Toplumda egzersizle ilgili bazı yanlış inanışlar fayda yerine zarara neden olabiliyor.
Hareket etmek, sağlığımızı korumada; kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve osteoporoz gibi hastalıkların tedavisinde önemli bir ilaç oluyor. Peki, hayatımızda bu kadar önemli yer tutan egzersizle ilgili doğru bilinen yanlışlar nelerdir? İşte yanıtı...
Hareketsizliğin kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığının bilimsel olarak 1950’li yılların başında ortaya konulduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ, “O günden bu yana giderek artan veriler, hareket etmenin sağlığımızı korumada; kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve osteoporoz gibi hastalıkların tedavisinde önemli bir ilaç olduğunu göstermektedir. Egzersiz, hareket ve spor olmadan bizim ve özellikle çocuklarımızın, torunlarımızın sağlığının koruması mümkün değil gibi görünmektedir” diyor.
Buna karşın toplumumuzda egzersizle ilgili bazı yanlış inanışların fayda yerine zarara neden olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Tolga Aydoğ, egzersizle (düzenli fiziksel aktivite) ilgili doğru bilinen 7 yanlışı şöyle anlatıyor...
Düşük şiddetli egzersizler daha az yararlı
Pek çok kişi, yürüme ve bahçe işleri gibi düşük şiddetli egzersizlerin vücut için daha az yararlı olduğunu düşünerek önemsemeyebiliyorlar. Oysa düşük şiddetli egzersizler – her gün olabildiğince çok bahçe işleriyle ilgilenmek veya haftanın 5 günü yarım saat düzenli ve tempolu yürümek ya da haftanın 3 günü 20’şer dakika koşmak- genel sağlığı koruma da ve bir çok kronik hastalıklarla ilgili riskleri azaltmada ve yaşam süresini uzatmada ideal.
Egzersizde ne kadar yorulursanız o kadar faydalı
Antrenman sonrası yorgunluk hissedilmiyorsa egzersizin şiddetinin artırılması gerektiği düşüncesi doğru değil. ‘Ağrı yoksa gelişim yok’ öngörüsü kas iskelet sistemi ve kardiak sorunlara neden olabilecek bir görüş. Yapılan bilimsel çalışmalar, ağrıyı göz önüne almadan ciddi yüklenmelerin aşırı kullanım yaralanmalarına zemin hazırladığını ve birçok sağlık sorununu artırabildiğini ortaya koyuyor. Egzersizler ile beklenen sağlık ve fiziksel gelişme elde edilemiyorsa, hekimin onayının olması şartıyla yüklenme şiddeti, süresini ve tipini artırmak, değiştirmek iyi olabilir.
Kilolu kişilerin egzersizle kalplerini zorlaması tavsiye edilmez
Kilolu olmak egzersiz yaparken kas iskelet ve kalp sorunu çıkma ihtimalini artırır ancak genel sağlığı uygun olan kişilerde, gerekli sağlık kontrollerinin yapılması şartı ile çok şiddetli egzersizlerin bile yapılması mümkün. Ama kilolu olmanın bir çok ek sağlık sorunu yaratabildiğini de unutmamak gerekir. Öte yandan, egzersiz yapmayan normal kilolu bir kişinin kalp hastalığından ölme riskinin, egzersiz yapan şişman birinden daha çok olduğunu unutmamak gerekir.
Mekik karın yağlarını eritiyor
Karın yağlarını eritmek için özel karın egzersizleri yapmak, örneğin mekik çekmek, sanılanın aksine çok etkili olmuyor. Doğrusu hiçbir egzersiz lokalize yağları eritmek için özel etkiye sahip değil. Ancak vücudumuzda genel yağımızın azalması istenen bölgedeki yağları azaltabilir. Buna karşın karın bölgesine yapılacak mekik gibi egzersizler, karın kaslarımızın belirgin görünür hale gelmesini sağlayabiliyor.
Yaşın artması ile metabolizma yavaşlar
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı; Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ “Bu söylem kısmen doğru ama metabolizmayı yavaşlatan en önemli unsur aslında yaşın artmasına bağlı olarak kişinin fiziksel aktivitesinin ve bunun sonucunda da kas kütlesinin azalmasıdır. Dolayısı ile yaşı bir kenara koyup hareketliliği, özellikle kuvvet egzersizleri ile kas kuvvetini artırmak; bir taraftan yaşlanmaya karşı durmaya, diğer taraftan metabolizmayı artırmaya olanak sağlar” diyor.
Yağları azaltmak için düşük tempolu egzersiz yapılmalı
Yağları azaltmak için egzersiz temposunun düşük tutulması düşüncesi de yanlışlardan birisi. Düşük tempolu egzersiz yağ, yüksek tempo ise karbonhidrat yakmak konusunda daha etkili gibi görünse de kilo kontrolünde, kilo vermede temel; egzersiz ile ne kadar kalori harcandığıdır. Çünkü hiçbir egzersiz izole bir enerji kaynağını kullanmaz ve amacınız kilo kontrolü ise şiddetli egzersizlerle, düşük tempolu egzersizlerin kombine edildiği, interval egzersizler en doğrusu.
Egzersiz aç karna yapılmalı
Egzersizin zamanlaması kişinin alışkanlıkları ile ilgili bir durum. Egzersiz ne aç ne tok karna değil, yemekten iki-üç saat sonra yapılmalı. Sabah erken spor yapanlar için bu süre azaldığından gıdanın kahvaltıdan sıvıya dönmesi gerekir. Tok karna egzersiz; kaslarımızda olması gereken kanın; mide-bağırsak gibi iç organlarımıza yönelmesine ve kasların etkin çalışamamasına ve kişinin karın ağrısı hissetmesine neden olabilir. Aç karna yapıldığında ise kişi egzersizi devam ettirecek yeterli kuvveti bulamayabilir. Hipoglisemi, diyabet gibi hastalığı olanlar bunlara bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.