Engin Altan Düzyatan ve aynı sitede komşu olduğu sekiz arkadaşı, "Clubfinearts" adı altındaki sanat hareketinde buluştu. Amaçlarının Türk sanatını uluslararası platformda tanıtmak olduğunu söyleyen Düzyatan, dizilerin iyi bir araç olduğunu ifade etti. Düzyatan, "Dizide kullanılan evlerin duvarlarına bir şeyler asılıyor ya; IKEA'dan almayalım Türk sanatçıların eserlerini kullanalım" dedi.
Koleksiyonerliğin paylaşarak büyüyeceğini söyleyen Engin Altan Düzyatan ve birçoğu komşusu olan sekiz sanat arkadaşı, Clubfinearts adı altında bir sanat hareketi için bir araya geldi. Türk sanatı, sanatçısı ve koleksiyonerini uluslararası platformda görünür kılmak isteyen ekip; Ata Volkan Alp, Haluk Yücelsin, Hakan Salargil, Raul Danon, Engin Altan Düzyatan, Erol Büyük, Selim Erol, Cengiz Yatağan, Mert Üründül'den oluşuyor.
Her ay atölyeleri gezen ve eser alan Clubfinearts üyeleri, üç yıl içinde Türkiye ve yurt dışındaki birçok atölyeyi gezdi. Birçok önemli sanatçının işlerini satın aldı.
Sabah'ın haberine göre, "'Sanat için ne yapabiliriz, Türk sanatçılarımızı nasıl yurt dışında tanıtabiliriz?' diye kafa yoruyoruz" diyen Engin Altan Düzyatan, dizilerin sanatı yurt dışına tanıtmak için iyi bir araç olduğunu söylüyor.
"Diziler, sanat eserlerini yurt dışında tanıtmak için iyi araç olabilir. TV, Türkiye'de 300-350 milyon dolarlık bir ihracat oranına sahip bir eğlence sektörü. Türk dizilerinin dünyaya satılmasının karşılığı 200 milyon dolar. ABD'den sonra, en fazla diziyi Türkiye pazarlıyor. Çocukken Brezilya dizileri seyredilirdi. O dönem biz Brezilya'dan ithal ederdik, şimdi biz onlara dizi satıyoruz. Dizilerdeki objeler, 70 ülkedeki seyirciye ulaşıyor. Değerli ressamlarımız, heykeltıraşlarımız var. Onları nasıl daha fazla gösterebiliriz? Dizide kullanılan evlerin duvarlarına bir şeyler asılıyor ya; IKEA'dan almayalım. Sektörü sadece eğlence sektörü olmaktan çıkaralım."