Kendine has atmosferi, özgün tabiatı ve eşsiz yabani hayatıyla Galapagos Adaları, yüzme bilen deniz iguanaları, dev kaplumbağaları, dans eden mavi ayaklı kuşları ile adeta keşfedilmemiş bir dünya gibi. Su altında da ayrı bir dünyaya sahip olan Galapagos Adaları’nda volkanik hareketlilik günümüzde de devam ediyor. Korsanlar için bir cennet olduğu söylenen adanın ziyaretçileri her geçen gün artıyor.
Dünyadaki en ünlü yabani hayat gözlem duraklarından biri olan Galapagos Adaları, kaktüs ormanları, gür bitki örtüsüne sahip yaylalar, turkuaz koylar, en saf haliyle tropikal kumsallardan oluşuyor. Ekvador’a bağlı ancak ülke kıyılarına bin kilometre uzaklıkta bulunan Galapagos Adaları, Pasifik Okyanusu’nun doğusunda 13 büyük ve 6 küçük volkanik adadan oluşuyor. 1978 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınan Galapagos Adaları’na, yılda 200 binden fazla ziyaretçi geliyor. Galapagos’un en sembolik türlerinden biri dev kaplumbağalar. Galapagos adı da eski İspanyolca’da kaplumbağa kabuğuna atıfla kullanılan “semer” anlamındaki bir kelimeden geliyor. 150 yıldan fazla yaşayabilen bu devasa kaplumbağaların ağırlığı 270 kilogramı aşabiliyor.
Aylık gezi kültür dergisi olan Skyroad’ın Ağustos sayısında yer alan Galapagos Adaları, eşsiz yabani hayatıyla ürkütse de merak uyandırmıyor değil. Tüm çeşitliliğiyle yabani hayat, adaların her yerinde ve her an gözlemlenebiliyor. Adalara ayak basıldığı anda garip bir şekilde korkusuz ve meraklı hayvanlarla yüz yüze geliniyor.
Burada tropikal iklimde yaşayan penguenlerden parlak mavi ayaklı sümsük kuşlarına, gagalarını ustaca kullanan ağaçkakanlardan, buruşuk boğaz keselerini kırmızı balonlara dönüştüren fregat kuşlarına kadar her şey görülebiliyor. Adalardaki sisli dağlık bölgelerde zamana meydan okuyan devasa kaplumbağaları seyrettikten sonra kristal berraklığındaki sularda snorkel yaparken denizaslanlarıyla yüzülebilir ya da siyah katılaşmış lav kayalıklarında yürüyen tarih öncesi görünümlü deniz iguanaları yanında güneşlenirken, tüylerindeki dalga şekillerinden adını alan dalgalı albatrosların uçarken çizdikleri halkalar gözlemleyebilirsiniz.
Adalardaki deniz iguanaları, yüzebilen tek kertenkele türü olarak biliniyor. Bilim insanları, Güney Amerika’da yaşayan iguanaların milyonlarca yıl önce ağaç kütükleri ya da çeşitli enkaz üzerinde denizde yolculuk yaparak Galapagos’a gelmiş olduklarına inanıyor.
Adeta kur yaparak dans eden mavi ayaklı sümsük kuşları, başlarını gökyüzüne çevirip kanatlarını açarak dikkat çekmeye çalışırlar. Adada ayrıca kırmızı ayaklı nazca sümsük kuşları da bulunuyor.
Adaların çevresinde 50’den fazlası bölgeye has olan 400 farklı balık türü yaşıyor. İstiridye, mürekkep balığı, salyangoz ve ahtapotların da aralarında bulunduğu 800’den fazla yumuşakça cinsine ev sahipliği yapan sularıyla adalar, dalış tutkunları dışında deniz ürünleri sevenler için de eşsiz bir yer.
Galapagos, volkanik adalardan oluşuyor. Okyanus tabanından sızan lavların Galapagos Adaları’nı oluşturması 4 milyon yılda tamamlanan bir jeolojik süreç. Adadaki bazı yanardağlarda zaman zaman sismik hareketler ve patlamalar yaşanıyor. Buradaki son volkanik patlamanın da 2009 yılının Nisan ayında yaşandığı belirtiliyor.
16. yüzyılın sonlarından itibaren İspanyol ticaret yolları boyunca korsanların varlığı sıradanlaşmıştı. Galapagos Adaları, stratejik konumu nedeniyle o dönemde korsanlar tarafından sığınak olarak kullanılmaya başlanır. Adalarda tatlı su kaynağı bulunmasa da yemek bulmak için uygun bir durak olarak görülmektedir o dönemde. Ayrıca korsanlar, yağmaladıkları gemilerdeki tüm yükü yıllarca Galapagos Adaları’nda saklamışlar.