
Yavuz Sultan Selim, asabi, zalim ve maceracı bir hükümdar mıydı yoksa istikrar ve huzur için savaşan, Osmanlı'nın varlık sebebi olan misyon ve vizyonun yegane bekçisi mi? Feridun M. Emecan, bu sorunun peşinden giderek gerçekçi bir Yavuz portresi ortaya koyuyor
Tarih aslında bir boy aynasıdır kitap okurları için. Kimi arada sırada, kimi zaman zaman nasıl göründüğünü merak ettiğinden okumak ister. Doğru kitabı okumak ya da ayarı yerinde gerçekçi bir boy aynasına bakmak işin en talihli yanı olsa gerek. Kırık döküklükten ve cilâlanmışlıktan uzak bir tarih kitabı, marifetli bir boy aynasına benzer. Marifet; her şeyi güzel veya kötü göstermek değil, gerçeği en yalın haliyle gösterecek muhtevaya sahip olmaktır tarihî bir kitap için. Hal böyle olunca tarihe ya da diğer bir tabirle geçmişteki bize sadece gerçeği gösteren bir aynadan bakmak, geleceği doğru bir zeminde değerlendirmeye imkân tanır.
Prof. Dr. Feridun M. Emecen, Yavuz Sultan Selim adlı eserinde, Yavuz'un şahsında Orta Doğu, İslâm Coğrafyası ve bölge halklarına tarihi gerçekler ışığında, görüntüsü yanıltmayan bir ayna tutmuş .
Devrin dünyasını ve o dünyanın engel tanımayan, en popüler sultanını, taht mücadelesi ve sonrası ile ele alarak, hadiselerin izinde tek bir bakış açısının kısırlığında boğulmadan farklı yönleriyle ele almış. Menkıbelerin, rivayetlerin, hikâyelerin hâkim olmadığı bir günümüz Selimnâme'si oluşturmuş adeta.
'Yavuz' bir Osmanlı Sultanı'nın engel tanımayan hedeflerini, akademik bir akl-ı selim ve tarihi belgeler ışığında değerlendirerek okuruna zamanının İskender'ini keşfetme, 'Şark'ı yeniden fethetme fırsatı tanımış.
Evet tarih bir aynadır. Makyajlarla bulandırılmamalı ve kişisel duyguların buğulandırmalarına fırsat verilmemelidir. Tarihi yanıltacak yanlışların içine girmeden hadiseleri kendi orijinalliği içerisinde değerlendiren bu eser, Yavuz Selim'in 'iş ayînesi'nde, içinde bulunduğumuz coğrafyanın kültürel ve siyasi genetiğini, sosyal durumunu, İslâm'ı algılama biçimini, kısacası Orta Doğu halklarının -günümüzde de devam eden - değişmesi zor profilini ortaya koyma adına önemli ipuçları sunuyor.
Osmanlı tarihinde farklı bir yeri bulunan I. Selim'i, devrin kaynaklarına dayanarak tanıtmak ve 'biyaografik mahiyetli siyasi hayatını' ortaya koymak gayesiyle kaleme alınan çalışma; hem tarihi hadiselere yaklaşımı, karşılaştırmalı analizleri, hem de objektif dili ile devre yönelik ciddi malumat sahibi olmak isteyenler için önemli bir başvuru kaynağı.
Yavuz Sultan Selim, ilginç kişiliği, sekiz yıl kadar süren kısa saltanatına rağmen kazandığı büyük başarıları ile döneminde dahi menkıbelere konu olan, hakkında bir çok rivayet ve hikâye üretilen geniş bir literatür oluşturmuştur. Bu durum Yavuz Selim'i tanıma adına kolaylık sağlasa da, doğru anlamanın önünde de önemli bir engeldir.
Bu tezimi doğrulayan en önemli neden, yazarın da tespit ettiği gibi Yavuz Selim'le ilgili hâlihazırda bulunan kitapların çok az bir miktarı hariç, önemli bir kısmının ikinci üçüncü elden kaynaklar temel alınarak, doğruluğu tartışılır, şüpheli bilgilerin hiçbir kritiğe ve tahlile tabi tutulmaksızın aktarımından ibaret olmasıdır.
Ne yazık ki, bu tür eserlerin düştüğü en büyük hata, Yavuz Selim gibi özel hayatına düşkün olmayan, özelini yaşamaya dahi fırsat bulamayan bir padişahın, hareketli ve engel tanımayan karakterinden ilhâm alınarak devrin hadiselerini değerlendirmek olmuştur.
Bu hata büyük bir hatayı doğurmuş, zamanla önüne geçilemeyen bir bilgi kirliliği oluşmuştur. Bunun sonucunda ne yazık ki ciddi ve sistematik bir planlama ile hedefi gaye edinme, bölgeyi istikrara ve huzura kavuşturma yolunda atılan adımlar küçümsenmiş, kirletilmiş; Osmanlı'nın varlık sebebi olan misyon ve vizyonu ve bu misyon ve vizyonun yegane bekçisi I.Selim'in hatıraları gölgelemiştir.
'Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslâm birliğini temin etmek içindir. Mülk Allah'ındır. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.' diyen bir I. Selim görmezden gelinerek; asabi, zâlim ve maceracı bir Selim portresi oluşturulmak istenmiştir.
Devrinin şartlarını, hâdimi olduğu imparatorluğu ve onun taşıdığı İslâm emanetini bekleyen tehlikeleri şehzadeliğinde fark eden, çok okuyan, çok tefekkür eden, hedeflerine ulaşamayacağını sandığında kendinden geçen, önüne çıkan engelleri aşmak için 'Yavuz' olmak zorunda olan, derinleştikçe büyüyen bir Selim var bu kitapta.
Yazar akademik birikimini şartlı bakış açılarına ezdirmeden tarihî kritiklere ve prensiplere bağlı kalarak bir satır dahi atlamadan Yavuz Selim Hân'ı tanımaya ve tanıtmaya çalışmış.
Böylelikle Osmanlı tarihi için bir dönüm noktası teşkil eden, saltanatının çoğunu seferde geçiren, gerçekleştirdiği büyük fetihlerle ve kesin çözüm çabalarıyla dünyada hayranlık uyandıracak bir iz bırakan, ekonomik ve askeri açıdan çağdaş bir değişim ve dönüşüm süreci başlatan, Osmanlı dini düşüncesinin sınırlarını çizen, siyasi ve sosyal hayatta Osmanlı'yı yeniden kuran, İslâm'ı tüm orijinalliği ile muhafaza eden, İslâm dünyasını tek bir bayrak altında toplayan, Mekke ve Medine'nin koruyucusu, hilafet tahtının sultanı, sert - eğilmez ve Hâk bildiği yolda kararlılıkla yürüyen bir lider, kendine iltimas geçmediği gibi ordularına da taviz vermeyen bir yiğit komutan olarak karşımıza çıkıyor Yavuz Selim.
Zamanın İskender'i, Şark'ın Fatih'i sıfatına yakışan kitap tüm detayları ile Yavuz'u ve yaşadığı coğrafyayı bir kez daha keşfettiriyor, geçmişi doğru bilmenin erdemiyle bugünü ve geleceği daha gerçekçi yorumlamanın şansını sunuyor.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.