Dünyanın önde gelen tarihçilerinden olan ve 94 yaşında tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden İslam Bilim Tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin son yolculuğuna uğurlandı. Fatih Caminde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile çok sayıda siyasetçi, akademisyen ve belediye başkanı katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, cenaze namazını kıldırırken, Sezgin’in 94 yıllık ömrünü ilim uğrunda vakfettiğini, nice eserler verdiğini, insanlığın yolunu aydınlatmak için gece gündüz demeden gayret ettiğini söyledi. Prof. Dr. Sezgin’in İslam dünyasına, ilim yolcularına örnek olacak çok güzel işler yaptığını ifade eden Erbaş, “İnşallah bizler de onun yolunda oluruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yaptığı konuşmada, Prof. Dr. Sezgin’i tanıdığı andan itibaren ilim noktasında nasıl kararlı bir insan ve nasıl bir vatan sevdalısı olduğunu gördüğünü kaydetti. Fuat Sezgin’in hep tüm eserlerini Türkiye’ye nasıl getireceğinin hesabı içerisinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Bunları kendisiyle konuştuk. Hocamız şu anda Gülhane Parkı içerisindeki yeri beğendiğini söyledi ve biz de burada müzemizi oluşturduk. Müzenin yanına da bugün definini yapacağız. Öyle bir arzusu talebi olmuştu. Bu vesileyle attığımız bu adımda da buna bir ilave yapalım istedik. 2019 yılını inşallah ‘Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Yılı’ olarak ilan edeceğiz. Bunun da talimatını verdik. İnşallah bu da hem bilim tarihimiz için, hem ilim irfan tarihimiz için hayırlara vesile olur. Bu da bizim onun manevi noktadaki hayatı için bir izdüşümü olur diye düşünüyorum.”
Sezgin’in 60 yılındaki malum olaydan sonra adeta sürgün yiyen insanlardan bir tanesine dönüştüğünü ve hayatı boyunca bir çok esere imza attığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gerek İslam, bilim, düşünce, fizik, tıp, astronomi ve diğer alanlarda kaleme aldığı bu eserleriyle birlikte olayı şöyle cilt olarak raflara dizdiğimizde 1300 ciltlik bir eser ki bunun bir takımı da Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’nde yerini almış vaziyette. Yurt dışındaki eserlerini de getirme çalışmalarımız sürüyor. Rabbim cennetiyle müşerref kılsın” diye konuştu.
Prof. Dr. Fuat Sezgin, Türkiye’de 1960’ta askeri darbenin iktidara getirdiği hükümet tarafından hazırlanan ve 147 akademisyenin üniversitelerden men edildiği listede kendi adının da bulunması üzerine Türkiye’den ayrılarak Frankfurt Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etti. Cabir ibn Hayyan konusunda 1965’te yazdığı ikinci doktora tezini Frankfurt Üniversitesi Institut für Geschichte der Naturwissenschaften’a sunan ve bir yıl sonra profesör unvanını kazanan Sezgin, aynı yıl kendisi gibi şarkiyatçi olan Ursula Sezgin ile evlendi. Sezgin’in kızı Hilal, 1970’te dünyaya geldi. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim Tarihi’nin ilk cildini, 1967’de tamamlayan Sezgin, eserin 18. cildini yazıyordu. Sezgin, Süryanice, İbranice, Latince, Arapça ve Almanca da dahil 27 dili çok iyi derecede biliyordu. İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2010’da Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde kurulan Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü ise 2013 yılında faaliyetlerine başladı.
Konuşmasının ardından Erdoğan ile birlikte Başbakan Yıldırım, TBMM Başkanı Kahraman, Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş Prof. Dr. Sezgin’in tabutuna omuz vererek, cenaze aracına kadar taşıdı. Sezgin’in cenazesi daha sonra Gülhane Parkı’nda kendisi için yapılan mezara defnedildi. Defin sonrasında Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı, dualar edildi ve halka yemek ve tatlı ikram edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da defin sonrasında merhumun ruhu için Kur’an-ı Kerim okudu.