Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde halk arasında kapalı olarak bilinen laparoskopik yöntemle yapılan karaciğer ve pankreas ameliyatları sayesinde iki yılda 104 hasta sağlığına kavuştu.
Karaciğer ve pankreas tümörlerinin cerrahisinde uygulanan yöntem, bu alanda sağlık sorunu yaşayan hastaların tedavilerinde de olumlu sonuç veriyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Mehmet Ali Gülçelik, karaciğer ve pankreas cerrahisinin kapalı yöntemle yapıldığı Türkiye'deki az sayıdaki merkezden biri olduklarını söyledi.
Karaciğer ve pankreas cerrahisinin komplike ve zor ameliyatlar olduğunu ifade eden Gülçelik, deneyimli bir ekiple yapılan bu tarz ameliyatlarda başarı şansının artığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Gülçelik, kanser cerrahisinde uygulanan kapalı yöntemin hastalar üzerinde çok başarılı sonuçlar verdiğini belirterek, "Özellikle karaciğer ve pankreas rahatsızlıklarında kullanılan laparoskopik yöntem, hastanemizde Doç. Dr. Fatih Can hocamızın önderliğinde iki yıl önce başladı. Yapılan ameliyatlarla son iki yılda çoğu merkezi katladık. Hastanemize başvuran 104 hastamız, bu yöntemle sağlığına kavuştu. Başarı oranında dünya standartlarının üzerindeyiz." diye konuştu.
Kapalı yöntemle yapılan ameliyatların en büyük faydasının hasta konforu olduğunu dile getiren Gülçelik, bu yöntemin uygulandığı hastaların hastanedeki yatış sürelerinin de kısaldığını ve estetik açıdan da hastalar tarafından çok tercih edildiğini aktardı.
İki yıl içerisinde 104 hastanın ameliyatını gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Can da kapalı yöntemin karaciğer ve pankreas hastalıklarının tedavisinde dünyadaki birçok merkezde de az sayıda uygulandığına işaret ederek, "Batılı ülkelerde de henüz birkaç yüzlü rakamlara ulaşmış az sayıda merkez var. Biz de laparoskopik karaciğer ve pankreas tümörü kanseri ameliyatlarında yüz vakayı geçtik" dedi.
İyi bir değerlendirme sonrasında kapalı yöntemin karaciğer ve pankreas rahatsızlığı bulunan birçok hastaya uygulanabildiğini anlatan Can, "Tümörün yerleşme yeri ve çeşidi burada çok önemli. Aynı zamanda hastaya yapılacak işlem konusunda o merkezin deneyimi de çok önemli. Türkiye'de şu anda lider konumdayız." ifadelerini kullandı.
Harvard Üniversitesinin yanı sıra Güney Kore'de karaciğer ve pankreas cerrahisinde robotik ve laparoskopi eğitimi ve organ nakli eğitimi aldığını ifade eden Doç. Dr. Can, "Bu konuda dünyanın önde gelen hocalarıyla çalıştım. Ameliyat olan hastaları birlikte takip ettik. Bunun haricinde geçen yıl da Avrupa karaciğer pankreas cerrahisinde Türkiye'den ilk yeterlilik belgesi alan hekim oldum. Bu konuda deneyimlerimizi ülkemde kendi hastalarıma iki yıldır aktarmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Can, karaciğer ve pankreas tümörlerinin karaciğerin kendisinden oluşan tümörler ve karaciğere başka organlardan gelen metastaz yani yayılma yoluyla oluştuğunu bildirdi.
İnce bağırsağındaki tümör nedeniyle üç yıl önce ameliyat olan 65 yaşındaki Hatice Özdemir de kapalı yöntemle ameliyat edilen 104. hasta oldu.
Karaciğerinin yarıya yakını kapalı yöntemle alınan Özdemir, "İki gün önce ameliyat oldum. Karnım sürekli şişiyordu. Göbek fıtığı dediler. Tedavi görüyordum, karaciğerimde tümör çıktı. Ameliyat oldum, şu anda çok iyiyim" dedi.