Direnişe motorla tam gaz

Yeni Şafak
Fatma Çelik
04:007/08/2016, Pazar
G: 7/08/2016, Pazar
Yeni Şafak

Milli iradenin kurşunlara kafa tuttuğu o gece askerlerin yanına gidip onları ikna etmeye çalışan ve ambulansın giremediği yerlerden yaralıların imdadına yetişen motosikletliler vardı. O motosikletlilerden biri olan Fatih Oruç, “Ambulanslara bile ateş ediyorlardı. Ağır yaralıları sivil araçlarla, hafif yaralıları motosikletlerle hastaneye taşıyorduk. Motorun farları kapatıp yaklaşarak önlerdeki yaralıları kaçırır gibi alıyorduk” diyor.

Darbe akşamı araçların yolları kapatması, insan kalabalıklarının artması, toplu taşımaların sokaklardan çekilmesi sonucu motosikletler bir numaralı ulaşım kaynağı oldu. Boğaziçi Köprüsü'nde milli irade, tankların karşısında şanlı bir şekilde direnirken geride kalan yaralılar motosikletçiler tarafından hastanelere yetiştirildi. Canları pahasına ateş altındaki yaralıları gün ağarana kadar cesurca taşıyan motorcular, o geceden sağ kurtulan herkesin dillerinde. Sadece yaralıları değil, birimden arkadaşlarımız başta olmak üzere gazetecilerin de direniş cepheleri arasındaki ulaşımını onlar sağladı. Bir de Mobese kameralarına yansıyan, askeri ikna etmeye çalışan motorcular var. Askeri ikna etmeye çalışırken ayağından ve kolundan vurulan ameliyathane hemşiresi Melih Baytar ile onu hastaneye yetiştiren diğer bir motorcu Fatih Oruç ile bir araya gelip o geceyi konuştuk. Oruç, “Köprü girişinde, halka ateş ediyorlardı. Ambulanslara bile ateş ediyorlardı. Ağır yaralıları sivil araçlarla, hafif yaralıları motosikletlerle hastaneye taşıyorduk. Motorun farları kapatıp yaklaşarak önlerdeki yaralıları kaçırır gibi alıyorduk” diyor.



ASKERE YAKLAŞINCAATEŞ ETTİLER


Cuntacıların karşısına tek başına çıkan kadının arkasından giden 3 motosikletlinin olduğu görüntüler yansımıştı ekranlara. 23 yaşındaki ameliyathane hemşiresi Melih Baytar o motorculardan biri. Askeri, darbeden vazgeçirmeye çalışırken yaralanan Baytar yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Evde dinlenirken TRT'deki o soğuk sesi duydum. Televizyona baktığımda kanım dondu. O şok anını atlatınca direkt motorumu alıp dışarı çıktım. 'Ya nasip' deyip köprüye doğru yöneldim. Benim önümde giden bir motorlu arkadaş vardı. Onun peşine takıldım. Anadolu'dan Avrupa'ya geçişe doğru motorlarımız ne kadar hızlı gidiyorsa o kadar gittik. Ben son virajda tankları fark edince tereddüt etttim ama öndeki motorlu hiç gaz kesmeden devam ettiği için ben de yavaşlamadım. Asker barikatına yaklaştığımız da ateş etmeye başladılar.”



EMRE UY VE ÖLDÜR


Takip ettiği motorcunun gözleri önünde kurşunlandığını söyleyen Baytar, “Motorlu arkadaş önde olduğu için vuruldu. Vurulunca köprü demirlerine doğru yöneldi. Asker de onun olduğu yere sıkmaya devam etti. Yağmur gibi mermi yağdırdılar. Oradan sağ çıkmak mucize. Vurulan arkadaşın orada öldüğüne inandığım için halk ile aramızı çok açtığımızdan dolayı kendime kızdım. Bu şekilde ölmenin vatana bir faydası olmayacaktı. O an askerlere gidip konuşmaya karar verdim ve yanlarına gittim. Askerlere, 'Ben de sizin yerinizde olabilirdim. Emre uymayın, yapmayın' diyerek konuşuyordum. Oradaki bir uzman çavuş 'Git' diyordu sadece. Başka bir şey demiyordu. Askerler hiç tepki vermiyordu. Oradaki rütbeli askerlerden birisi havaya ateş eden askerlerden birinin namlusunu bana doğru uzatarak 'Öldür bu şerefsizi, emre uy ve öldür' diye üzerime doğrulttu” şeklinde konuşuyor.



YARDIM EDECEKKEN VURULDU


Kendisine uzanan namlunun ateşlenip ateşlenmediğini tam hatırlamayan Baytar, “Asker zaten havaya ve halka karşı ateş ediyordu. Yanımızda askere direnen kadının neler konuştuğunu hatırlamıyorum. Zihnim bulanıklaştı. O an diğer motorcularla beraber dil döküyorduk, yaptıklarının yanlış olduğunu anlatıyorduk. Baktım olacak gibi değil arkamı döndüm gitmek için. Motoruma yöneldiğimde arkamdaki motorcunun vurulduğunu gördüm. Sağlık görevlisi olduğum için yardım etmek istedim ama ayağıma mermi denk geldi. Ben de daha sonra kendi canımın derdine düştüm. 'Tamam yazıklar olsun size, gidiyorum' dedim ve zinciri kopan motorumu iterek uzaklaşmaya çalıştım” diyor.



YANIMIZDA OLMANIZ BİZE GÜÇ VERİYOR


Cumhurbaşkanı'nın halkı sokağa çıkarma çağrısını doğru bulmayanlara karşılık olarak, “Cumhurbaşkanı çağrı yapmadan önce halk tanklara karşı yürümeye başlamıştı” diyen ve yaralı Melih Baytar'ı hastaneye yetiştiren motosikletli emlakçı Fatih Oruç, o gece yaşananların bir diğer tanığı. O gece Baytar gibi yaralıları hastaneye taşıyan Oruç, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Darbe olduğunu öğrenir öğrenmez polis bir arkadaşımı aradım ulaşamayınca evden çıkmaya karar verdim. Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne gittim, polisler çatışmaya hazır bekliyorlardı. Arkadaşım yoktu ama. 'Ne yapabilirim?' diye sordum polislere. 'Halk olarak yanımızda olmanız bize güç veriyor, yanımızda bekle yeter' dediler. Orada biraz bekledikten sonra polis arkadaşın iyi olduğunu görmek için köprüye gittim.”



AMBULANSLARA ATEŞ EDİYORLARDI


Anadolu yakasında gişelere yaklaşınca sol tarafta askerlerin ve tankların olduğunu gören Oruç, “Ben askerlere yaklaştığımda bir motosiklet ters istikametten geliyordu. Yaralanan Melih motosikletlini iterek onların yanında uzaklaşıyordu. Durdum arkama bindirdim. Arkamızdan ateş etmeye devam ettiler, son gazla gişeleri geçtim. Hastaneye götürdüm.


Melih, 'Abi birşey yapmak istiyorsan git direnmeye devam et' dedi. Bu sözleri bana tekrar güç verdi. Köprüye döndüğümde insanların sayısı binlere ulaşmıştı” şeklinde konuşuyor.



Gavura sıkar gibi sıktılar




Darbe gecesi hava aydınlamaya başlayınca açık hedef haline geldiklerini söyleyen Fatih Oruç, “Bizi daha rahat görüp nişan alabileceklerdi. Belki aralarında insafa gelen olurdu ama olmadı. Sıkmaya devam ettiler, gavura sıkar gibi sıktılar. Ortalık duruldu mermi sesleri sustu. Herkes birbirini kutluyor. Kolay değil, basit bir olay yaşanmadı” diyor.



Yaralı halde vurulanları tedavi etti




Darbeci askerleri ikna etmeye çalışırken yaralan Melih Baytar, yaralı bir şekilde tankların olduğu yerden uzaklaşırken Avrupa Yakası'ndan Anadolu Yakası'na motosikletiyle geçen Fatih Oruç'u görür. "Motorcular birbirlerine yardımcı olur" diyen Baytar, “Motorun arkasına bindim ve çalıştığım Üsküdar Devlet Hastanesi'ne gittik. Ben hastaneye yaralı olarak giren ilk kişiydim. Arkamızdan diğer yaralılar gelmeye başladı. Ben kendi yaramın üzerini kapatıp 4-5 saat diğer yaralılara yardım ettim. Çünkü çok kötüydüler. İnsanlar perişandı. O an kendi canımın derdine düşmeyi kendime yediremedim. Sabah olunca Fatih abi aradı 'Motorun burada' diyerek gidip almamı istedi. 'Helal olsun gazi oldun' dedi gülerek, sarıldık ve vedalaştık” şeklinde konuşuyor.


#Milli irade
#Darbe gecesi