İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı halklar ayakta iken uluslararası kurumlar ve bazı merkezlerde ise ilginç şeyler yaşanıyor. Hollywood, şu an gözlerin çevrildiği yerlerden biri. Zira “dünya starı” dediğimiz isimler arasında hakikati sezip ses çıkaranlar oluyor. Ve bu durumda da ‘makyajı siyonizm tarafından yapılan’ Hollywood’un
boyaları dökülüyor!
Esasında Hollywood’un yakın tarihine baktığımızda benzer olaylara rastlıyoruz. Merkezde de hep Yahudi lobileri bulunuyor. Hollywood’da Yahudileri, İsrail’i veya Siyonizmi eleştiren herhangi bir ses, söz, görüntünün var olma şansı yok denecek kadar az (Endüstrinin merkezi olan kısımdan bahsediyoruz elbette. Bağımsız sinemada yaşam alanları bulunabiliyor).
Son örneklerden ilerleyelim…
Hollywood’un parlayan yıldızlarından biri olduğu belirtilen Melissa Barrera, Filistin’e destek içeren bir mesaj paylaştığı için Çığlık 7 filminden çıkarıldı. Barrera, Çığlık serisinde başrolde yer aldığı gibi birçok ses getiren yapımda da başrol oynadı. Ancak Hollywood’da İsrail’i eleştiriyor olmak hatasına düştü ve artık film ekibinde yok. Gerekçe ise ‘antisemitizm’. Filmin yönetmeni Christopher Landon’ın X (Twitter) hesabından yazdıkları durumun vahametini gözler önüne seriyor: ”Her şey berbat. Bağırmayı kesin. Bu benim verebileceğim bir karar değildi.”
Hollywood’un tecrübeli isimlerinden Susan Sarandon da aynı kaderi yaşadı. Sosyal medya hesabından “Gazze’de olanları önemsemeniz için Filistinli olmanıza gerek yok. Filistin’in yanındayım. Herkes özgür olana kadar kimse özgür değildir” yazan Sarandon, son olarak Filistin’e destek eylemine katılınca çalıştığı yetenek
ajansı oyuncu ile yollarını ayırdı.
Hollywood’daki cadı avı ABD medyasının da gündeminde. Time dergisi verdiğimiz örnekleri ele alan bir haber paylaştı. Hollywood içinde bölünme yaşandığını vurgulayan dergi ilginç şeyler yaşandığına işaret etti. Hollywood gündeminin takip edildiği en önemli mecra olan Variety’de de benzer bir gündem var. Portalda uzun bir makale yayınlandı bunun için. Hollywood yıldızları arasında istemeyerek susanlar olduğu gibi sözünü sakınmayanlar bulunduğuna dikkat çekildi ve Filistin’e destek verenlerin yaptırımlara maruz kaldığı anlatıldı.
Bu örnekler dışında Variety’de menajerlik ajansı CAA’nın Film Departmanı Ortak Başkanı Maha Dakhil’in başına gelenler de ayrıntılı şekilde ortaya kondu. Sosyal medyada “Soykırıma tanık olmaktan daha yürek parçalayıcı ne olabilir? Soykırımın inkarına tanık olmak” diye yazan Dakhil’in görevine son verildi. İlginçtir, Tom Cruise devreye girdi. Variety’nin özel kaynaklarından aktardığı bilgilere göre Cruise, Dakhil için özel toplantı yaptı ve olayın büyümesini önledi. Dahil görevden alındı ama şirketten tamamıyla gönderilmedi.
ABD’deki 11 Eylül saldırıları, silah endüstrisi ve benzeri konularda perde arkasını anlattığı belgesellerle tanınan yönetmen Michael Moore da sessiz kalmadı. Geçtiğimiz günlerde DOC NYC Belgesel Film Festivalinde konuşan Moore, İsrail’deki sivil kayıplara üzülmenin yanı sıra Filistin’deki uygulanan katliama karşı da sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi. Gazze’nin yıllardır abluka altında tutulduğunu vurgulayan Moore şunları söyledi:
“16 yıl boyunca açık bir hapishanede mahsur kalırsak hepimizin nasıl hissedeceğini biliyoruz. Şu anda ne kadar çılgın olurdun? Her gün sadece sekiz saat elektrikle böyle yaşasaydınız her biriniz ne tür çılgınlık, korkunç eylem yapardınız? Yemeksiz mi? Su olmadan mı? Ve sadece 7 Ekim’den beri değil. Nasıl davranırdınız?”
Bu durumda yakın geçmişe de bakmak gerek. İsrail’in 2-3 yılda bir uyguladığı katliam politikası Hollywood ünlülerinin gündemine her zaman girdi. Cesur olup insanlık adına fikrini ortaya koyanlar oldu. 2012’deki saldırılar döneminde Dustin Hoffman, “İsrail insanlığını kaybederek kuruldu” demişti. Anthony Hopkins ise “İsrail savaş ve yıkım anlamına gelir. Amerika bu savaşın arkasında ve ben Amerikalı olmaktan utanç duyuyorum” ifadelerini kullanmıştı. George Clooney, “Bush, Sharon, Blair ve Rice tarihin nefret edeceği isimler” derken, Mel Gibson ise “Siyonistler yıkım kaynağıdır ve ben onlarla mücadele edebilirim” demişti. Zaten hatırlarsınız, Gibson’ın yönetmenliğini üstlendiği “Tutku: İsa Mesih’in Çilesi” filmi büyük ses getirmiş, Siyonist lobiler devreye girmiş, Mel Gibson’un kariyeri akamete uğramıştı. Robert De Niro’nun “İsrail kuduz bir köpektir” sözlerini de unutmamak gerek.