Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Çetinkaya, "Gebelerde bel ağrısı görülme sıklığı yüzde 50 civarındadır. Yani gebelik döneminde iki kadından biri bel ağrısıyla karşılaşır" dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadriye Öneş Çetinkaya, gebelikte kas-iskelet sistemi takibinin ve egzersizin, ortaya çıkabilecek kas- iskelet problemlerinin önlenmesini sağlayacağı gibi doğumun da kolaylaşmasına destek olacağını söyledi.
Gebelikte yapılan egzersizlerin kas kuvvetini ve dayanıklığı artırdığı gibi, kemik yoğunluğuna olan olumlu etkisiyle kemik kaybını önlediğini vurgulayan Çetinkaya, haftada 3 kez düzenli ve doğru yapılan egzersizin kas gücü ve dayanıklığa verdiği katkıyla doğum sırasında gerekli kas aktivitesine de yardımcı olacağını aktardı.
Prof. Dr. Çetinkaya, karın ve pelvik kasların kuvvetlenmesinin doğumun kolay gerçekleşmesinde çok önemli bir yer tuttuğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Gebelikte bel, sırt, kalça, kasık ağrıları ile baldır krampları gibi kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları daha sık görülebilir. Gebelerde bel ağrısı görülme sıklığı yüzde 50 civarındadır. Yani gebelik döneminde iki kadından biri bel ağrısıyla karşılaşır. Bel ağrısının nedeni olarak gebelik hormonlarına bağlı gevşeklik, bel çukurluğunun artması ve buna bağlı gelişen mekanik problemler, bel fıtığına bağlı sinir basıları sayılabilir. Bu kapsamda gebelikte yapılacak egzersizler, postür eğitimi, kilo kontrolü ve yaşam aktivitelerindeki eğitimle kas-iskelet sistemi problemleri önlenebilir. Özellikle bel, sırt, boyun ağrısı gibi kas-iskelet sistemi yakınmaları gebelik öncesinde de var olan kadınların hekim tarafından değerlendirilip, egzersizlerinin planlanması önemlidir. Gebelikte yapılan egzersiz programı gebeliğin süresiyle ilişkili olarak, aktivitenin şekli, egzersizin süresi, şiddetini dikkate alarak düzenlenmelidir. Anne adayının sistemik hastalıklarının, kas-iskelet sistemi hastalıkları açısından öncelikle değerlendirilmesi ve buna göre egzersizlerin programlanması hem anne hem bebek sağlığı açısından şarttır."
Çetinkaya, egzersizlerin sağlıklı gebeler için kalp-dolaşım ve sindirim fonksiyonlarını düzenlediğini, ayrıca ödem ve varis oluşumunu önlediğini anlatarak, "Ayrıca egzersiz yapmak gebelik diyabetinin oluşma olasılığını azaltır, kas kramplarının oluşmasını önler." dedi.
Egzersiz programına mutlaka 5-10 dakikalık bir ısınmanın ardından başlanması gerektiğine dikkati çeken Çetinkaya, şu önerilerde bulundu:
"Gebelik egzersizleri kesinlikle hafif ve orta şiddeti geçmemelidir. Egzersizlerin yapıldığı ortam çok sıcak ve nemli olmamalıdır. Kaybedilen sıvının yerine konulması için sıvı alımına çok dikkat edilmelidir. Gebelikte en güvenli egzersizin sabit bisiklet ve yüzme olduğu kabul edilmektedir. Su içinde yapılan egzersizler, suyun kaldırma kuvvetinin eklemlere binen yükü azaltması, anne karnındaki fetusta ısınmayı önlemesi açısından özellikle tavsiye edilir. Tüm vücut kaslarında kuvvet ve dayanıklık artar. Gebelikte en sık şikayetlerden biri de ödem ve nefes darlığıdır. Su içinde yapılan egzersizler kadınlarda hem ödemin azalmasına faydalıdır hem de solunum kaslarının kuvvetlenmesine destek olarak rahat nefes almaya yardımcı olur. Dikkat edilecek önemli nokta, egzersiz yapılacak suyun sıcaklığı düşük olmalıdır. Gebeliğin hiçbir döneminde sıcak suya girilmemelidir. Gebelikte en çok tercih edilen en kolay egzersiz tipi ise yürümedir. Düzenli yürüme kasların kuvvetlenmesine yol açarak kas-iskelet sistemine ait yakınmaları azaltır."