Geçtiğimiz yıl 25 bin kişiyle Whatsapp alışkanlıkları üzerine araştırma yapan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, Whatsapp’ın Türkiye’deki kullanıcılarına dayattığı sözleşmeyi dijital faşizm olarak yorumluyor.
Bundan 10 yıl önce hayatımıza giren Whatsapp, günlük hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. Her gün Whatsapp üzerinden anlık iletişim kuruyor, görüntülü konuşuyor, fotoğraf, yazı, belge paylaşıyor; toplantılar yapıyoruz. Her cinsiyet, yaş ve gelir grubu arasında bir kültür haline dönüşmüş durumda Whatsapp. İhtiyaç hiyerarşimizde ilk sıralara girdi bile.
Hayatımızın bu denli ortasında olan Whatsapp, son günlerde yeni güncellemesiyle “ortalığı karıştırdı.” Kullanım koşullarında değişikliğe gitmeye hazırlanan WhatsApp, verilerini Facebook ile paylaşmayan kullanıcılara yasak getirmeye hazırlanıyor. Kullanıcılarına 7 Şubat’a kadar mühlet veren uygulama verilerimizi kullanmak ve bu verileri işlemek, reklama dönüştürmek için izin istiyor. Söz konusu şahsi bilgilerimiz olunca yaşanan panik havası süreci karmaşık hale getirdi. Veri paylaşımından endişelenen kullanıcılar Telegram başta olmak üzere farklı uygulamalara geçiş yapıyor. Peki Whatsapp’ın bu güncellemesi ne anlama geliyor? Tehlike söz konusu mu? Diğer uygulamalar ne denli güvenli? Kullanıcılar risklerin önüne geçmek için ne yapmalı? Geçtiğimiz yıl 25 bin kişiyle Whatsapp alışkanlıkları üzerine araştırma yapan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan ile konuyu masaya yatırdık.
Whatsapp, 2014’te Zuckerberg Grubu tarafından 19 milyar dolara satın alınan bir uygulama. Kimsenin nasıl şartlarda satın alındığını bilmediği bir uygulamadan bahsediyoruz. 2.2 milyon kişinin kullandığı bir platform. Facebook 2016 yılında şuanda tartışığımız uygulamanın ilkini yaptı. Fakat opsiyonlu davranmıştı. Dilerseniz bilgilerinizi bizle paylaşın dedi; ama 2021 yılında ya sözleşmeyi onlaylarsanız ve bizimle yola devam edersiniz ya da süreci süreci sonlandırırız diyor.
Sözleşmede neler isteniyor? Ses görüntü yazışmalar kişi ya da gruplarla paylaştığınız her şeyi kullanacağız; amacımız sizi herhangi bir şekilde ifşa etmek, istihbari veri kullanmak değil. Biz size bir içerik sunmak ilgi analizi yapmak istiyoruz diyorlar. Bu zaten yapılıyordu.
SÜRECE HERKESİ DAHİL ETTİLER
Her zaman yapılmıyordu diyelim. Süreçte bunları açtılar ve herkesi bunun içine kattılar. Verileriniz reklam amaçlı kullanacak. Olay bu kadar basit. Sizin adresinizi, bilginizi başka yerde kullanmayacak. Ama burada şirketin daha açık net ve anlaşılır açıklama yapması gerekiyor. “Güvendesiniz” dediler ve paylaşılan bilginin kullanıcı analizine bağlı olduğunu söylediler. Ama süreçte uçtan uça güvenliğin iyi anlatılması gerekiyor. Bu durum insanları, en çok da Türkler’i rahatsız etti. Bizimkiler kendilerine has heyecanlarıyla bir anda dijital göçe başladılar. Dijital göç ediyoruz ama başka topraklara ediyoruz. Ortalama insanın dijital güvenlik kaygısı konusu giriyor burada devreye.
İnsanlar bir anda farklı uygulamalara geçtiler. Ama şunu söyleyebiliriz, Whatsapp’taki bu durum her uygulamada var. Verilerin yüzde yüz güvenliği diye bir şey yok. Uçtan uca şifreleme, kriptolama, barkod okutma gibi konulara şirketlerin ulaşacağı anlamına gelir. Bizi en çok rahatsız eden Avrupa Birliği ülkelerinin bu süreçten muaf tutulması. Bu dijital faşizm vurgusunu reddediyorum. Ülkeleri milletleri ayırt ederek, AB ülkelerine farklı bize farklı bir uygulamayı kabul etmiyoruz.
İnsanlar bir anda farklı sosyal medya ağlarına gitti. Telegram, BİP; Signal bir sürü uygulamayı sürece aldık. Ama aynı zamanda telefonumuz onların süreçlerine de açtık. İnsanlar Whatsapp’ı sildiler ama Telegram’da Rusların. Telegram DEAŞ terör örgünün uzun yıllardır kullandığı bir iletişim aracı.
Yasal süreçlere dair bir uygulama. Müeyyide bağlamı var. AB ülkelerinde sağlanan koşulların Türkiye’de de hayata geçirilmesi çok önemli. Orada 2018’de yürürlüğe giren çok net ve sert bir yasa var. Kişisel verilerin korunmasında ciddi kısıtlamalar söz konusu. Bütün teknoloji firmaları bu yasaya tabii. Bizde 2012 yılında 6698 sayılı KVKK var. Ama böylesi boşlukları dolduracak bir yasal düzenlemelerin gerekliliğini böylece görmüş oluyoruz.
BİLEREK TEMSİLCİLİK AÇMIYORLAR
Rekabet Kurulu açıklama yaptı ve Whatsapp’ın bu uygulamasının durdurulması, 7 Şubat’a kadar takip edilmesi ve çeşitli cezai müeyyedilerden bahsedildi. Şu çok önemli; bunlar uygulamalar ücretsiz ve BTK tarafından lisansı yok. Lisansı olmadığı için de 2 milyon TL ilk ceza; ondan sonra lisansın durdurulması ve iptali söz konusu olabilir.
Bu çok önemli bir konu. Zuckerberg üçlüsü dediğimiz Facebook, Whatsapp ve Instagram Türkiye’de temsilcilik açmadı. Yani yasal bir yaptırım söz konusu olduğunda direk engellemek gerekiyor. Temsilcilik açmama nedenlerinden biri bu. Açtıkları anda yasal ve hukuki anlamda bir yaptırımla karşılaşabilirler. Yeni sosyal medya yasasıyla birlikte ceza da aldılar, reklam gelirlerine kısıtlama geldi ama temsilcilikleri olmadığı için muhatap da yok. Youtube, Tiktok, Dailymotion gibi uygulamaların var ama Whatsapp’ın yok.
SOSYAL MEDYA BİLİNCİNE YÖNELİK TEDBİR ŞART
Lütfen sakin olun. Asla telefonunuzdan ehliyet, T.C. kimlik, pasaport gibi kişiye özel bilgilerin paylaşılmaması her zaman önerilir. Asla böyle bir şey yapılmasın. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’u takip etsinler. Ve Whatsapp için mutlaka beklesinler. Ben uzman olarak hiçbir şey silmedim ve yeni bir şey yüklemedim. 8 Şubat’a kadar onay vermeden kullanıyorum. Çeşitli hamleler mutlaka yapılacaktır. Whasatpp’ın Türkiye’deki kullanım sıralaması düştü ama hala çok bilinen bir uygulama. Şirket “biz sizin herhangi bir verinizi bir yerde kullanmayacağız, size yeni bir reklam odağı, ekosistem, arkadaşlıklar sunmak amacıyla analiz edip değerlendireceğiz” diyor. Beklemek gerekiyor. Telefona her yüklediğiniz anlık mesajlaşma aracı o şirketlere verilerinizi açma anlamına gerekiyor. Eskiden Whatsapp’ı açıyordunuz şimdi 5 tanesini açıyorsunuz. Whatsapp üzerinden Whatsapp yerine hangi mesajlaşma aracını yüklesek diye paylaşımlar yapılıyor.
Artık sosyal medya bilincine yönelik tedbirler alınmalı. Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı bu konuda ileri tedbirler alabilir. Daha itidalli davranmamız gerekiyor.
Yerli çalışmaları destekliyoruz
Dünyada bu kadar çok insanın bu uygulamayı kullanması ve günlük hayatımıza sirayet etmesini biz “Whatsapienss” olarak algıladık. Baktığımız zaman özellikle pandemi döneminde insanların ortalama 5 saat Whatsapp kullandıklarını görüyoruz. Yine pandemi döneminde kurulan grup sayıları arttı. Neden Whatsapp’ı kullanıyorsunuz diye sorduğumuzda ortaya şu çıkıyor; ücretsiz, yaygın ve kullanımı yalın. Bunların tamamı belirleyici. Türkler çok karışık kullanımı sevmiyor... Whasatapp Türk halkının gerçeği; yerine alternatiflerinin gelmesi önemlidir. Ancak Türk halkı bunu seçerken bu kriterlere vurgu yapar. Süreç içerisinde yerli ve milli çalışmaları, uygulamaları destekliyoruz, buna çok açığız.
Siber zorbalık yaşanıyor
Etik açıdan sorunlu değil. Çünkü Whatsapp zaten ilk başta uygulamayı bedava veriyorum diyor. Yaptıkları doğru mu tabi ki değil ama o zaman ben sana ücretsiz veriyorum kullanma o zaman diyor. Oyunun kuralı çok basit. Çok net bir atak yapıyor. Biz zannediyoruz ki Whatsaap bizim doğuştan hakkımız ama değil. Bu tartışmalar sosyal medyanın gücünü ortaya koyuyor. Süreç bunu görmemiz açısından önemli. Whatsapp üzerinden siber zorbalıklar da yaşanmakta. Sosyal medya saldırganlığı, en çok Whatsapp’ta ve kadınlara yönelik oluyor. Tabi burada uygulamanın bir suçu yok. Bu çok problemli bir konu. Hiç tanımadığınız biri bağlı olduğunuz grupta sizi görüyor ve size mesaj atabiliyor. Özellikle kadın kullanıcılara yönelik ses, görüntü yahut uygunsuz davetlerle dijital tacizler yaşanıyor.