Elazığ'ın Keban ilçesine bağlı Denizli köyü sınırlarında bulunan Selçuklu dönemine ait yaklaşık 750 yıllık kervansaray zamana karşı direniyor. İpek Yolu üzerinde 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlarında inşa edildiği tahmin edilen kervansaray, dış kapıdan girildiğinde ortada büyük bir salon şeklinde sağda ve solda iki oda, 6 bölmeden oluşuyor.
Daha önce Selçuklu Devleti’nin sembolü olan çift başlı kartalın bulunduğu, ancak şu anda yer almadığı ileri sürülen kervansaray zamana karşı direnirken, köy sakinleri restore edilip turizme kazandırılmasını istiyor.
Köylerinde çok eski bir kervansaray olduğunu aktaran Muhtar Süleyman Özer, “Halk diliyle bazı kaynaklarda da yazıldığını gördük, makıthan diye geçiyor. Buranın tarihi hakkında kesin bir bilgi yok. Herhangi yazılı bir belge yok. Yalnız 1970’lı yıllardan bugüne bilhassa 12 Eylül sonrası burayı tamir için çok geldiler. En az 20-30 kez dilekçeler verildi. Eski muhtarlar, köyümüzün büyükleri ve ben de muhtarken dilekçe verdim. Bunun onarımı ile ilgili defalarca gelindi, bir türlü çözüm olmuyor" dedi.
Tarihi kervansarayın özellikleri hakkında bilgi veren Özer, “Ana girişte biri sağda ve biri de solda olmak üzere iki tane odası var. Bu odalar hangi amaçla kullanılmış hiç kimse bilmiyor. Yalnız rivayete göre o zamanda gelen askeri birliklerin başındaki komutanların oturma odaları veyahut mutfak kısmı olarak kullanıldığı söyleniyor. Dış kapıdan içeri girildiğinde ortada büyük bir salon şeklinde sağda ve solda iki bölmeli 6 bölmeli iki oda var. Tahminlere göre o zamanda buradan geçen askeri birliklerin komutanların o odada kaldığı, içeride de askerlerin kaldığı söyleniyor. Bir rivayette 1634 yılında 2. Mahmut’un Mısır seferine gittiğinde buradan geçtiği ve burada konakladığı söyleniyor. Tarihsel yapıyı, taşların yapısını ve döşeniş şeklini görenlerin bu yapının kesinlikle Osmanlı yapısı olmadığını, Selçuklulara ait bir yapı olduğunu, yalnız ellerinde kesin bilgi olmadığını söylediler. Hangi uzman gelirse gelsin bu yapıya baktığında kesinlikle Osmanlı yapısı olmadığını, Selçuklu yapısı olduğunu söylemektedir. Çünkü kapının ana giriş kapısının üstünde Selçukluların sembolü olan ve bizim de çocukluğumuzda çift başlı kartal olduğu söyleniyordu" şeklinde konuştu.
Özer, "Şu anda kartal sembolü yok. O kartaldan ve kapı girişindeki süslemelerden ve taşların işleniş şekillerinden Selçuklu yapısı olduğu söylenmektedir. Tarihimizdir, geçmişizdir. Atalarımızın bize yadigarıdır. Tek bir isteğimiz ve ricamız kervansarayı, halk dilinde makıthanın bir an önce onarılması, tarihimizin yok olmamasıdır. Geleceğe ışık tutması için çok önemli. Bunların yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Kervansarayın zamana ayak uyduramayarak yıkılmaya başladığını dile getiren köy sakinlerinden Tahsin Turan (40) ise, “Köyümüz sınırları içerisinde rivayete göre Selçuklulara ait makıthan bulunmaktadır. Bu yapı biz çocukken daha bakımlıydı, biraz daha iyiydi. Tarihimizin yok olmaması için devlet tarafından onarılmasını, bakımının yapılarak korunmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.