşhur olduğu, darağaçlarının tren vagonlarında dolaştırıldığı, önce infaz yapılıp, sonra kararın yazıldığı, İskilipli Atıf Hoca gibi mazlumların sallandırıldığı İstiklal Mahkemeleri'nin üç Ali'sinden biriydi, hem de en birincisiydi o. Torunu ise bugün Anayasa Mahkemesi'nin Başkanvekili..





Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.