Gazeteci yazar Hıfzı Topuz 96 yaşında ve yazmayı hiç bırakmadı. Geçtiğimiz günlerde gençlik yıllarında dostu şair Melih Cevdet Anday ile ilgili hatıralarını ve mektuplarını bir kitapta toplayan Topuz yazarlık mesleğini ve dostluklarını anlattı. 96 yıllık hayatına 51 kitap sığdırmış olan Topuz, sabah kahvaltı yapmadan masasına geçip güne yazarak başlamaktan mutlu olduğunu dile getiriyor. “Bütün hayatım gazetecilikle geçti, romancılığı da sevdim” diyen Topuz romana anneannesini yazarak başladığını şöyle anlatıyor: “Ben büyük annemin annesi Meyyale Hanım’ın hayatını anlatıyordum her zaman. Herkes ‘Bunu yazsana’ dedi. Ben de yazdım. Kitap 38 baskı yaptı. Gazetecilikten romancılığa geçmem benim için bir merhale oldu. Romancılığı da çok sevdim. Hala devam ediyorum.”
1923 yılında Nişantaşı’nda doğan Topuz, çocukluk yıllarıyla ilgili de şunları anlatıyor: “Kadıköy Yeldeğirmeni’nde St. Louis İlkokulu vardı. Oraya, 3 sene devam ettim. O sınıfta beraber başladığımız 3 kişiyle, Galatasaray’ı beraber bitirdik. Biri Semavi Eyice, biri Süreyya Günay. Yani onlarla hayatımız beraber geçti. Süreyya Galatasaray’a müdür oldu, Paris’te talebe müfettişi oldu. Semavi de ünlü bir Bizans uzmanı oldu.” Galatasaray’daki hocalarını ise şöyle anlatıyor Topuz, “Lisede evvela Esat Mahmut Karakurt’tan Türkçe okudum. Romancıydı, çok sevdiğim bir adamdı. Bizi çok etkiledi. Sonra Halit Fahri (Ozansoy) geldi, şair. Ondan hiçbir şey öğrenmedik. Ondan sonra İsmail Hamit geldi. 4 sene onunla okuduk. Ondan divan edebiyatını, Tanzimat’ı öğrendik. Ondan çok şey öğrendik.
Hukuk Fakültesi’ni bitiren ama avukatlık mesleğini sevmeyince Akşam gazetesinde çalışmaya başladığını söyleyen Topuz, muhabirlikten başladığı mesleğini severek yaptığını da sözlerine ekliyor. Çalıştığı gazete satılınca yurt dışına giden ve uzun yıllar UNESCO’da çalışan Topuz buradan emekli olduktan sonra yine gazetecilik mesleğine bu defa hocalık yaparak devam etmiş. Şimdi ise romanlar yazıyor.