Nefroloji uzmanı Prof. Ülkem Çakır, böbrekte toksik kimyasallar ve ilaçların yol açtığı zehirleyici etkiye dikkat çekti. Çakır, “İlaçlara bağlı böbrek hasarı oluşmasında en çok romatizmal ağrı kesiciler, kemoterapi ajanları ve bazı grup antibiyotikler rol oynuyor” dedi.
Böbrekte toksik kimyasallar ve ilaçların yol açtığı zehirleyici etkiye dikkat çeken Nefroloji Uzmanı Prof. Dr.Ülkem Çakır, “İlaca bağlı nefrotoksisite, akut böbrek hasarı ve kronik böbrek hastalığı dâhil olmak üzere böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. İncelemelere göre ilaca bağlı nefrotoksisite sıklığının yetişkin nüfusta yaklaşık yüzde 14-26 olduğu belirtiliyor” dedi.
BU İLAÇ GRUPLARINA DİKKAT
Çakır sözlerini şöyle sürdürdü: “İlaçlara bağlı böbrek hasarı oluşmasında en çok romatizmal ağrı kesiciler, kemoterapi ajanları ve bazı grup antibiyotikler rol oynuyor.
İlaçlar doğrudan böbrek dokusuna hasar verebildiği gibi böbreklerin kanlanmasını azaltarak da işlev kaybına yol açabilir.
Öte yandan, böbrek fonksiyonunda bozukluk olan hastalarda, pek çok ilacın nefrotoksik etkisi daha belirgin olarak ortaya çıkar”
Acıbadem Böbrek Nakli Merkezi’nden Prof. Çakır, kontrast ajanların böbreklerde hasar oluşturma riski taşıdığını belirterek,
“Bu ajanlar BT gibi radyolojik testler ve anjiyografik girişimlerde tanı amaçlı kullanılıyor. Kontrast madde verildikten 48-72 saat sonra gözlemlenen, böbrek süzme fonksiyonlarında azalma yapabilir. Bu madde alındıktan sonra serum kreatinin düzeyi 24-48 saat sonra yükselmeye başlar. 3-5 gün arası pik yapar ve 1-3 haftada normale döner. Ancak bazen geri dönüşümsüz böbrek işlev bozukluğu yaşanabilir. Bu durum hastanede yatış, ölüm ve maliyet artışına neden olabiliyor”
şeklinde konuştu. Yaşanan bu sorunun çözümü olduğunu aktaran Prof. Çakır, "Bu etkinin ortaya çıkabileceği girişimlerden kaçınmak, doz azaltmak ve su oranını yeterli seviyede tutmak en değerli yöntemler” diye konuştu.
#Nefroloji
#Ülkem Çakır
#İlaç