Doğu Afrika büyük bir kuraklıkla karşı karşıya. Özellikle bölge ülkeleri Etiyopya, Somali ve Kenya, kuraklık nedeniyle zor günler yaşıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı, kuraklıktan etkilenen ülkelere yardım ulaştırmak için harekete geçti.
2020 yılının Ekim ayından bu yana özellikle Afrika’nın kuzey doğu kesimlerinde yaşanan kuraklık devam ediyor. Etiyopya, Somali ve Kenya gibi ülkeleri içine alan bölgede, en az son 40 yıldır görülmediği büyüklükte bir kuraklık yaşanıyor. Kuraklıkla bağlantılı olarak ülkelerde, büyük bir gıda krizi yaşanıyor.
Kuraklıktan en az 36,1 milyon kişi etkilendi
Afrika Boynuzu olarak ifade edilen bölge genelinde, Ekim 2020'de başlayan kuraklıktan şu ana kadar Etiyopya’da 24,1 milyon, Somali’de 7,8 milyon ve Kenya’da 4,2 milyon olmak üzere en az 36,1 milyon insan etkilendi. Bu üç ülkede her gün en az 20,5 milyon insanın yetersiz beslendiği kaydedilirken, yükselen fiyatlar, aileleri temel ihtiyaç maddelerini bile karşılayamaz hale getiriyor.
16,2 milyon kişi yeterli suya erişemiyor
- Uluslararası raporlara göre, Etiyopya'da 8,2 milyon, Somali'de 3,9 milyon ve Kenya'da 4,1 milyon olmak üzere Afrika Boynuzu'nda 16,2 milyondan fazla insan içme, yemek pişirme ve temizlik için yeterli suya erişemiyor. Suya erişimin kısıtlı hale gelmesi, bu üç ülkede de salgın hastalık riskinin artmasına sebep oluyor. Afrika Boynuzu’nda kuraklığa, su ve gıda kıtlığına bir de sağlık hizmetlerinin yetersizliği eklenince, bölgedeki durum daha da zorlaşıyor.
İHH rapor hazırladı
İHH İnsani Yardım Vakfı, Afrika’nın kuzey doğusunda yaşanan kuraklık sonrası, ülkelerde yardım çalışmalarında bulundu. Geçtiğimiz haftalarda ülkelerdeki son durumun tespit edilmesi, en fazla hangi konularda ve bölgelerde yardıma ihtiyaç duyulduğunun ortaya konulması için bir rapor hazırlayan İHH, kuraklığın etkili olduğu ülkelere yönelik yeni ve geniş kapsamlı yardım çalışmaları başlatmak için harekete geçti. Önümüzdeki günlerde başlatılması planlanan çalışmalar ile, Afrika Boynuzu’na gıda ve hijyen paketi ulaştırılması hedefleniyor. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin büyük oranda sekteye uğradığı ülkelerde sağlık alanında da yardımlarda bulunulması hedefleniyor.
