Dut pekmezi Haho’dan

Ayşe Olgun
04:009/02/2020, الأحد
G: 9/02/2020, الأحد
Yeni Şafak
Dut
Dut

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın övgüyle bahsettiği dut pekmezi Erzurum Tortum’a bağlı Bağbaşı (Haho)’dan tamamen doğal koşullarda hazırlanıp gönderiliyormuş.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hastalıklardan korunmak için her gün bir kaşık dut pekmezi yediğini söyledi. Ardından da bu pekmezin ağırlıklı olarak Erzurum’dan geldiğini belirtti. Cumhurbaşkanı’nın övgüyle bahsettiği dut pekmezi nereden geliyor diye küçük çaplı bir araştırma yapınca anne babamın doğduğu Tortum Bağbaşı (Haho) köyüne uzanan bir hikâye ortaya çıktı. Hikâyeyi başa alırsak şöyle:

Kiev’den dönerken uçakta Cumhurbaşkanımıza, Çin’den dünyaya yayılan salgın hastalıklar için devlet olarak bir dizi önlem alındığını biliyoruz ve millet olarak bundan sonra neler yapılacağını merak ettiğimizi söyledim.

KOMPLE HASTANE AYRILDI

Öncelikle, Çin’e tam teşekküllü uçak gönderilerek vatandaşlarımızin ülkemize getirildiği ve geçiş dönemi için komple bir hastanenin tahsis edildiğini ve tek kişilik odalarda dinlendiklerini belirtti. Ülke olarak uygulanan önlemler medyada sıkça yer aldı. Ancak Cumhurbaşkanımızın kişisel olarak aldığı özel bir önlem var mı merak ettim ve samimiyetine dayanarak sordum.

Acaba özel bir formülü var mıydı?

Elbette öyle çok özeli ayrıcalıklı bir tedbir söz konusu değildi. Uzmanlar bile ellerinizi bol bol yıkayın, iyi beslenin diye şimdilik kişisel olarak bu kadarla yetinileceğini dile getiriyordu. Cumhurbaşkanı ise sağlıkçıların önerilerini hatırlattı ve kendisinin de bunlar dışında özel bir önlemi olmadığını belirtti. Daha sonra ise genel bir alışkanlık olarak her sabah bir kaşık dut pekmezi yediğini, dut pekmezinin kan yapma özelliği olduğunu dile getirdi. Bu arada dut pekmezinin de ağırlıklı olarak Erzurum’dan getirildiğini öğrendik.

Bu bilgilerden sonra kendi içimde küçük bir şaşkınlık yaşadığımı itiraf edeyim. Çünkü başta da dediğim gibi memleketimiz Erzurum’un Tortum ilçesi dut pekmezi ve pestiliyle ünlüdür. Ama sonra aklıma gelen “Acaba bizim akrabalar mı gönderiyor?” sorusunu “Yok canım o kadar da olmaz” diyerek hemen savuşturdum. Yine de ertesi gün dayanamayıp akrabalarımı telefonla arayıp sordum. Meğerse içime doğan doğruymuş. Cumhurbaşkanımıza bizim memleketten gerçekten de dut pekmezi gidiyormuş,


TEYZE OĞLUNDAN DUT PEKMEZİ

Bana verilen bilgiler şöyle: Teyzemin torunu ve eşi İstanbul Sarıyer’de oturdukları yıllarda Erdoğan’ın arkadaşı olan Erzurumlu bir iş adamıyla tanışmış. İş adamı da “Sizin oraların pekmezi iyi olur ben Cumhurbaşkanımıza hediye edeceğim” diyerek dut pekmezi istemiş ve birkaç yıl bu iş adamına memleketten dut pekmezi getirtmişler. Bu yıl ki dut pekmezini de teyzemin oğlu Mustafa abi göndermiş. Tabi bu bilgi memleket sınırlarında hızlı bir şekilde yayıldı. Bir anda sosyal medya hesaplarım memlekette kaynayan dut pekmezi videolarıyla dolup taştı.

Yaz tatilinde köye gittiğimizde sabah erkenden kapımız çalınır; “Bugün pekmez kaynatacağız fotoğraf çekmek istersen buyur gel” derlerdi. Büyük heyecanla fotoğraf makinamı alıp hemen peşlerine takılırdım. İçine doğal olmayan hiç bir şeyin katılmadığı pekmezin her aşamasında kadınların emeği vardır. Günün ilk saatlerinde dutlar bembeyaz örtüler üzerine silkelenip özenle toplanır. Sonra köy meydanında yakılan odun ateşinin üstündeki kazanlarda ağır ağır saatlerce pişirilir. Kazanda birikip koyulaşan dut suyu büyük demir leğenlere alınır ve kaynatılmaya devam eder. Posası ise bir çuval içine boşaltılıp ahşaptan bir presin içine konulur. Elde edilen posa suyu da diğer kaynayan pekmez suyuna yeniden eklenir. Dut suyu pekmez kıvamına gelince ocağın üstünden alınıp cam kavanozlara taksim edilir.

Ayrıca dutlardan sonra sırasıyla pestil ve tarhana (incir de deniliyor) dökülür bunlar da evlerin çatılarında güneş altında birkaç gün içinde kurutulur. Pekmez yapımı Temmuz ayında başlar ve ortalama bir ay boyu devam eder. Kadınların günlerce emek vererek ve özenle hazırladıkları bu pekmez kavanozları önce kendileri ve aileleri için ayrılır. Fazla olan beş on kavanoz da yakın çevredeki hatırlı eş dosta satılır. Elma, armut, mısır, fasulye, kızılcık, erik, patates gibi ürünlerin de yetiştiği bu beldede ürünlerde hiçbir şekilde tarım ilacı kullanılmaz, dışarıdan tohum alınmaz. Bu yüzden de yöre halkı sağlıklı ve uzun ömürlüdür. Ayrıca ailenin erkekleri şehirde ağırlıklı olarak ticaretle uğraştıkları için bu ürünlerin satışından elde edilen gelir kadınların cep harçlığı olur. Geçim derdiyle satış yapılmaz yani. Öncelik yöre halkının kendi kışlıklarını hazırlamak ve bir geleneği devam ettirmektir. Bu yüzden de çok ürün elde edip kaliteyi bozma derdine düşmezler. Böyle olunca yetişen ürünleri piyasada bulmak çok zordur. Bizim bile çoğu zaman satın almak için çaldığımız kapılardan “Bu yıl bana yetecek kadar ürettim, kusura bakmayın” diye geri çevrildiğimiz olmuştur. İstediğiniz kadar fiyatı artırın. Öncelik her zaman üreten ailenindir.

Neyse hazır konu dut pekmezinden açılmışken ben de bir çocukluk hatıramdan yola çıkarak dut pekmezinden yapılan iki tarifle mevzuyu kapatayım: İlkokul beşinci sınıftaydım ve ilk kez köye gitmiştim. Gördüğüm her şey masal gibiydi. Sabah kahvaltısında amcam çikolataya köy ekmeğini batırırken bir yandan da bana şöyle diyordu: “Bak biz köylüler sabah kahvaltıda çikolata yiyoruz gel sen de otur sofraya. Bizim çikolatanın tadına bak.”

  • Pekmezli Yumurta
  • *2 yemek kaşığı tereyağı
  • *1 yemek kaşığı pekmez
  • *4 tane yumurta
  • Tarifi:
    Tereyağı tavada eridikten sonra pekmezi karıştırılır, kısık ateşte o da eridikten sonra yumurta çırpılıp üzerine dökülür.Tavanın kapağı kapatılır ve pişmesi beklenir. Afiyet olsun...
  • Pekmezli Hasuta
  • *3 yemek kaşığı tereyağı
  • *1.5 su bardağı su
  • *Yarım çay bardağı pekmez
  • *3 yemek kaşığı un
  • Tarifi:
    Tereyağı tencerede eridikten sonra suyu üzerine dökelim daha sonra pekmezi ekleyelim. Ilıkken ununu katıp kısık ateşte yanlarından yağ çıkana kadar karıştıralım ve ocağın altını kapatalım.

#Recep Tayyip Erdoğan
#Pekmez
#Dut