|

İhaneti gördük

Yeni Şafak, Türkiye tarihinin en büyük ihanet örgütlerinden olan ‘Fetullahçı Terör Örgütü’ne karşı amansız bir mücadele verdi. Örgütün ilk büyük kumpası olan 17 Aralık 2013’teki operasyonun hemen ertesinde bu kirli oyuna “Boyun Eğmeyeceğiz” diyen Yeni Şafak, 15 Temmuz darbe girişimine kadar uzanan süreçte de devletin FETÖ’yle mücadelesine kayıtsız şartsız destek verdi.

13:56 - 3/05/2019 Cuma
Güncelleme: 14:31 - 3/05/2019 Cuma
Yeni Şafak
Yeni Şafak / 18 Aralık 2013
Yeni Şafak / 18 Aralık 2013
OSMAN ÖZGAN

Başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin kılcal damarlarına kadar sızan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), uzun yıllar gizlediği gerçek yüzünü Aralık 2013’te gösterdi. Hain örgüt, emniyet ve yargıdaki uzantıları kullanarak düzmece dosyalar üzerinden 17 ve 25 Aralık’ta operasyon düğmesine basarak seçilmiş hükümeti devirmeye kalkıştı. Ancak vatansever kadroların set olduğu FETÖ, amacına ulaşamadı.

FETÖ İHANETİ BÖYLE BAŞLADI

FETÖ, finans ve insan kaynağının büyük bölümünü dershaneler üzerinden sağladı. 2012-2013’te milyonları ekonomik olarak sömüren dershane sistemine köklü çözüm arayışı PDY-FETÖ’nün hükümete karşı yıllardır gizli kapaklı yürüttüğü savaşı, dershaneler üzerinden açık etti. Örgüt, 14 Kasım 2013’te “Eğitime Büyük Darbe” manşetiyle çıkan Zaman gazetesi üzerinden bu savaşı ilan etti.

OPERASYONU GİZLEDİLER

FETÖ, medya üzerinden yıpratmaya çalıştığı hükümeti devirmek için ilk olarak 17 Aralık sabahı harekete geçti. O dönem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli FETÖ’cü eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla ‘acil bir durumda’ devreye sokulması için bekletilen 3 soruşturma dosyası, aynı gün operasyona dönüştürüldü. Aralarında bakan çocukları ve iş adamlarının bulunduğu onlarca isim rüşvet, yolsuzluk, irtikap gibi suçlamalarla gözaltına alındı. 17 Aralık sabahı şok etkisi yapan ilk dalga, dönemin İstanbul Başsavcısından ve engel olacaklarını bildikleri emniyet müdürlerinden gizli yapıldı.

ERDOĞAN: “GÖZ YUMMAYIZ”

FETÖ’nün ilk darbe girişimi olan 17 Aralık günü toplu açılış için gittiği Konya’da konuşan ve o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İstedikleri kadar kirli yollara tevessül etsinler. Türkiye’de artık söz milletindir. Arkasına içeride ve dışarıda birtakım karanlık çevreleri alanlar Türkiye’nin istikametiyle oynayamaz. Türkiye operasyon yapılacak ülke değil” dedi. Erdoğan ertesi gün de “Devlet içinde devlet gayretiyle hareket ediyorlar. Bu örgütlenmeyi kesinlikle meydana çıkaracağız” diyerek, FETÖ’nün devlet içerisinde paralel bir devlet oluşturduğu mesajlarını verdi.

FETÖ’CÜ MÜDÜRLER
GÖREVDEN ALINDI

17 Aralık kumpasının ardından hemen harekete geçen Emniyet Genel Müdürlüğü, ilk iş olarak kumpasa imza atan Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç, Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı ve Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhan’ı görevden aldı. Ayrıca FETÖ’cü emniyet müdürlerinin üst makamdan onay almadan operasyona soyunması üzerine “adli kolluk yönetmeliği”nde değişiklik yapıldı. Değişiklikle emniyet ve jandarma birimlerinin gizli soruşturmalarda üslerine haber verilmesi zorunlu hale getirildi.


ZEKERİYA ÖZ POLİSLERİ
TEHDİT ETTİ

FETÖ, İstanbul’da kumpası yöneten emniyet şeflerinin görevden el çektirilmesinin ardından paniklerken, kumpasın başındaki isim olan firari eski savcı Zekeriya Öz emniyete giderek polisleri tehdit etti. Emniyete gelişinde gazetecilere görüntü veren Öz, “Neden geldiniz?” sorusuna “Neden geldiğim belli değil mi?” diye cevap verdi.

KILIÇDAROĞLU ABD ELÇİLİĞİNDE

Hükümeti hedef alan 17 Aralık kumpasının yankılarının devam ettiği günlerde dikkat çekici gelişmeler de yaşandı. Bunlardan biri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yaptığı ziyareti oldu. Kılıçdaroğlu, bazı CHP’li isimlerle birlikte dönemin ABD elçisi Francis J. Ricciardone ile görüştü. Bu ziyaretten birkaç gün sonra büyükelçilik binasında AB büyükelçilerine yemek veren Ricciardone, “Halkbank’ın İran’la ilişkilerinin kesilmesini istedik. Bir imparatorluğunun çöküşünü izliyorsunuz” şeklinde skandal ifadeler kullandı. Bu da FETÖ’nün darbe girişiminin aslında Türkiye’ye yönelik uluslararası bir müdahale olduğunu açıkça ortaya koydu.

İKİNCİ GİRİŞİM 25 ARALIK’TA

Emniyette deprem etkisi oluşturan değişiklikler nedeniyle ilk dalgadan umduğunu bulamayan FETÖ, öldürücü darbe için 25 Aralık’ta harekete geçti. Çok konuşulan soruşturmaların savcısı Muammer Akkaş tarafından Erdoğan’ın yakın çevresinin de bulunduğu çok sayıda iş adamı hakkında gözaltı işlemi uygulanmak istedi. Ancak 25 Aralık darbe girişimi de FETÖ’nün tehditlerine ve kumpaslarına boyun eğmeyen vatansever kadrolar tarafından boşa çıkarıldı. Akkaş’ın hukuksuz talimatına İstanbul Emniyeti direndi ve operasyonu gerçekleştirmedi. FETÖ’cü savcı bu kez jandarmayı devreye sokmaya çalıştı ancak bunda da başarılı olamadı.

ADLİYE ÖNÜNDE BİLDİRİ ŞOV

Dönemin Başsavcısı Turan Çolakkadı, darbe girişiminin ikinci dalgası için düğmeye basan Muammer Akkaş’ın elinden dosyayı aldı. Akkaş, ise adliye önüne çıkarak yetkisi olmadığı halde basın mensuplarına bildiri dağıttı. Çolakkadı, darbe girişiminin baş aktörleri olan savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş, Mehmet Yüzgeç’in de tüm hukuksuzluklarını ifşa etti. Çolakkadı, “Soruşturma dosyası Akkaş’ın yetkisi alanına girmiyor. 2 yıldır hiçbir bilgi vermiyorlar. Kayıtlara başka isim giriyor ya da hiç isim girmiyorlar. Savcılar rastgele soruşturma başlatıp bitiremez” dedi. Yeni Şafak, Akkaş’ın hukuksuzluklarını 27 Aralık’ta “Savcı Cumhuriyeti” başlıklı manşetiyle duyurdu.

HEDEF ERDOĞAN

Eğer FETÖ, söz konusu operasyonu gerçekleştirebilseydi Erdoğan’ı da gözaltına almaya varacak kadar ileri gidecekti. Nitekim Akkaş’ın soruşturma dosyasında, Erdoğan ile bazı bakanların örgüt kurup yönettikleri iddia ediliyordu. Hatta imha edilen bir belgede, “Dönemin Başbakanı” bile denilirken, , soruşturmada görevli FETÖ’cü polisler çekinmeden “Kabineyi burada toplayacağız” ifadelerini kullanmıştı.

YENİ ŞAFAK ÖRGÜTÜ
DEŞİFRE ETTİ

Yeni Şafak, daha önce olduğu gibi o günlerde de demokrasi yanlısı bir tutum takınarak, “yolsuzluk soruşturması” adı altında Türkiye ve hükümeti hedef alan FETÖ operasyonlarındaki tezgahları deşifre eden haberlere imza attı. 18 Aralık’ta “Boyun Eğmeyeceğiz” başlığıyla çıkan Yeni Şafak, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına geniş yer ayırdı. Yine Yeni Şafak’ın 19 Aralık tarihindeki manşetinde Erdoğan’ın “Bu Çeteyi Bitireceğiz” sözleri bulunuyordu. Yine devam eden günlerde Yeni Şafak, FETÖ’cü emniyet müdürlerinin görevden alınma ihtimaline karşı operasyonlardan önce fezlekelerin hazırladığını, söz konusu operasyonların Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) suç tespiti üzerine başlatıldığı iddialarının da asılsız çıktığını yazdı. Yeni Şafak, 30 Aralık’ta “Üçüncü Katta Organize İşler” başlığıyla verdiği manşet haberinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde operasyonun hiçbir resmi kaydının olmadığını ortaya koydu. Bilgi ve delillerin, Organize Şube’nin bulunduğu B Blok 3. Kattaki özel bir odada tutulduğu belirtilen haberde, “Veriler, polis otomasyon sistemi POL-NET yerine, sisteme bağlı olmayan bilgisayara yüklenerek tüm emniyet birimlerinden kaçırıldı” ifadelerine yer verildi.

ABD’NİN ELÇİSİNE SERT MESAJ: “ÇEK GİT BU ÜLKEDEN”

17 Aralık darbe girişiminin ardından o dönem ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone ile Kemal KIlıçdaroğlu’nun esrarengiz görüşmesini haberleştiren Yeni Şafak, 21 Aralık’ta “Çek Git Bu Ülkeden” başlıklı manşetiyle çıktı. Haberde, AB Büyükelçileri ile bir araya gelen Ricciardone’nin “Halkbank’ın İran’la ilişkilerinin kesilmesini istedik. Dinlemediler. Bir imparatorluğun çöküşünü izliyorsunuz” sözleri eleştirilirken, ABD elçisinin operasyona açıkça destek verdiğinin delili olarak yorumlandı. Ve haberde, “Hükümeti hedef alan Halkbank merkezli operasyonun arkasında ABD’nin olduğu ortaya çıktı” ifadeleri haberde yer aldı. Darbe girişiminin dış bağlantılarına ilişkin haberlerin ardından ise Yeni Şafak, operasyonların sözcülüğünü yapan medya organlarının hedefi oldu. Bu süreçte Yeni Şafak ile ilgili birçok iftira ortaya atılarak, karalama çalışması yürütüldü.

BU BİR DARBEDİR!

Yeni Şafak, FETÖ’nün 25 Aralık darbe girişimini, “Bu Bir Darbedir” manşetiyle duyurdu. 26 Aralık günü yayımlanan haberde, ABD, İsrail ve FETÖ’nün 17 Aralık’ta düğmeye bastığı operasyonun darbeye dönüştüğü belirtildi. Haberde iş adamları için düğmeye basılan operasyonun “hükümete yönelik çok uluslu bir müdahalesi” olarak yorumlandı. Türkiye’yi hedef alan saldırılara karşı tüm ülkeyi topyekun mücadele vermeye çağıran Erdoğan’ın, “Unutmayın, bu süreç yeni Türkiye’nin İstiklal Mücadelesidir. Bu süreç, Türkiye üzerine hesapları olanların, hesapların bozulacağı süreçtir” sözleri, “Büyük Türkiye’nin Milli Mücadelesi” başlığıyla gazetenin birinci sayfasında geniş yer buldu.


FETÖ’NÜN HSYK’SI

O dönem Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSYK) üyesi birçok isim FETÖ mensubuydu. FETÖ’nün yönetimindeki söz konusu Kurul, milli iradeye yönelik 17-25 Aralık darbe girişimine açıkça destek verdi. HSYK ilk önce 17 Aralık’ın ardından değiştirilen adli yönetmeliğe karşı bildiri yayınladı.

KENDİSİNİ MECLİS’İN
YERİNE KOYDU

HSYK’nın o dönemki skandalları bunlarla da bitmedi. HSYK, düzmece soruşturmaları yürüten FETÖ’cü savcılara ve hukuksuzluğa direnen görevliler hakkında inceleme başlattı. Yeni Şafak, hukuk tarihine geçen skandal kararı, 8 Ocak 2014’te “HSYK Birinci Kuvvet” başlığıyla duyurdu. Aynı HSYK ilerleyen günlerde de kendisini Meclis’in yerine koydu. Dönemin HSYK Başkanvekili FETÖ’cü Ahmet Hamsici, Meclis’teki HSYK’nın yapısını değiştirilmesini öngören yasa taslağına karşı 66 sayfalık bildiri hazırladı. HSYK’nın söz konusu bildirisi, 11 Ocak’ta “Paralel İşbirliği” başlığıyla Yeni Şafak’ta yayımlandı.

DARBE GİRİŞİMİNİN
AKTÖRLERİ DAĞITILDI

Hükümete yönelik darbe girişimine destek vermekle gündeme gelen HSYK, 15 Ocak’ta o dönem Adalet Bakanı olan Bekir Bozdağ’ın başkanlığında toplandı. 17-25 Aralık darbe girişiminin baş aktörleri dağıtıldı. Çağlayan Adliyesi’nde deprem etkisi oluşturan atamalar, 18 Ocak’ta, “O Ekip Dağıtıldı” başlığıyla Yeni Şafak’ta çıktı.

KAMUDA FETÖ TEMİZLİĞİ

Yeni Şafak, hükümeti hedef alan darbe girişiminin ardından kamuda yapılan FETÖ temizliğini de gündeme taşıdı. Özellikle o dönem emniyetteki tasfiyeleri haberleştiren Yeni Şafak, devletin diğer kurumlarında gerçekleştirilen görevden almaları da yakından takip etti.

FETÖ ULUSAL TEHDİT

2014 yılının ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısında devletin içinde yuvalanan Fetullahçı Terör Örgütü ele alındı. Söz konusu toplantıda FETÖ, ulusal güvenliğini tehdit eden unsurlar arasına girdi. Söz konusu gelişme, 27 Şubat’ta “Paralel Örgüt Ulusal Tehdit” başlığıyla Yeni Şafak’ta yer aldı.

ÖRGÜTÜN
YARGI AYAĞI KIRILDI

17-25 Aralık 2013 darbe girişiminin ardından yapısı değiştirilen HSYK’da FETÖ’cü üyelerin sayılarının fazla olması nedeniyle, örgüt üyesi hakim ve savcılarla ilgili şikayetler de sümen altı edildi. FETÖ’cü Ahmet Hamsici’nin başında olduğu 3. Daire, dosyaları çeşitli bahanelerle aylarca hatta yıllarca sürüncemede bıraktı. Kendilerinden olmayan hakim ve savcılar hakkındaki mesnetsiz iddiaları ihbar kabul ederek soruşturma açan HSYK, dosyaları alelacele gündemine alarak adeta gözdağı verdi. HSYK üyeleriyle yargı üzerinde vesayet oluşturan FETÖ’nün bu etkinliği 12 Ekim 2014’te yapılan seçimle son buldu. Tehdit ve şantajla hakim-savcıları etkilemeye çalışan FETÖ’ye karşı oluşturulan Yargıda Birlik Platformu’nun adayları seçimleri kazanarak yeni HSYK’nın temellerini attı. Yeni Şafak o günlerde, FETÖ ile mücadelede en etkin kurumların başında gelen HSYK seçimlerini de yakından takip etti. Yargıda Birlik Platformu’nun aday tanıtım toplantısını, 1 Eylül’de “Bizi Bu Zulümden Kurtarın” başlığıyla manşetten veren Yeni Şafak, seçim zaferini ise 13 Ekim’deki “Paralel’e HSYK Darbesi” başlığıyla verdi. FETÖ’nün HSYK seçimlerinden büyük yenilgiyle çıktığı belirtilen haberde, “Böylece yargıda vesayet bitti” denildi. HYSK değişiminin ardından FETÖ kumpaslarında görev alan hakim ve savcıların dosyaları bir bir raftan indirilerek gereği yapıldı.


CASUS BÖCEKLER

17-25 Aralık darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalarla hukuka aykırı tüm faaliyetleri tek tek deşifre edilen FETÖ’nün, devletin tepesini bile kayda aldığı ortaya çıkarıldı. Hain örgütün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde çalışma ofislerine böcek diye tabir edilen dinleme cihazı yerleştirildiği belirlendi. FETÖ’nün böcek casusluğunu araştıran Yeni Şafak, 1 Şubat’ta “Böcekler Casus İşi”, 14 Şubat’ta “14 Polise Böcek Sorgusu”, 21 Şubat’ta “Böcekleri Bulunca Yurt Dışına Kaçtılar”, 19 Kasım’da ise “Parelel Casusluğun Kod Adı: Fırsat Operasyonu” başlıklı haberler olmak üzere birçok önemli habere imza attı.


VİP DİNLEME LİSTESİ

Yeni Şafak, 28 Mayıs’ta “Vahim Tablo” manşetiyle FETÖ’nün yeni telekulak listesini deşifre etti. Haberde, örgütün çiftlik gibi kullandığı TİB’den çıkan belgeler göre örgütün, 2008-2010 yılları arasında 64 kişi için sahte isimler ve uydurma suçlamalarla mahkemelerden karar çıkarttığı belirtildi. Örgütün, merhum Necmettin Erbakan’ı “Huvzullah Gültekin” sahte ismiyle dinlediği, eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un ise “Özkan Şahin” sahte ismiyle dinlendiği belirtildi.


TÜRKİYE’NİN KALBİNE SALDIRI

Yeni Şafak’ın ortaya çıkardığı 64 kişilik dinleme listesi paralel yapılanmanın savunma sanayiini hedef aldığını ortaya koydu. Yeni Şafak’ın 29 Mayıs tarihli manşetinde, One Minute ve 2010’daki Mavi Marmara katliamının ardından İsrail’le anlaşmaları iptal ettikten sonra yerli projelere hız veren Türkiye’nin en kritik kurumları arasında yer alan HAVELSAN, TAİ, ASELSAN, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve TÜBİTAK’ta yerli projeleri yürüten yöneticilerin dinlendiği belirtildi. Bu projelerin arasında Atak helikopteri, A400M uçağı, C-130 ve T-38 uçakları modernizasyonu, İHA gibi onlarca kritik projeler bulunuyor.

BU İHANET AFFEDİLEMEZ

Türkiye, 2014 Mart’ta tarihinde görmediği bir ihanetle karşı karşıya kaldı. Fetullahçı Terör Örgütü, 30 Mart yerel seçimlerine günler kala, Süleyman Şah Türbesi’ne ilişkin yapılan toplantıda Dışişleri Bakanı, Bakanlık Müsteşarı, Genelkurmay 2. Başkanı ve MİT Müsteşarı’na ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarını sosyal medyada servis etti. Yeni Şafak, FETÖ’nün ihanetini, 28 Mart’ta “Bu İhanet Affedilemez” manşetiyle duyurdu.


ŞANTAJ LİSTESİ DEŞİFRE EDİLDİ

28 Şubat tarihli Yeni Şafak’ta ise FETÖ’nün şantaj listesi deşifre edildi. Yeni Şafak şantaj amacıyla dinlenen medya patronları ve yargı mensuplarının listesine ulaştı. Aynı tarihli gazetede, FETÖ’nün 2012’den itibaren o dönem Başbakan olan Erdoğan’ı baz verileri üzerinden takip ettiği, evini ve ofisini izlemeye aldığı haberi “Alçaklık” manşetiyle duyuruldu. Haberde, Erdoğan’ın evine giren çıkan tüm kişilerin takip edildiği ve bu kayıtların tutanağa geçirildiğine dikkat çekilirken, örgüt elemanlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının ismini tutanaklara “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan isimli şahıs” şeklinde geçirdiği vurgulandı.


İLK DAVA ‘TELEKULAK’TAN

17-25 Aralık darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında ilk dava, Adana’da açıldı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen telekulak soruşturmasında, FETÖ’cü 9 polis hakkında iddianame düzenlendi. Şüphelilerin 78 yıla kadar hapsi istenirken, söz konusu gelişmeyi Yeni Şafak manşetten duyurdu. 22 Nisan’da “Devlet Hedef Alındı” başlığıyla çıkan haberde, iddianameye göre örgütün, devleti ve hukuku hedef aldığı aktarıldı.




#yeni şafak
5 yıl önce