II. Abdülhamid Han ve kızı Şadiye Sultan
Sultan II. Abdülhamid Han'ın kızı Şadiye Sultan, babasına atılan iftiralar karşısında 1966 yılında Yeni İstiklâl dergisine bir röportaj verir. Kendisine yöneltilen üç soruya gayet sert ve net şekilde cevaplayan Şadiye Sultan, günümüzde dahi babası II. Abdülhamid Han'a iftira atanlara cevap verir.
Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e, imparatorluğun en çalkantılı yıllarında tahtta bir padişah; II. Abdülhamid. İftiralar, yalanlar ve bir padişahı tahttan indiren olaylar. Ardından başlayan acı, gözyaşı ve hasretle dolu sürgün yılları. Osmanlı’nın tarihine babası Abdülhamid’in yanında bizzat tanıklık eden, merak edilen yılları ve padişahı anılarına taşıyan bir sultan; Şadiye Sultan.
Sultan II. Abdülhamid’in dokuzuncu evladı ve beşinci kızı olan Şadiye Sultan, 1886 doğumlu olup 20 Kasım 1977 yılında İstanbul’da vefat etti ve naaşı Divanyolu'ndaki II. Mahmud Türbesi'nde babasının yanına defnedildi.
Hanedanı’n yurtdışına sürgün edilmesi üzerine uzun yıllar Fransa'da yaşayan Şadiye Sultan, Türkiye’ye döndüğünde babası hakkında çıkan iftiralara artık kayıtsız kalamaz ve bir röportaj verir. Onu çok seven milletinin gözünden düşürmek için gece gündüz demeden çalışanlara karşın Şadiye Sultan, kendisine yöneltilen üç soruya gayet sert ve net cevaplarla haklı tepkisini ortaya koymak ihtiyacını hissetmişti.
Röportaj yapıldığında 80 yaşında olan Şadiye Sultan’ın 15 Haziran 1966 senesi 253’üncü sayısı yayınlanan Yeni İstiklal dergisinden Muzaffer Budak Seyfettinoğlu’na verdiği röportaj şu şekilde:
- Hayat mecmuası geçenlerde merhum pederiniz Sultan Abdülhamid’in kâtibi Ali Muhsin beyin hatıratı adı altında üç makalelik bir yazı serisi neşretti. Ali Muhsin bey, bu yazılarda merhum pederinizin aleyhinde bulunmaktadır. Halbuki mümaileyh (kendisi) Sultan Abdülhamid’in sadık bendegânından olarak biliniyordu. Bu hatıralar sizce düzmece olabilir mi? Ali Muhsin beyi şahsen tanır mısınız? Onun hakkındaki fikirleriniz ne merkezdedir?
- Şadiye Sultan:Ali Muhsin beyi tanımam. Hatıralar galip (büyük) ihtimalle düzmedir. Zira içinde yazılanlar hakikatten uzaktır.
Ayni hatıratta merhum pederinizin zaman-ı saltanatlarında (tahtta iken) oruç tutmadığı, namaz kılmadığı yazılıdır. Biz onu son derece dindar tanırız. Bu hususu açıklar mısınız?
Şadiye Sultan:
Merhum pederim son derece dindardı. Abdestsiz yere basmaz, çocuklarının abdest alıp namaz kılmalarını şart koşardı. Beş vakit namazını kılardı. Her gün muntazaman Kur’an-ı Kerim’ini okurdu, Kur’an-ı Kerim elinden düşmezdi. Oruç tutardı. Saray bahçesinde müezzin ezan okurdu. Devlet işlerinde, vazife çokluğundan senede ancak bir iki defa bahçeye gezmek için çıkabilirdi. Müezzinin ezanını duyar duymaz olduğu yerde kıbleye döner, namaza dururdu. Biz de arkasında namaz kılardık. Ramazanda teravih namazına da muntazaman devam ederdi. Dinî bilgisi fazlaydı. Ulemadan çok hazzederdi. Nakşibendi tarikatına mensuptu. Evrad okurdu. Bugüne kadar babamın aleyhinde çok şeyler yazdılar, iftiralar ettiler. Fakat dinî tarafına karışmamışlardı. Bunu da kendisine hizmete memur edilen nankör birini vasıta ederek yaptılar. Acaba bunu yazdıran, yazan ve neşreden mecmua sahibi namaz kılıyor mu?
- Yine ayni hatıratta Sultan Abdülhamid’in kadına düşkün, şehvetperest olduğu yazılıdır. Bu hususta ne söylersiniz?
- Şadiye Sultan: Cennetmekân pederim, aslâ şehvetperest değildi, kadına düşkünlüğü yoktu, hepsi yalan, hepsi iftiradır. Büyük bir Hakanı lekelemeği, yarın tarih onlara soracaktır. Haremine vazifesini yapmak şehvetperestlik değildir. Yakın tarihimizde kadına düşkün devlet adamları hiç mi gelmedi? Bu devirde, bu zamanda kadınsız yaşayan bir erkek var mıdır? Sorarım size!...
- Babam, hiçbir kadının aklıyla hareket etmezdi. Babam Abdülhamid Han’ın saltanatı zamanında, birinci meclisin kapatılmasından sonra, yâni tek irade (İrâde-i Şahane) zamanında bir karış toprak kaybedilmemiştir.
- Babam, kuvvetli diplomat ve devlet adamıydı. Birinci meclisten sonra kendisinin tek iradesiyle İngiltere, Fransa imparatorluklarını ve Rus çarlığının siyasilerini elinde oynatmış, 33 yıl kimseye toprak vermemiştir. Gerçek tarih bir gün bunları gün ışığına çıkaracak ve iftiracılardan hesap soracaktır.
#II. Abdülhamid
#Abdülhamid Han
#Şadiye Sultan
#Şadiye Osmanoğlu