Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Barlas N. Aytaçoğlu açıklamasında, KOAH’ın akciğerlerde ortaya çıkan, sinsi ve geri dönüşümü oldukça sınırlı olan çok önemli önlenebilir bir hastalık olduğunu, dünya üzerinde bu hastalıktan dolayı sıkıntısı olan insan sayısının ise, 200 milyondan fazla olduğu belirtti.
Prof. Dr. Barlas N. Aytaçoğlu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada KOAH’ın en önemli 4. ölüm nedeni olduğunu ve yılda 2.9 milyon kişinin bu hastalıktan dolayı öldüğünü söyledi. Türkiye çapında ölüm nedenleri arasında ise KOAH’ın 3. sırada yer aldığına vurgu yapan Aytaçoğlu, her yıl bu hastalıktan 26 bin kişi öldüğünü söyledi.
“KOAH, zararlı duman ve toz parçacıklarını uzun yıllar soluma neticesinde gelişen, anormal mikrobik olmayan iltihabi yanıt (yangı) ile oluşan, hava yollarında kalıcı ve ilerleyici daralmayla seyreden bir akciğer hastalığıdır" tanımını yapan Aytaçoğlu, "Bu hastalığın en kötü yanı, bronşlarda oluşan tıkanmanın bir daha düzelmemesi ve tedavi olunmaz ise hastalığın sinsice ilerlemesidir. Hava keseciklerinin yırtılarak birleşmesi ve daha büyük keseler halini alması (amfizem) ve bronşlardaki ilerleyici tıkanma karakteristiktir. Bu zeminde sık enfeksiyon gelişmesi de olası hale gelmektedir” dedi.
Aytaçoğlu; “KOAH için en önemli risk faktörü sigara ve diğer tütün ürünlerinin içimidir. KOAH hastalarının yüzde 80’i sigara içmiş veya içmeye devam eden hastalardır. Sigara dumanına maruz kalmanın da KOAH gelişme riskini, hiç sigara dumanına maruz kalmamış kişilere oranla belirgin olarak arttırdığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
Diğer taraftan solunum yolu ile alınan ve hava yollarına zarar verme olasılığı yüksek olan gaz, toz, duman ve kimyasal maddelere maruz kalan ve risk altındaki bazı mesleklerde çalışanlar da bu hastalığa yakalanabilir” ifadelerinde bulundu.
Öksürük, balgam çıkarma, hareketle ortaya çıkan nefes darlığı ve hırıltılı solunum KOAH’ın ilk belirtileri olduğunu belirten Aytaçoğlu, “ Bu belirtilere sahip kişilerin zaman geçirmeden bir Göğüs Hastalıkları Uzmanına başvurmaları gerekmektedir. Hastalık ilerledikçe hastalar merdiven çıkarken, hızlı yürürken ve hatta en basit hareketleri bile yaparken, elbiselerini giyerken nefes alamaz hale gelebilirler.
Bazen balgamla birlikte kan gelebilir. Nefes darlığına bağlı uyku, beslenme bozulabilir ve harcanan enerjinin artmasıyla hasta kilo kaybedip zayıflayabilir. Hastalığın ileri dönemlerinde oksijen yetersizliğine bağlı morarma, aşırı yorgunluk, güçsüzlük, kalp yetersizliğine bağlı bacaklarda şişme ve kalpte ritim bozuklukları görülebilir” şeklinde konuştu.
KOAH hastalarında temelde iki çeşit ilaç tedavisi olduğunu söyleyen Aytaçoğlu, “Bu ilaçların birinci grubu bronşları genişletip havanın akciğerlere daha fazla gitmesini sağlamaya yönelik (Bronkodilatörler) ilaçları içermektedir. Diğer grubu ise yangıyı azaltıp hastalığı kontrol altına almaya çalışan (Steroid) ilaçlardır. Her iki ilaç grubu da genellikle sprey ya da benzeri şekilde tasarlanmış, nefesle içeri çekilerek kullanılan ilaçlardır. Daha ağır durumlarda ilaçları daha etkili olarak hava yollarına ulaştırabilmek için buhar içinde verilen ilaçlar (nebulizer) kullanılabilir. Tüm bu tedaviler için hastaların mutlaka doktor önerilerine tam olarak uyması gerekmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.