15 Temmuz öncesi FETÖ'nün yılmaz savunuculuğunu yapan Ahmet Turan Alkan, Mehmet Altan ve Ali Bulaç, darbe girişiminin başarıyla püskürtülmesinin ardından bir süre bekledi ve ardından sırayla darbe karşıtı yazılar yayınladılar. 17/25 Aralık'tan sonra AK Parti'ye karşı askeri göreve çağıran ve Erdoğan'ı idam ile tehdit eden Mümtaz'er Türköne ise başarısız darbeye karşı duran ilk isim olarak öne çıktı.
15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Fethullahçı Terör Örgütü'nün yandaş kalemleri dikkati çeken adımlar atıyor. Darbe girişiminin öncesinde kaleme aldıkları yazılar ve dile getirdikleri söylemlerle örgüte adeta toz kondurmayan Mümtaz'er Türköne, Ahmet Turan Alkan, Mehmet Altan ve Ali Bulaç'ın 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminden sonra, Gülen örgütünü hedef alan yazılar kaleme aldı.
FETÖ'ye bu zamana kadar hiç bir gerekçe ile eleştiri getirmeyen ve aksine istikrarlı bir şekilde savunuculuğunu yapan Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Mehmet Altan'ın darbe girişiminden günler sonra, darbeleri hedef alan yazılar kaleme alması ve Fetullah Gülen'i ile örgütünü eleştirmeleri dikkat çekti. Üç yazarım bu tavrının, Gülen'in 17 Temmuz günü yaptığı açıklamayla alakalı olduğuna dair sosyal medyada çok sayıda yorum yapıldı.
Teröristbaşı Gülen'in 21 Temmuz'da Pensilvanya'dan yayınladığı mesajın satır arasında örgüt yandaşlarına açık bir talimat verildiği görülmüştü. Gülen, "Allah'tan korkan insanların korkularına karşı kapılarını da kapamıştır, jaluzilerini de indirmiştir. Vicdan sahiplerinin böyle düşüneceğine inanıyorum" ifadeleriyle mensuplarına "saklanın, kendinizi gizleyin, bizimle aranıza mesafe koyun" şeklinde mesaj verdiği ifade edilmişti.
Ahmet Turan Alkan, Gülen'in talimatını tam olarak yerine getirmek için yazarlığı bırakacak kadar ileri gitti. Alkan son yazısında, "En başta aşırı derecede yorulmuş zihnî selâmetim olmak üzere ailemin, yakınlarımın ve dostlarımın zihnî selâmeti nâmına siyasi yorum ve eleştiri ihtiva eder tarzda yazı yazmayı terkediyorum. Eğer becerebilirsem ve fırsat bulursam bundan sonra sadece okumak ve belki edebî ve ilmî çeşnide şeyler yazmakla uğraşmayı ümid ediyorum" diyerek FETÖ'cü okurlarına veda etti.
Mehmet Altan, FETÖ'nün cuntacı askerlerini direkt açık etti ve varlıklarını kabul etti. Altan, darbe girişiminden günler sonra "Darbecilerin önemli bir kısmının FETÖ'cü olduğu da anlaşılıyor" tespitini yaptı.
FETÖ ile olan birlikteliği İslamcı camiada çok tartışılan ve bu duruşundan taviz vermeyen Ali Bulaç, Fethullah Gülen Grubu'nun bu girişimin içinde olduğuna dair somut emarelerin olduğunu ifade etti. Bulaç, internet sitelerine gönderdiği açıklamasında "Amerikan destekli darbe" tabirini de kullandı.
Üç yazarında Fetullah Gülen'in darbeyi şiddetle reddedip, tabanına "gizlenin, uzaklaşın" şeklinde mesaj vermesinden sonra ve ortaya tavır koyması dikkat çekti.
FETÖ'nün keskin kalemlerinden Mümtaz'er Türköne'nin darbe girişiminden hemen sonra kaleme aldığı yazıda, ait olduğu gruba dair hiçbir eleştiri getirmezken, ordu içinde paralel bir yapılanma olduğunu belirtti. Daha önce TSK'ya AK Parti iktidarına karşı darbe yapması için akıl veren Türköne, 17 Temmuz günü şu satırları yayınladı: "Devletin diğer birimlerinde olduğu gibi birden fazla kanun ve hiyerarşi düzeninin dışında yapılanma olduğu belli. Halka kurşun sıkacak kadar ileri gitmek için paralel dünya görüşünün ötesinde öfke ve nefretin belirlediği bir ruh ikliminin paylaşılması gerekir." Türköne, FETÖ'nün kontrolündeyken Zaman'da kaleme aldığı
başlıklı yazısında inanılmaz tehditler savurmuş ve Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül'ü "Entelektüel terör, acımasız direniş.." başlıklı yazısı üzerinden hedef göstermişti. "Bana çizmelerimi giydirmeyin" deyip kafasındaki işkence yöntemlerini sıralayan Türköne, çok istediği darbeye karşı duranlara nasıl işkence yapılacağını şöyle ifade etmişti: "Önce çıplak vaziyette katrana batırılacak, sonra elleri arkadan bağlı eşeğe ters bindirilip memleketin orta yerinde teşhir edilecekler."