Birkaç yıl önce İngiltere'de ortaya çıkan ve kısa sürede başka ülkelere de yayılan bu ilginç etkinlik artık bizim ülkemizde de yapılıyor.Geçtiğimiz hafta İstanbul Modern'de ben de böyle bir deneyim yaşadım. Bir filmi izlemek başlı başına keyifken bir de izlediğin filmin tadını çıkarmak oldukça güzeldi. Şef Emre İşler, SuperFresh ürünleriyle Tasty Cinema için güzel bir menü hazırlamıştı. Belirli sahnelerde hissettiğiniz duyguları güçlendiren bu yiyeceklerle filmin tadını çıkardık.
İzlediğimiz film Mr. Bean's Holiday adlı bir komediydi. Filmi izlemek için oturduğumuzda Şef Emre İşler'in hazırlayıp numaralandırdığı yiyecekler dağıtıldı. Film başladığında ekranda çıkan numaraya göre o sahnede size verilen kutuyu açıp hem filmi izliyor hem de yemeğinizi yiyorsunuz. Mesela bizim kahramanımız bir restorantta deniz ürünleri yerken biz de balık kroketli sandviçlerimizi ısırıyorduk. Ya da tavuk kümesine girdiğinde köz biberli tavuk konfilerin tadı ağzımızda dağılıyordu. Filmin sonuna doğru meyveli parfelerimizi yedik ve 'mutlu son' frambuazlı kokteylle dilimizde dağılıverdi.
Koku ve tat duyularını filme dahil eden bir film izlemek tek kelimeyle lezzetliydi.Bu deneyimi yaşamak isteyenler için Tasty Cinema'nın kurucusu Serdar Paktin'le konuştuk.
Bu uygulama “edible cinema” adıyla üç yıl kadar önce İngiltere'de özel bir etkinlik mekanında başlamıştı. Biz de “bir film için özel bir menü tasarlanması” konseptinden ilham aldık ve tat, koku ve temas duyularının film izleme deneyimine dahil edilebilmesi fikrini, kendimiz nasıl geliştirebileceğimizi düşündük. Bu konsepti hakkında, gastronomik etkinlikler üzerine uzmanlaşan Hakan Patır bir buçuk yıl kadar önce söz etmişti. Hakan ile beraber, film tedarikleri üzerine uzman Dilek Bölükbaş ve iletişim ve deneyim tasarımı konularında uzman olan ben, tecrübelerimizi birleştirdik. Yaklaşık bir yıldır, birlikte bu konsepti geliştirmeye ve Türkiye için anlamlı ve değerli olacak şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu formatı çalıştığımız ilk zamanlar emeği geçen CookZone ekibine de teşekkürlerimizi sunmamız gerekir.
Bu deneyimi yaşamak isteyenler tastycinema.com http://tastycinema.com/ adresindeki e-bülten ve davet listemize kaydını yapıyor ve daha sonraki tüm iletişimi bu kanal üzerinden yürüyor. Etkinlik ve deneyim çok özel olduğu için, iletişimin de özel olması gerektiğini düşündük ve bu iletişim yöntemini benimsedik.
Şu ana kadar ilgi çok yüksek; her bir film deneyiminin tasarlanması ve uygulanması belli bir süre aldığı için, sabırsızlanan kişiler hemen her gün bize bir sonraki etkinliğin ne zaman olacağını ve nasıl bilet temin edebileceklerini soruyorlar. Bir etkinlik düzenlediğimiz zaman biletlerimiz 4-6 saat arasında tükeniyor. Yani, etkinliklerimize ilgi çok yüksek ve konuklarımızın beklentilerini tatmin etmek için çok çalışıyoruz.
Bu konuda, şimdiye kadar Tasty Cinema'yı deneyimlemiş kişiler ikiye ayrılmış durumda. Bazıları, “ben yediğimi görmek isterim” diyor ve ortamın biraz daha ışıklandırılmasını istiyor. Çünkü, onlar yediklerini görmenin filmin deneyimine daha fazla katkı sağlayacağını düşünüyorlar. Diğer konuklarımız ise, karanlıkta yiyecek ve içeceklerin sadece tadına vararak filmle bağlantılarını yaşamak istiyorlar. Gözlerinin filmde olması ile damağının lezzetleri keşfetmesi arasındaki bağı daha çok hissetmek istiyorlar.Dolayısıyla, karanlıkta yemek ve görerek yemek arasındaki fark kişiden kişiye değişiyor. Bu tamamen kişisel algı ve duyulara göre değişebilecek, küçük ama önemli bir fark. Biz bu anlamda, her iki şekilde düşünen kişiler için olabilecek en uygun ortamı sağlamak için çalışıyoruz.
Tasty Cinema, koku ve tat alma duyularını dahil ederek film izleme keyfine yepyeni bir anlam katan, leziz bir deneyim. Bu deneyimin gastronomi tarafı çok önemli ve her menü film gösteriminden önce özel mutfaklarda, profesyonel şefler tarafından hazırlanarak sunuluyor. Yani bir sinema etkinliği değil.Dolayısıyla, bu etkinliği sinemalardan ziyade daha özel, kapalı etkinlik alanlarında ve müze, galeri gibi mekanların sinema salonlarında düzenleniyor ve siteden önceden etkinlikler duyuruluyor.
Menünün ortaya çıkması için deneyim tasarımı ekibimiz ve o film için çalışacak olan şefler bir toplantı yapıyor ve filmin ana temasını, ortaya çıkması gereken ana deneyimi belirliyor. Sonra, herkes filmi defalarca kez izleyerek filmin önemli sahnelerini çıkarıyor ve tekrar bir toplantı yaparak filmin hangi sahnelerine, nasıl bir dizgeyle menü tasarlanacağı konusunda karar veriliyor.
Bu karardan sonra, şefler kendi aralarında çalışarak bir taslak menü önerisi sunuyorlar.
Ekipçe bu menü değerlendirildikten sonra tadım aşamasına geçiliyor. Oluşan menü, ekip ve konuyu hiç bilmeyen birkaç kişi tarafından film izleyerek tadılıyor. Bu tadımdan sonra, menü üzerinde yapılması gereken düzenlemeler veya değişiklikler varsa yapılıyor. En sonunda ortaya çıkan menü, konuklarımızın karşısına çıkmaya hazır hale geliyor.
Film seçimini yaparken, bu deneyimi yaşamak isteyen insanların genel olarak, en az bir kez izleyip beğendikleri ve “tekrar olsa, tekrar izlerim” diyebilecekleri filmleri seçmeye çalışıyoruz. Bu filmlerin, neşeli, olumlu ve mümkün olduğunca insanlara güzel duygular yaşatacak filmler olmasına özen gösteriyoruz. Biz insanların hayatına güzel hatıralar katmak istiyoruz.
Menüde, filmin ne olduğuna, hakim duygu ve düşüncelere ve ortaya çıkmasını istediğimiz deneyime bağlı olarak çok farklı şeyler olabiliyor. Örneğin, bir filmde patlama sahnesi vardır ve biz o patlama sahnesi için yenildiğinde/içildiğinde kişinin içinde de benzer bir patlama yaşatacak, acı sosla harmanlanmış şık bir içecek sunabiliyoruz. Başka bir filmdeki düğün sahnesinin sonunda, gelin ve damat uzaklaşırken lohusa şerbetinde poşelenmiş ayva tatlısını ekşi peynir kremasıyla beraber sunabiliyoruz. Yani, menüde ne olacağı gelen konuklarımıza biraz sürpriz oluyor ve deneyimi değerli kılan unsurlardan bir tanesi, işte, bu sürpriz faktörü.