Mübarek Ramazan ayının feyzi ve bereketi üzerinize olsun. Bugünlerde, ruh dünyamızın kapıları ardına kadar açıkken en çok örnek insanlardan bahsetmek ihtiyacı duyuyorum. Elbette onların başında Rasulullah (s.a.v), daha sonra ise değerli ailesi geliyor.
Rasulullah’ın (s.a.v) orucu hakkında geçen yıllarda uzun uzun yazmıştım. Bu hafta ise Müminlerin Anneleri, Rasulullah’ın (s.a.v) eşlerinden bahsetmek istiyorum. Şüphesiz Rasulullah (s.a.v) örnek, öncü olduğu kadar, iyi bir öğretmendi. İlk eşi, her haliyle eşsiz Hz. Hatice annemiz ile Müslümanların zor yıllarında yaptıkları infak, Rasulullah’ın (s.a.v) ömrünün sonuna kadar devam etti. Rasulullah’ın (s.a.v) eşleri de ömürleri boyunca ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi günlük yaşamlarının bir parçası haline getirdiler.
Rasulullah (s.a.v) kadınların sosyal dayanışmanın en önemli bireyleri olduğunu görerek onlara, “Ey müslüman hanımlar! Ey müslüman hanımlar! Bir koyun paçası dahi olsa, bir komşu hanım, komşusu hanım için (hediyeyi) küçümsemesin” diyerek yemeği hediye etmeyi tavsiye etmiştir. Cenazede ölü yakınlarına, komşuya, ihtiyaç sahiplerine yemek hediye etmeyi emrettiği başka hadisler de vardır. Değerli annelerimiz daima bu emre gönülden uymuşlardır.
Hazreti Peygamber (s.a.v)’in evinde genellikle arpa, çavdar gibi tahılların kepekli unundan yapılmış ekmek ve hurma, bazı zamanlarda süt, zeytinyağı ve et bulunurdu. Bunların miktarı daima oldukça azdı. Her ne kadar Rasulullah (s.a.v) ailesinin erzakını ayırıyor olsa da, fakir kimselere vermek için bunları da tükettikleri bilinmektedir.
Süt, Rasulullah (s.a.v) ve ailesinin sevdiği bir içecekti. Rasulullah (s.a.v) tebliğin ilk yıllarında kendi sülalesine süt ve etin olduğu bir sofrada davet yapmışlardır. Rasulullah (s.a.v) ayrıca turfanda sebze meyveler için çok sevinir, dua, şükür eder ve kendisine getirilen bu ilk ürünlerin çocuklara yedirilmesini emrederdi. Müminlerin Annelerinin her birinin kendine ait bir odası ve mutfağı vardı. Rasulullah’ın (s.a.v) eşleri arasında Safiyye (r.a) yaptığı yemeklerin lezzetiyle ünlüdür. Öyle ki Hazreti Aişe (r.a) bir gün, O’nun pişirip gönderdiği bir kap yemeğin güzelliğinden şaşırmış ve kabı elinden düşürmüş olduğunu anlatır.
Bir başka anlatımdan, Hazreti Aişe’nin (r.a) babasının gönderdiği koyun paçasını yağsız ve karanlıkta pişirdiğini öğreniyoruz. Yine Hazreti Aişe (r.a)’nin, Hazreti Sevde (r.a)’yi Rasulullah’ın (s.a.v) bulunduğu sofralara davet ettiğini, bir gün harira pişirirken şakalaştıklarını okuyoruz.
Bütün bunlardan öğrendiğimiz, Müminlerin Annelerinin her koşulda ellerindeki malzeme ile mümkün olan en güzel yemeği yaptıkları, birbirlerine ve aile dışındaki insanlara da bu yemekleri ya da çiğ halleriyle yemek malzemelerini, kendilerinin aç kalması pahasına ikram ettikleridir. Oldukça sade, oldukça az yiyeceğin bulunduğu Rasulullah’ın Sofrasında, Efendimiz (s.a.v)’in ve eşlerinin dünya malına karşı gösterdikleri tutum, paylaşmaya verdikleri önem, insanları gözeten sevgi dolu tutumları, İslamın muhteşem tezahürü olarak bize feyz versin dilerim. Bu hafta, Efendimiz (s.a.v)’in evinde pişen iki tarifi paylaşmak istedim. Hayırlı, bereketli Ramazanlar.