Vücudun sigortası olarak adlandırılan karaciğer, sindirimden bağışıklığa, besin ögesi depolanmasından vücuttaki atıkların uzaklaştırılmasına uzanan bir dizi önemli işlevi gerçekleştiriyor. Son yıllarda karaciğer kanserlerinin görülme sıklığı açısından tüm kanserler içinde 6’ncı sırada yer alıyor. Prof. Dr. Ender Dulundu, “Karaciğer kanseri cerrahisindeki ek tümör tehlikesine karşı ultrasonografi, tomografi, MR, Pet CT gibi görüntüleme yöntemleri hayat kurtarıyor” dedi.
Sağlıksız hücrelerin karaciğerde yayılması ve büyümesi olarak bilinen karaciğer kanseri, yaşamı tehdit ediyor. İlk etapta kendi başına bulgu vermeyen bu kanser türü, büyüdükçe sağ tarafta karnın üst kısmına, sırtta veya omuza vuran ağrıya, tokluk hissine ve şişkinliğe neden olabiliyor. Yorgunluk, bulantı, iştahsızlık, kilo kaybı, güçsüzlük, ateş ve sarılık (gözlerde ve ciltte sararma), bacaklarda şişme (ödem) görülebilen karaciğer kanserlerinin tespitinde ise görüntüleme sistemleri kilit öneme sahip.
GÖRÜNTÜLEME BAŞARI GETİRDİ
- İstanbul Üniversitesi -Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Ender Dulundu, son yıllarda karaciğer kanseri cerrahisinde başarılı sonuçlar alınmasındaki en önemli faktörün, ameliyat sırasında kullanılan görüntüleme yöntemleri olduğu söyledi. Karaciğer kanseri cerrahisinde başarılı olabilmek için operasyondan sonra vücutta tümör bırakmamanın önemine dikkat çeken bu amaçla ameliyat öncesi ve sırasında uygulanan ultrasonografi, tomografi, MR, Pet CT gibi görüntüleme yöntemlerinin hayat kurtardığını ifade etti.
EK TÜMÖRLERE DİKKAT ŞART
Tüm görüntüleme yöntemlerine rağmen yaklaşık yüzde 3 ila 15 arasında değişen bir oranda ek tümör görülme ihtimaline dikkat çeken Prof. Dulundu, “İşte burada ameliyat sırasında ultrasonografi kullanımı devreye giriyor. Ameliyat sırasında ufak ultrason proplarını doğrudan karaciğerin yüzeyine koyarak saptanamamış olan ek lezyonları görme şansı yakalıyoruz. Özellikle hasarlı karaciğere sahip hastalarda (siroz, yağlanma, kemoterapinin etkileri) karaciğerin önemli damarsal yapılarını ve maksimum karaciğer dokusunu koruyacak şekilde bir cerrahiyi gerçekleştirerek hastada tümör bırakmadan bu cerrahiyi sonlandırabiliyoruz” dedi. Bu yaklaşımın en önemli faydalarından birisi de hastada koşullar uygunsa tümör sayısının handikap olmaktan çıkması ve çoklu karaciğer kitlelerinin de çıkartılabilmesini mümkün kılmasıdır.
AMELİYAT KARARINDA EKİP RUHU
- Karaciğer kanserlerinde ameliyata karar verirken ekip çalışmasının önemine de değinen Prof. Dulundu, “Ameliyat kararını veren ekip içinde onkolog, cerrah, gastroenterolog, radyolog, girişimsel radyolog ve nükleer tıp uzmanı mutlaka bulunmalı. Her uzman hastayı kendine göre değerlendirir ve ameliyat kararı en sağlıklı şekilde verilir. İlk planda cerrahiye uygun olmayan hastalarda onkolog, hastalarda kemoterapiye başlayarak bu tümörlerin sayısını küçültür veya azaltır. Aynı zamanda cerrahi için uygun hasta olduğunda da ekip kararı ile gereksiz kemoterapi almaşının önüne geçilmiş olur. Nükleer tıp uzmanı ve girişimsel radyolog, radyoembolizasyon veya kemoembolizasyonla tümör boyutunu küçültüp ameliyata uygun hale getirebilir” şeklinde konuştu.
KARACİĞER KANSERİYLE MÜCADELE
Çoğu hastada uzun süredir devam eden karaciğer hastalığının kansere neden olabildiğini aktaran Prof. Dulundu, “Uzun sureli hepatit B ve hepatit C varlığı karaciğer kanserine neden olabilir. Buna sirozun eşlik ettiği vakalar da olabiliyor. Aşırı alkol kullanma yaygın kanser sebeplerinden biri olurken, obezite ve şeker hastalığı steatohepatit adı verilen bir karaciğer hastalığına yol açar ve bu hastalık karaciğer kanseri riskini arttırır” diye konuştu. Karaciğer kanserlerinin başarıyla tedavi edilebildiğini söyleyen Dulundu sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle siroz hastalığı olduğu bilinen hastalarda ve vücudun farklı bir bölgesinde kanseri olan hastalarda periyodik muayene ve görüntüleme yöntemlerinin yapılması önemli.Karaciğer kanserinin tedavisi, organın durumuna, tümörün sayısına, yerleşim biçimi ve boyutuna, karaciğer dışında bir organda olup olmamasına ve hastanın klinik tablosu başarı grafiğini etkileyen sebepler arasında yer alıyor.”