Yahya Coşkun, “Akif büyük sanatkarlardan biri. Öyle kuvvetli bir sesi ve sözü var ki... Sözünü sadece dün için söylemedi. Akif’in söylediği her şey bugüne de yarına da hitap ediyor” diyor. Mehmet Akif Ersoy’un hayatının son altı ayını geçirdiği ve mahzun bir şekilde hayata gözlerini yumduğu Mısır Apartmanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek “Hatıra Evi” olarak ziyarete açıldı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, “Mısır’dan vatan hasretiyle döndüğü yurdundaki son sığınaktı burası. Türk milletinin içinde bir ukdeydi; Bizim cümlemiz şu; burada bir şair öldü ve bu şair İstiklalimizin şairiydi” diyor.
UZUN YILLARDIR GÖNLÜMÜZDEYDİ...
- Akif’in hayatına, hayatının dönüm noktalarına, Mısır’da yaşadığı gönüllü sürgüne özel bir seçkiyle pencere açan Hatıra Evi, Mehmet Akif’in kıymetli mirasına saygı duruşu niteliğinde.Zira uzun yıllardır Akif’in yaşamöyküsünde sembolik bir yerde duran Mısır Apartmanı’nın müze olması herkesin gönlünden geçen yegane şeydi. Hatıra Evi’nde şairin külliyatına, hayatını anlatan notlara, aile albümüne, rahlesinden gözlüğüne ilk kez sergilenen birçok kişisel eşyasına tanık olabilirsiniz.Tarihi binada hazırlanan belgesel odasında ise Mehmet Akif’in hayat öyküsünü konu alan belgesel ile seslendirilmiş şiirlerini dinleyeceğiniz bir şiir odası da bulunuyor.Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilip hizmete açılan Mısır Apartmanı’nı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun’dan dinledik.
ÖNCE BİNAYI SONRA RUHUNU İNŞA ETTİK
Burası Akif’in hayatının son altı ayını geçirdiği yer. Uzun yıllar Mısır’da kaldığı, vatan hasretiyle yanıp tutuştuğu Türkiye’ye özlemle baktığı, hasta, güçsüz ve zayıf bir şekilde yurduna döndüğündeki son sığınağı burası. Hayata, vatana, ülkesine tutunduğu son durak. Mithat Cemal Kuntay onun yurda gelişini anlatırken vapurdan inişinde çok bitkin olduğunu, yanında eşi olmasa kendisini tanıyamayacağını anlatır. Hayatının son günlerini geçirdiği ve vefat ettiği yer olduğu için önemlidir burası.
- Akif’in son günlerini geçirdiği yerin başkalarının elinde olması nedeniyle Mısır Apartmanı milletin içinde bir ukde olarak kaldı. Bakanlığımız burayı aldı, restorasyonunu yaptık, yerdeki zemine kadar orijinal yapıyı ortaya çıkardık. Uyum ve intizamı sağladık. Önce inşai faaliyete başladık; sonra ise ruhi inşa dediğimiz binanın ruhunu inşa ettik. Bizim cümlemiz şuydu; burada bir şair öldü. Hayatının çeşitli zamanlarında farklı pencerelerden hayata, edebiyata ve sanata bakmış bir şair öldü, ve bu şair İstiklal marşımızın şairiydi.
Akif büyük sanatkarlardan biri. Öyle kuvvetli bir sesi ve sözü var ki… O sözünü sadece dün için söylemedi. Akif’in söylediği her şey bugüne de yarına da hitap ediyor.
Eşyaları ilk kez sergileniyor
- Taceddin Dergahı’ndan Ankara yıllarına İstanbul sürecine hayatının farklı dönemlerinden kişisel eşyalarını sergiliyoruz. Bunlar bakanlığımıza kayıtlı olan eserler ve ilk kez teşhir ediliyor. Her biri Akif’in kendi kullandığı eşyalar.Normal şartlarda benzerlerini bulabiliriz ama bunları özel kılan bakanlığımıza kayıtlı Akif eserleri olması ve ilk kez burada sergilenmesi. Safahat’a ayrı bir bölüm ayırdık. Her bir kitap ne zaman ve hangi ruh haliyle yazıldı, Akif’in o günlerde dünyaya bakışı nasıldı sorusunu örneklerle duvarımıza yazdık. Safahat’ın eski yazıyla tüm baskılarını ve Latin Harfleri’yle olan ilk baskısını sergiliyoruz.Safahat’ın bir nüshasını birlikte mücadele ettiği çok yakın arkadaşı Eşref Edip imzalamış. Ondan yadigar olmak üzere sergiliyoruz. Son olarak Mısır yıllarından hayatının son günlerine uzanarak hikayeyi bitiyoruz.