DEÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baklan, "Epilepsi nöbetleri sıçrama, hoplama, kavga çıkarma gibi garip hareketlerle seyredebiliyor. O zaman da ruhsal hastalıklarla karıştırılabiliyor" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Baklan, epilepsi konusunda her 5 hastadan 1'inin yanlış tanı aldığını, bunun da tedaviyi aksattığını söyledi.
Baklan, bugün Türkiye'de 700-800 bin kişinin "epileptik" olduğunu, hastalığın beyindeki santral sistemindeki bir grup sinir hücresinin deşarj yapması sonucu bedende oluşan değişiklikleri içerdiğini, nöbetlerin bayılma, şuur kaybı, dalgınlık, sıçrama şeklinde olabildiğini belirtti.
Başka hastalıklarla karıştırabiliyor
Epilepsi semptomlarının beynin etkilendiği bölgeye göre değişebildiğini, bu nedenle bayılmadan sıçramaya kadar birçok farklı nöbet çeşidinin bulunduğunu aktaran Baklan, farklı semptomların başka hastalıklarla karıştırabildiğini dile getirdi.
Halk arasında en çok bilinen epilepsi semptomunun "bayılma" olduğuna işaret eden Baklan, "Bayılan her 10 kişiden 2-3'ünün epileptik olduğunu biliyoruz. Epilepsi nöbetleri, tansiyon ve kardiyak hastalık belirtileriyle karıştırılabilir. Uyku laboratuvarımızda bunu inceliyoruz ve hastaların yüzde 20'sinin yanlış tanı aldığını görüyoruz" dedi.
Baklan, "Kalple ilgili ritim bozukluğu olanlar bayılabilir. Gerçek nedeni ortaya koymak lazım. Histerik bozukluklarla karıştırılabilir. Epilepsi nöbetleri sıçrama, hoplama, kavga çıkarma gibi garip hareketlerle seyredebiliyor. O zaman da ruhsal hastalıklarla karıştırılabiliyor" diye konuştu.
Şiddet davranışları, kavga çıkarma gibi epilepsi belirtilerinin de bulunduğuna işaret eden Baklan, nöbet sırasında zıplayanların ya da burun karıştıranların da bulunduğunu ifade etti.
Tedavi sürecini aksatıyor
Baklan, yanlış tanı alan hastaların tedavi sürecinin de aksadığını kaydederek, bazı epilepsi nöbetlerinin yanlış ilaç kullanımı nedeniyle geçmediğini belirtti.
Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Baklan, tedavi sürecinde ilaç, cihaz ve cerrahi yöntemlerin kullanılabildiğini dile getirdi.
Baklan, hastalığın çaresinin olmadığı yönündeki yanlış inanışlar nedeniyle bazı hastaların sağlık kuruluşlarına başvurmadığını kaydederek, "Bazı epilepsi hastaları gizleseler bile doktorun tedavi edemeyeceğini düşünüyor ve üfürükçülere gidiyor. Bu hastalığın tedavisi vardır." dedi.
Bazı hastaların da önyargılı bakış açısı nedeniyle epileptik olduğunu gizlediğine işaret eden Baklan, hastalığını saklayanların eş, iş bulamamaktan korktuğunu dile getirdi.
Baklan, doğru tanı ve tedavi alınırsa epilepsi hastalarının çalışabileceğine, evlenebileceğine ve çocuk sahibi olabileceğine dikkati çekti.
Ailelerin sıkıntıları büyük
Epilepsi hastası kızını DEÜ'deki uyku laboratuvarına getiren anne Müzeyyen Baysal da hastalıkla yaşamanın zor olduğunu, nöbet sırasında çevredeki insanların bakışlarından olumsuz etkilendiklerini söyledi.
Kızının tek başına okula gidemediğini, bisiklete binemediğini, çocukluğunu yaşayamadığını kaydeden Baysal, "Bazı insanlar da 'çocuğun içine cin kaçmış, hocaya götürün' dediler. Boşuna doktora götürmememizi söylediler. Bunlar da bizi üzdü." dedi.
Baysal, epilepsi konusunda insanların duyarlı olmasını istediklerini de sözlerine ekledi.