15 Temmuz darbesiyle beraber gelişen elim ve vahim olayların müsebbibi FETÖ, dinî bir cemaatmiş gibi yıllarca devlet kademelerinin her basamağına sızmış ve sonunda bakiyelerini ayaklandırarak millî iradeye başkaldırmışlardır. İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ve Risale-i Nur talebeleri adına konuşan Mehmet Fırıncı, ülkeyi adeta kaos ortamına çeviren Gülen grubunun Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ve Risale-i Nur hizmeti ile birlikte anılmasından oldukça rahatsız. Kat'i manada bu sözde beraberliği kabul etmeyen Fırıncı gerekli açıklamayı yapmayı boynunun borcu olarak görüyor.
“Gülen, bilgilerini Bediüzzaman Said Nursi'nin eserlerine dayandırmasına dayandırmış ama, aslında hiçbir faaliyeti ve hizmeti Üstad'ın meşrebine uygun değil. Bütünüyle dünyevi bir gaye üzerine inşa ettiği siyasetinin (!) ağzında Üstad'ı zikretmesi bütün talebelerine hakaret mahiyetindedir."
“Risale-i Nur'un insanlık üzerindeki tesiri Gülen'ce kendi ideali uğrunda harcanmış, etrafına yığdığı insanlara eserlerden çok şahsına körü körüne bağlı bir nesil yetiştirmiştir. Daima Kur'anî ve imanî hakikatlere bağlanmayı tavsiye eden Risale-i Nur hizmeti nasıl olur da bu tarz bir örgütle eşdeğer olabilirdi? Bu sahte birliğe dayalı menfi bir harekete kat'iyyen müsaade yoktur!"
“FETÖ'nün aksine Üstad Bediüzzaman'ın hizmeti, gayri siyasidir. Onu siyasetle ilişkisinin özeti ise şudur:“euzubillahi mineşşeytani ve siyaseti" (Siyasetten ve şeytandan Allaha sığınırım). Buradan anlaşılıyor ki, siyasetin şerrine bulaşmadan çizgisini tamamen Allah yolunda iman etmekle yükümlü kılan Risale-i Nur talebeleri içinde FETÖ'nün hiçbir tecavüzüne yer yoktur!"
Derin Tarih Dergisi'nin tüm dosya yazılarını ve haberlerini takip etmek için
adresini ziyaret ediniz.