Dünyanın en prestijli araştırma merkezlerinden Kaliforniya'daki Scripps Enstitüsü'nde HIV'in nörolojik etkileri üzerine çalışmalar yapan beyin cerrahı Prof. Dr. Murat Digiçaylıoğlu, Kovid-19'un kısa ve uzun vadeli nörolojik hasarları üzerine başlatılan araştırmayla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Digiçaylıoğlu, HIV hastalarında uzun vadede "hızlanmış bir Alzheimer tipi" geliştiğini, aynı riskin Kovid-19'da da bulunduğunu anlatarak, "Kovid aşılarında kullanılan mRNA teknolojisi ile elde edilecek terapilerle, bunu önlemeyi veya geriletmeyi hedefliyoruz" dedi.
Sentetik kimya, immünoloji, moleküler biyoloji ve biyofizik alanında, kimi Nobel ödüllü, pek çok önemli bilim insanının çalıştığı Scripps Enstitüsü'ndeki laboratuvarında, özellikle HIV'nin yarattığı nörolojik hasarlar ve agresif bir beyin tümörü olan glioblastoma tedavisinde beslenmenin etkilerini inceleyen alışmalar yürütüyor.
Yeni projesi için çalışıyor
"VİRÜS BEYİNDE HIZLANMIŞ ALZHEİMER'A NEDEN OLUYOR"
Kovid henüz 1,5 yıldır hayatımızda, çok genç bir hastalık, istatistiksel anlamda uzun vadeli kesin verilere sahip değiliz henüz. Ama elimizde şimdiden olan veriler gösteriyor ki Kovid-19'u semptomatik olarak geçirmiş hastalarda bazı nörolojik aksaklıklar gelişiyor.
Ciddi hasarlar oluşabiliyor. Bunun en önemlilerinden bir tanesi, hafıza ve algılama eksikliği, beyin kapasitesinin zayıflaması. Hem HIV'de hem Kovid'de gördüğümüz nörolojik hasarlar, Alzheimer'a çok benziyor. Hatta bu iki hastalık, 'hızlanmış bir Alzheimer'a neden oluyor" dedi.
1,6 MİLYON DOLARLIK ARAŞTIRMADA İNSAN HÜCRELERİ KULLANILACAK
O nedenle biz insanlardan, biyopsilerden elde ettiğimiz hücreleri kullanarak, virüsün orijinal ve genetik modifikasyona uğramış S1 kancasının (Spike proteini) hücrelerde ortaya çıkardığı veya çıkarabileceği hasarları görmeye çalışıyoruz. Özellikle gözlediğimiz bir şey, beyin kan bariyerinde bu S1 kancasının yarattığı hasarlar var. Bu da beyinde bariyer fonksiyonu görmesi gereken kan bariyerinin fonksiyonunu gerçekleştirememesine neden oluyor.
Bu şekilde de beyne girmemesi gereken çeşitli maddeler kontrolsüz bir şekilde beyne giriyor ve bu da özellikle nöroinflamasyonu tetikliyor. Tabloyu daha ağır bir duruma getiriyor. İkinci bir aşamada da beyne giren mikroglialar (beynin bağışıklık sistemi hücreleri) kontrolsüz bir şekilde artıyor ve inflamasyonu daha da ateşlendiriyor."
"AŞIDAKİ mRNA TEKNOLOJİSİ, TEDAVİ İÇİN DE KULLANILABİLECEK"
"İlk bir yılda genel hücresel mekanizmaları göreceğiz. Yani hangi sinyal mekanizmaları beyin kan bariyerini zedeliyor, oradaki endotel hücrelere S1 kancası nasıl zarar veriyor, bir anlamda hücre içindeki konuşmaları, irtibatı göreceğiz. Onu ortaya çıkardıktan sonra da kovid geçirmiş gönüllü hastalarda, beyin kan bariyerini dengelersek ya da sabitlersek, S1 kancasının verdiği zararlar azalıyor mu, geri çevrilebiliyor mu buna bakacağız. Bunu yapmak için de kovid aşılarının geliştirildiği teknolojiyi, mantığı kullanarak yapacağız.
Yani beyin kan bariyerine S1 yani spike proteininin verdiği zararı, mRNA teknolojisi kullanarak ya önlemek ya da geri çevirmeyi amaçlıyoruz. Messenger RNA, yani mRNA'yı kan beyin bariyerinin virüs karşısında zayıf kalmasını önleyecek şekilde kullanabiliriz. Sonuç olarak mRNA teknolojisi sadece kovid aşısı olarak yani hastalığı önlemek için değil, kovid'in yarattığı nörolojik hastalıklarda da tedavi olarak kullanılabilir."