15 Temmuz 2016’da Türkiye’yi kana bulayan ve 160’tan fazla ülkede yuvalanan FETÖ’ye karşı Türkiye, ‘dost ikazını’ her platformda yineliyor. Türkiye’nin uyarıları sonucunda 21 ülkede FETÖ bataklığına eleman devşiren okulların kapısına bir bir kilit vuruldu. 30’dan fazla düzenlenen uluslararası konferans ile sinsi örgütün hevesleri afişe edilerek faaliyet yürüttüğü ülke yönetimleri ve kamuoyları uyarıldı.
Türk milletinin kahramanca duruşu sayesinde engellenen 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin ardından Türkiye, Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı hem yurt içinde hem de uluslararası alanda kararlı bir mücadele başlattı. Bu mücadele, sadece bir terör örgütünü çökertmekle sınırlı kalmayıp, Türkiye’nin ulusal bağımsızlığını ve demokrasi değerlerini koruma amacı taşıdı.
KÜRESEL TEHDİT “FETÖ”
FETÖ, sadece Türkiye’de değil, 160’tan fazla ülkede faaliyet gösteren küresel bir terör şebekesi haline geldi. Örgüt, 800’den fazla okulu, yüzlerce ticari işletmesi ve medya kuruluşları ile dünya genelinde bir finans ve nüfuz ağı kurdu. FETÖ, organize suç, terör ve casusluk şebekesine dönüşen bir kült yapılanması olarak tanımlandı. Örgütün yoğun mevcudiyet gösterdiği bölgeler, Kuzey Amerika, Balkanlar, Avrupa, Orta Asya ve Afrika oldu. Örgüt faaliyet gösterdiği ülkelerde siyasi ve ekonomik nüfuz elde etmeyi hedefledi.
40’TAN FAZLA İŞ BİRLİĞİ ANLAŞMASI
Örgütün özellikle ABD, Almanya ve Afrika ülkelerinde yoğunlaşan bu yapısı, çeşitli manipülasyonlarla güvenlik tehdidi oluşturdu ve faaliyet gösterdiği ülkelerin iç siyasetlerine zarar verme potansiyeli taşıdı. Türkiye, bu yapıların çökertilmesi için bugüne kadar 40’tan fazla ülkeyle iş birliği anlaşmaları imzaladı. Türkiye’deki ana yapılanmasını kaybeden örgüt, yurt dışı yapılanmasıyla ayakta kalmaya çalıştı, diğer ülkelerdeki faaliyetlerini Batı ülkelerindeki finansman kaynaklarından sağladı. Örgüt ayrıca, basın, medya, sosyal medya ve lobi faaliyetleriyle dezenformasyon ve provokasyon çalışmalarını yurtdışından yönetti. Türkiye, örgütün bu yöndeki faaliyetlerine karşı uyarılarını ilgili ülkeler nezdinde diri tuttu.
DİPLOMATIK VE HUKUKİ ADIMLAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin FETÖ’ye karşı uluslararası arenadaki mücadelesini, yoğun diplomatik girişimler, adli ve hukuki adımlar, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri ile finansal yapılara yönelik çalışmaları kapsadı. FETÖ’nün yasadışı finansman, vize usulsüzlüğü, belge sahteciliği gibi giriştiği organize suç faaliyetleri bazı ülkelerde soruşturmalara konu oldu. Türkiye, muhataplarından FETÖ mensuplarının iadesi ve malvarlıklarının dondurulması taleplerini sürekli gündemde tuttu.
FETÖ OKULLARI KAPATILDI
Bugüne kadar 21 ülkede FETÖ okulları kapatıldı ve bu okullar Türkiye Maarif Vakfı’na devredildi. Türkiye’nin yoğun çabaları sonucunda, 120’den fazla FETÖ mensubu Türkiye’ye iade edildi. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan kapsamlı dosyalar, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ve sözde Başyüceler Heyetindeki örgüt elebaşlarının iadesi için ABD makamlarına sunuldu. Gülen’in ölümü sonrası bu süreç hâlâ diplomatik ve hukuki boyutta devam ediyor.
FETÖ’YE KARŞI BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI
Türkiye ayrıca, FETÖ’nün uluslararası toplumu manipüle eden faaliyetlerini durdurmak ve farkındalık yaratmak için konferanslar, seminerler ve medya kampanyaları düzenledi. Bu kapsamda 30’dan fazla uluslararası konferans düzenlendi ve dünya genelindeki Türk toplumu FETÖ tehdidine karşı bilinçlendirildi. FETÖ’nün din-politika-para üçgeninde şirket, vakıf, dernek, okul, medya kuruluşu gibi yüzlerce oluşumla faaliyetlerini sürdürdüğü bir organizasyon hüviyetine büründüğü görüldü.
FİNANSAL YAPILARA YÖNELİK MÜCADELE
Finansal yapılara karşı mücadelede ise, örgütün 200’den fazla ticari işletmesinin faaliyetleri durduruldu ve örgütün yurt dışındaki para transferlerini engellemek için çeşitli ülkelerde mali takip süreçleri başlatıldı. Çeşitli ülkelerdeki FETÖ okulları ve diğer yapılanmaları kapatıldı veya devredildi. 2024 itibariyle 22 ülkede FETÖ ile iltisaklı 252 okul Türkiye Maarif Vakfı (TMV) tarafından devralındı. Devralınan eğitim kurumları dışında, stratejik öncelik arz eden bazı bölgelerde alternatif okullar oluşturmak ve Türk diasporasının eğitim ihtiyacını gidermek amacıyla 212 yeni okul açıldı.
EĞİTİMDE YENİ ALTERNATİFLER
Türkiye, bu mücadelesinde FETÖ okullarını kapatarak eğitim alanındaki boşluğu Maarif Vakfı ile doldurdu ve hem kendi halkının hem de uluslararası toplumun geleceğine dair alternatif bir yol sunma gayretinde bulundu. Maarif Vakfı, bugüne kadar 49 ülkede 500’den fazla okul kurarak FETÖ’nün eğitim alanındaki etkisini büyük ölçüde kırdı. TMV’nin halihazırda 21 eğitim merkezi, 1 üniversitesi, 11 Türkiye Araştırma Merkezi, dünya genelinde 41 yurt binası bulunuyor. TMV, 54 ülkede 465 okulda, 1 üniversitede, 21 eğitim merkezinde toplam 46 bin 275 öğrenci ile faaliyetlerine devam ediyor.
ULUSLARARASI MÜCADELENİN ÖNEMİ
FETÖ’yle mücadelede uluslararası alanda da sonuçlar alınmaya başladı. Bu çerçevede, çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etti. 19 Ekim 2016 tarihinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları 43. Toplantısında FETÖ terör örgütü olarak ilan edildi.
ASYA’DA FETÖ’YLE MÜCADELE
Benzer bir karar 1 Aralık 2016 tarihinde Asya Parlamenterler Asamblesi tarafından alındı. Öte yandan, Asya Parlamenterler Asamblesi (APA), 10 Ocak 2023 Antalya Deklarasyonu’yla, sırasıyla 2016 ve 2019’daki 9. ve 12. Genel Kurul Toplantılarını hatırlatarak, FETÖ ile mücadelesinde Türkiye ile dayanışma ve tam desteğini bir kez daha vurguladı.
İSLAM DÜNYASINDAN ORTAK DURUŞ
27 Ocak 2017 tarihinde ise, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Parlamenterler Birliği’nin 12. Konferansında bu karar teyit edildi. KKTC’nin yanı sıra Pakistan Yüksek Mahkemesi, 28 Aralık 2018 tarihinde aldığı kararla FETÖ’yü terör örgütü olarak tanımladı.
AFRİKA’DAN MÜCADELEYE DESTEK
2021 yılı Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Togo, Burkina Faso ve Liberya Devlet Başkanlarıyla yaptıkları Zirve sonrası yayınlanan dörtlü bildiride FETÖ’nün ismi terör örgütü olarak yer aldı.
Vekalet savaşları
- Örgüt başı Gülen’in ölümüyle yapılanmadaki vekalet savaşları yeni bir boyut kazandı.
Mahrem birimler, medya ayağı ve mali yapılar arasındaki güç mücadelesi, FETÖ’nün geleceğine dair ciddi belirsizlikler ortaya koydu.
- 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’deki ana yapılanmasını kaybeden FETÖ, yurt dışındaki varlığını sürdürmek için yeni liderlik mücadeleleriyle karşı karşıya kaldı. Elebaşı
Fetullah Gülen’in ölümüyle birlikte, örgüt İstişare Heyeti’nin kontrolü altında görünse de güç savaşları örgütü fikri ve fiziki olarak bölmeye başladı.
- Elebaşının ölümü öncesinde, örgütün parasal kaynaklarını ve liderlik pozisyonunu kontrol etmek isteyen gruplar arasındaki gerilim gizli kalsa da, ölüm sonrası bu gerilim açığa çıktı. Pensilvanya’daki İstişare Heyeti’nde yer alan Mustafa Özcan ve Abdullah Aymaz, örgüt içindeki liderlik savaşının iki temel aktörü olarak öne çıktı.
- Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliğinde liderliği devralan Mustafa Özcan, örgütün ABD ayağını ve parasal kaynaklarını kontrol etmeye başladı. Özcan, uzun yıllar boyunca mahrem birimleri sevk ve idare eden kilit bir isim olarak biliniyor. Bu gruba destek verenler arasında Cevdet Türkyolu, Ekrem Dumanlı ve Adem Kalaç gibi isimler bulunuyor. Özcan, örgüt içindeki güç dengelerini korumak adına her türlü tavizi vermeye hazır bir lider olarak tanımlanıyor.
- Adem Kalaç, Gülen’in yetiştirdiği ilk mollalardan biri olarak mahrem birimlerin kuruluşunda önemli rol oynadı. 2023 yılında örgütün yeni İcra Heyeti’ne getirilen Kalaç, hem aile bağları hem de mahrem yapılarla olan etkisi sayesinde örgüt içinde kilit bir konuma ulaştı. Adem Kalaç’ın oğlu Hayreddin Kalaç, ABD ordusunda subay olarak görev yapıyor ve bu durum örgütün ABD’deki stratejik faaliyetlerine dair soruları gündeme getiriyor. Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, örgütün ABD’deki medya ayağının önemli bir parçasını oluşturuyor. Dumanlı, hem örgütün fikirsel yayınlarını hem de uluslararası kamuoyunda lobi faaliyetlerini yürütürken etkili bir rol oynadı.
- Avrupa tarafında liderliğe soyunan Abdullah Aymaz, Almanya merkezli olarak örgütü yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Aymaz’ın ekibinde Mustafa Yeşil, Talip Büyük ve Bilal Karaduman gibi isimler bulunuyor. Bu gruptaki liderlerin birçoğu, Avrupa’daki FETÖ tabanında zayıf bir desteğe sahip olsa da, örgütü finansal ve lojistik anlamda yeniden ayakta tutma çabası gösteriyorlar.