Çisem Gündüz, antioksidan ve antikanserojen özellikteki ürünleri seçerek beslenmenin kansere karşı atılacak en önemli adımların başında geldiğini belirterek, sağlıklı gelecek nesiller için her zaman dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
A, D, K ve B grubu vitaminleri ile iyot, selenyum, fosfor, magnezyum ve çinko minerallerinden zengin olan balığın bu özelliği sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, “Aynı zamanda omega-3 yağ asitlerinden de zengin olan balık bu özelliği ile kansere karşı koruyucu bir etki sağlıyor. Ülkemizin üç tarafı denizlere çevrili olmasına karşın ne yazık ki balığa hak ettiği değeri veremiyoruz. Aslında haftanın en az iki günü balık tüketmenin hem genel sağlığımız, hem de kansere karşı korunmada çok ciddi yarar sağladığı biliniyor. Ancak bu noktada pişirme yöntemine dikkat etmeniz gerekiyor. Balık, kızartma yöntemi ile pişirildiği zaman yüksek sıcaklıktaki yağın içerisindeki sağlığa zararlı toksik maddeler nedeniyle önerilmiyor. Bunun yerine, ızgara veya buğulama yöntemini tercih etmeye özen gösterin” diye konuştu.
Gündüz, üzümün çeşitlilik açısından en fazla türü olan meyvelerin başında geldiğini kaydederek, “Ülkemizin her bölgesinde farklı çeşitlerde bulma imkanı olan üzümün kırmızı ve siyah olanları kansere karşı koruyucu besinler listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Kırmızı üzümün özellikle kabuğunda ve çekirdeğinde bulunan ’resveratrol’ isimli madde, sağlık açısından zararlı serbest radikallere karşı vücudu kanser oluşumundan koruyor. Bunun yanında kırmızı üzüm, B vitaminleri ile demir, potasyum ve magnezyum mineralinden zengin içeriği sayesinde değerine değer katıyor. Ancak yüksek şeker içeriğinden dolayı üzüm tüketirken porsiyonlara dikkat edin” şeklinde uyarıda bulundu.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz, başta yoğurt olmak üzere probiyotik besinlerin güçlü bir bağışıklık sisteminin olmazsa olmazları arasında yer aldığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerin sayısını arttırarak sağlıklı bir mikroflora oluşumuna katkıda bulunuyor. Bu sayede sindirim sisteminde görülebilecek kanser gibi birçok hastalığa karşı önlem almış oluyoruz. Aynı zamanda kilo kontrolünü sağlamaya da yardımcı olan yoğurt, içeriğindeki selenyum sayesinde antioksidan özellik gösteriyor. Bu sayede kanserden korunmaya da yardımcı oluyor. Günlük tüketilmesi gereken süt ve süt ürünleri miktarı kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Ancak 3-4 porsiyon ile genelleme yapabilir. Yemeklerin yanında mutlaka yoğurt, ayran, cacık, ara öğünlerde ise süt tüketilebilir.”
Çisem Gündüz, özellikle kış soflarında daha fazla yer bulan kurubaklagilleri haftada 2 kez mutlaka tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Zengin içeriğinin yanı sıra yüksek posa içeriği sayesinde sindirim kanalının düzenli çalışmasını da sağlıyor. Baklagillerin hemen her çeşidinde bulunan kemik gelişimi ve sağlığı için gerekli olan kalsiyum, sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan B vitaminleri, kan yapıcı demir, potasyum, magnezyum ve E vitaminleri vücudumuzun korunmasına katkı sağlıyor. Aynı zamanda iyi bir protein kaynağı olması ve kan şekerini dengeleyici özelliğinden de yararlanmak için kurubaklagilleri sadece yemek olarak değil, yemeklerin yanındaki salatalara haşlanmış formlarını da ekleyebilirsiniz” dedi.
Gündüz, meyveleri kabuğu ile birlikte tüketmenin posa içeriğini artırdığını ve bu sayede sindirim kanalını daha düzenli çalıştırdığının altını çizdi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz, vitamin ve minerallerden zengin meyvelerin bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olduğunu hatırlatarak, “Erkekler için günlük 3 porsiyon, kadınlar içinse günlük 2 porsiyon meyve tüketimi uygun olacaktır. Bunun yanında mevsimde olan sebzelerden mutlaka öğle ve akşam öğünlerinde yer vermek önem taşıyor” diye konuştu.