
Çocukluğu tüfek imalathanesinde geçen, ilk yerli pompalı tüfek ile ilk yerli kurusıkı tabancayı üreten silah sektörünün duayen ismi İrfan Akdal, bir yıllık arge çalışmasının ardından ürettiği Ghost'la, Glock'un dünyadaki tahtını sallıyor. Akdal, mütevazı kişiliğiyle silah tüccarı denince mafya babası hayal edenleri de fena yanıltıyor.
Her delikanlının zihninin bir köşesinde yeri vardır silahın... Ama ne hikmetse, çekmecede, belimizde olunca hayali zihnimizde durduğu gibi durmaz. Serde delikanlılık vardır ne de olsa, ihtiyaç duyunca yerde koymayız hakkımızı, davranırız belimize… Son pişmanlık ise fayda vermez. Bu yüzden muhabbetimiz biraz da buruktur silahla... İrfan Bey'in Almanya'daki Silah Fuarı'ndan geldiğini öğrenince Akdal silah fabrikasının yolunu tutarken aklımda bunlar vardı.
Tel örgülerle çevrili ve askeri tesis edasıyla bizi karşılayan fabrikadan içeri girerken, enden ve boydan koordinatları epeyce geniş, işadamı görünümlü bir silah tüccarı bekliyordum. Lakin karşıma has Anadolu edalı, mülayim bir insan çıktı...
İrfan Bey, af tüfeği denilince akla gelen meşhur Üzümlü'de gelmiş dünyaya... Ailesi ve mesleğini devraldığı babası, bugün 17 bin kişilik nüfusuyla çoluk çocuk dahil af tüfeklerinden ekmek yiyen Üzümlü'deki ilk tüfek üreticilerinden biriymiş. Üzümlü'nün ve babasının silahla tanışıklığı ise İkinci Dünya Savaşı yıllarına, askeri ve özel fabrikalarda silah üretiminde çalışan birkaç kişinin bu mesleği kasabayla tanıştırmasına kadar dayanıyor. İlkokuldan itibaren imalathanenin bir parçası haline gelen İrfan Bey, 1980'de, askerlik dönüşü İstanbul'a yerleşmiş. Taşın toprağın altın olduğu yıllara rastlayan bu göç, hem İrfan Bey'in hem de Üzümlü'nün bahtını açmış.
Memlekette tümüyle el yordamıyla üretim yaparken İstanbul'da sanayi ile tanışan Akdal, burada da bildiği işine devam etmiş. Önce av tüfeği üreten fabrikalara Ar-Ge desteği vermiş. Bir yandan da ufak ufak üretime başlayan Akdal, bir süre sonra Üzümlülerin İstanbul'daki tutan eli gören gözü olmuş.
İrfan Akdal adı bugün duayen olarak anılıyor. Akdal'a bunun sırrı nedir diye sorunca herkesin bildiğini bizden de saklamıyor. “Sahip olduğum hiçbir gelişmeyi ve bilgiyi saklamadım ve insanlara açmaya çalıştım. Hatta o kadar ki kendi geliştirdiğim şeyleri bile memleket adına, sektör adına insanlara sundum. Bir çok patentli ürünüm taklit edildi ama bunu muhabbete dönüştürüp hiçbir yaptırım uygulama yoluna gitmedim” Rahmetli Özal pompalı tüfekleri serbest bırakınca İrfan Bey, vakit kaybetmeden tüfek imalatına başlamış. Havalı tüfekle girdiği sektörde, 91 yılında ilk kez yerli pompalı ve yarı otomotik tüfekleri imal etmiş.
İrfan Bey'in ilkleri bununla sınırlı değil. Kuru sıkı tabanca konusunda da ilk yerli üretici olan Akdal, kanuni düzenlemeyle silahlara boya sürülmesi ve pazarın daralması üzerine yivli yani gerçek silah üretimine girme kararı almış. Bence iyi de etmiş. Çünkü bu süreç Ghost'a sebep olmuş. Şahsına ait çeşitli marka ve modellerde 8 adet tabancası olan ve fırsat buldukça bunları inceleyen İrfan Bey, Ar-Ge çalışmalarında özellikle son iki yıldır herkesin dilinde olan, Amerika'da senede 500 bin adet satılan Glock markasını baz almış. Bir yıllık çalışmanın ardından Glock'taki profesyonellere hitap etme, hafiflik gibi tüm özellikleri barındıran ancak daha üstün özelliklere sahip olan Ghost'un patenti alınmış. İrfan Bey, Ghost'un tasarımını yaparken 1940'lardan bugüne kadar geniş bir tarama yapıldığını söylüyor. Son 7-8 aydır seri üretime geçtiklerini dile getiren Akdal, 2009 yılı sonuna kadar teslim edilmek üzere 130 bin talep almış.
Glock'un en önemli özelliğinin profesyonellere hitap etmesi ve hafifliği olduğunu vurgulayan Akdal, Ghost'un da aynı özellikleri barındırdığını dile getiriyor ve şöyle devam ediyor: “Dünya profesyonel silahların sağında solunda herhangi bir mandalı bulunmamasını istiyor. Yani çeker ateş edersiniz. Normal silahlar 1 kilo 200 gram civarındayken Glock ve Ghost 700 gram civarında. Ghost'un üstünlüğü ise tümüyle ergonomik bir tasarıma sahip oluşu ve tabancayı hedefe doğrulttuğunda size bakan tarafında ağzında mermi olup olmadığını gösteren bir gösterge bulunması. Silahın iç çalışma sistemleriyle ilgili tüm tasarımlar ve ürün geliştirmeleri bize ait” Ghost, Almanya'daki fuarda özellikle Glock firması ve Walter'in yetkilileri tarafından büyük ilgi görmüş. Akdal bu ilgiyi şöyle açıklıyor: “Bu bir ilgi midir hasetle bakma mıdır bir şey diyemem ama bizim ürünümüz tümüyle arge ve pataentli bir ürün olduğu için bu konuda taklit yapmamız söz konusu değil.”
Peki bu silahları kim alıyor?. Silahlar eskidiği için için mi hala silah satılıyor? İrfan Bey'in bu soruya da cevabı basit. “Teknoloji gelişiyor. Ayrıca insanların refah düzeyi yükseliyor. İnsanlar önce yiyecek, yemek aş iş buluyor sonra zevklerine bakıyor.” Akdal, sektördeki ilk 15 firmadan biri.. Ancak İrfan Akdal'ın bu konuda bir sitemi var. Türkiye'nin tabanca dışındaki yivli silahları yurt dışından ve özel sektörden aldığını hatırlatan Akdal, yurt içindeki firmalara tabanca dışında üretim izni verilmediğini, bu yüzden Türkiye'nin çok ciddi bir ihracat kaybı olduğunu anlatıyor. Ayrıca halen asker ve polisin silah alımı yaptığı ihalelerin 20 yıl önce hazırlanmış şartnamesinde tabancanın tanımı yapılırken horozu olacak, 1.5 kilo olacak gibi şartlar konulması Ghost gibi silahların geliştirilmesinin ve iç pazarda satılmasının da önüne geçiyor.
Akdal'a bir silah üreticisine sorulabilecek en nazik soruyu da sormadan edemiyorum. Yaklaşık 30 yıldır silah üreten birisi, hiç mi vicdan azabı çekmez.? Akdal'ın kendini savunması şöyle: “Evet, ürettiğim silahlarla yanlışlıkla belki iki kişi vurulmuştur ama yüzlerce kişi de canını, namusunu kurtarmıştır. Olaya bu tarafından bakıyoruz. İnsan silahın arkasındadır. Arkasındaki insan önemlidir. Neticede insanlar silahı korunmak için belki hobisi için belki başka bir şeşy için alırlar. Siz yapmasanız insanlar yine buluyor.” Kendisini silah üreticisi olarak tanıtınca insanların kendisine çeki düzen verdiğini ve şaşırdığını anlatan Akdal “Biz de herkes gibi bir insanız. Benim için elektrik süpürgesi üretmekle silah üretmek arasında fark yok” diyor.
Bir silah tüccarı ile konuşurken masanın üzerinde kağıtlar, dosyalar değil gördüğünüz gibi silahlar oluyor. Yine vitrinde de dünyanın dört bir yanında üretilen farklı marka silahların birer örneği sergileniyor. İrfan Akdal'ın bir zamanlar ithalatını yaptığı ürünler arasında gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça zor olan makineli tabancalar da var.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.