Dünyada yaklaşık 15 yıldır başlayan “Kişiselleştirilirmiş Tıp” konusu için Dr. Sibel Özgül alanında Türkiye’de en öncü isim. Dr. Özgül örneğin bir çocuk bağımlılık geni taşıyorsa onu spora bağlamanın gerekliliğini belirtti ve “eğer bunun önlemini almazsak bu çocuk ya bir kişiye, yemeye ya da maddeye bağımlı olur” diyor. Moda akımlardan uzak durmamız gerektiğinin özellikle altını çiziyor ve örnekliyor; “Kolajen ve probiyotik şimdilerde çok moda, herkes kullanıyor ancak biliyor musunuz ki genetik yapınız buna izin vermiyorsa sorun bile yaşayabilirsiniz” Bizim anladığımız kadarı ile en özet ile “Kişiselleştirilmiş Tıp” ile yaşamın şifreleri yeniden çözülüyor.
Kişiselleştirilmiş tıp son yıllarda genetik alandaki gelişmelerin klinikte kullanılmasına bağlı olarak kişinin hastalığı için doğru tedaviyi doğru zaman ve doğru miktarda alabilmesini belirlemek ve hatta hasta olmadan risk tespiti yapılarak koruyucu önlemlerin alınmasını sağlamak anlamına gelir. Yani adından da anlaşılacağı gibi kişiye özel tanı ve tedavi demektir. Biz sizin genetik kodlarınıza göre bir kılavuzunuzu çıkarıyoruz. DNA sarmalınızın üzerinde aminoasitler dizili ve bunlarda bazı standart dışı sapmalar meydana geliyor. Bunlara biz varyant diyoruz. Hepimiz 250 ile 500 arası varyant ile doğuyoruz. Yani kusursuzluk diye bir şey söz konusu değil. Yaptığımız genetik testler ile tespit ettiğimiz bu mutasyonlar ve taşıdığımız varyantlara göre, yakalanma potansiyeline sahip olduğunuz hastalıkları, duygu durumunuzu, başarılı olabileceğiniz meslekleri, nasıl beslenmeniz gerektiğini, hangi vitaminleri kullanmanız hangilerini kullanmamanız gerektiğini ve bunların hangi miktarlarda olacağını ve hatta hangi sporu yapmanız gerektiğini belirleyebiliyoruz. Bu veriler ışığında da kişileri kendi bireysel değerleri ışığında yönlendiriyoruz. Bu bilgilerin hepsi bizim hücrelerimizde bilgi olarak kayıtlı. Biz sadece bunları okuyoruz. Bütün bunları da, konusunda uzman bir genetik bilimci ile çalışarak yapıyoruz.
Hamilelikte yüksek tansiyon riski olan, düşük yapma riski olabilecek bir kadının önceden potansiyelini bilmesi sonra çok üzücü durumların olmasını engeller. Bildiğimiz bu riskleri yönetebiliriz. Aileden gelen kalp krizi riski taşıyan kişinin Akdeniz tipi beslenmesi, sigara içmemesi, 10 bin adım yürüyüş kuralını uygulaması hayatını kurtarabilir ve her şeyden bağımsız örneğin yüzde 40 bir kalp krizi riskini uyutmuş olur. Bunu bilir ve buna göre yaşarsanız kalp krizi riskiniz minimuma iner. Bu vesile ile sağlıklı beslenme ve egzersizin çok çok önemli olduğunun altını çizelim.
Bakın bizde her şey bir moda. Kolajen deniyor herkes kolajen kullanıyor ama eğer sizin otoimmün paneliniz varyant taşıyorsa ve dolayısı ile bu grup hastalıklara karşı bir potansiyeliniz varsa, bu kadar fazla antijen içeren bir şeyi kullanmanız ilgili reaksiyonları tetikleyebilir. Her şeyin kişiye özel olması gerekiyor.
Türkiye’de yeni diyebiliriz, ama dünyada daha eski ve daha yaygın uygulanıyor. Türkiye’de de ilgili hekimler artık bu konuda çok bilgiye sahip ve her geçen gün ilgilenen hekim sayısı da artıyor. Kişiselleştirilmiş tıp gün geçtikçe yaygınlaşıyor diyebiliriz aslında. Düşünün kişi psikiyatra gidiyor,hastaya testler yapılıyor ve sonucunda antidepresan veriliyor. Biz burada nasıl devreye giriyoruz. Antidepresanın farmako genetiği ile kişiye uygun olup olmayacağını belirleyebiliyoruz. Ayrıca duygu durum genetiğine de bakıyoruz. Size özel hazırlayacağımız bir ilaç pasaportu ile kullanacağınız antidepresandan, ağrı kesiciye, kanser durumunda alacağınız kemoterapiye kadar genetiğinize göre uygun ilaçları belirlemek mümkün.