Türkiye’de bir müze ilki olarak açılanX Media Art Museum ile yeniden sanat gündemine giren dijital medya sanatları, sanat tarihinden aldığı ilhamla sanatın geleceğini tanımlamaya devam ediyor. Müzenin ilk sergisi “Leonardo Da Vinci: Yapay Zekâ Işığın Bilgeliği” hakkında konuşan XMAM direktörü Esra Özkan, serginin ardından gelecek tüm çalışmaların da bilim-sanatın iş birliğinde olacağını söylüyor.
Türkiye’de bir ilk olarak teknoloji, bilim ve sanatı bir araya getiren X Media Art Museum, geçtiğimiz günlerde kapılarını açtı. “XMAM by DasDas” ismiyle DasDas kültür merkezi bünyesinde açılan ve kurucuları Mert Fırat, Muzaffer Yıldırım ve Ferdi Alıc olan müzenin direktörlüğünü ise Esra Özkan üstleniyor. Dijital sanat müzesi XMAM’ın alanında bir ilk olduğunu ifade eden Müze Direktörü Esra Özkan, “Bu ölçekte bu kadar büyük bir dijital sanat müzesi Türkiye’de yok. Biz aslında bu yüzden Türkiye’de bir ilk diyoruz. Tabi ki kapsayıcı mekan deneyimi sunan yerler var ama biz bir müze olarak bir ilkiz” diyor. XMAM, Türkiye’nin ilk dijital sanatlar ve yeni medya müzesi, bir sergi mekanı olmanın ötesinde başlı başına bir müze, bir kurum olarak bu dijital sanat alanında yerini alıyor.
Müzenin kuruluş hikayesi neredeyse dört yıl öncesine dayanıyor. “Ekibimizin hep bir müze açma ve dijital sanatlar özelinde çalışma isteği vardı” diyen Özkan, bu isteklerini XMAM by DasDas ile gerçekleştirmiş olduklarını ifade ediyor. Biz bir müze olarak bu alanı tanıtmak, bu alandaki insanları geliştirmek, buradaki sanatçılar için yurt dışına kapı açmak, yurt dışındaki isimlerin burada bilinmesini sağlamak, uluslararası sanatçıları Türkiye’ye getirmek gibi bir misyona sahip olduklarının da altını çizen Özkan, “Kapılarımız, herkese sonuna kadar açık. Dijital sanatlar alanında üretim yapan, gençlere, profesyonellere, yeni başlayanlara hatta akademisyenlere kadar. Onların her biri ile biz burada dijital sanatlar üzerinde düşünecek, üretecek, araştırmalar yapabilecek bir müzeyiz aslında buna zemin hazırlıyoruz” açıklamasını yapıyor.
- Müze, sergilerle eş zamanlı olarak yakın zamanda paneller, konuşmalar, atölyeler ve çocuk etkinlikleri de düzenlemeye hazırlanıyor. Aynı zamanda 2022 Haziran’da Hollanda ile işbirliğiyle büyük bir festival organize edilecek ve yine dijital sanatlar özelinde bir çok performans bu festivalde insanlarla buluşturulacak. Kurum, ayrıca gelecek aylarda özellikle küçük çocukların dijital sanata olan ilgisini karşılamak ve onları bu alanda eğitici programlarla buluşturmak adına “X Media Art Museum by Kids”i de hayata geçirmeyi hedefliyor.
DİJİTAL DÜNYADA SANATIN GELECEĞİ
Son yıllarda dijital dünyanın sanatın geleceğini belirlediği açıkça görülüyor. Projenin yaratıcı içerik tarafında yer alan Ouchhh da sanat ve bilim ikilisini kamu alanlarına taşıyan bir sanatçı kolektifi olarak biliniyor. Dijital verileri renk olarak, algoritmayı ise fırça olarak kullanan Ouchhh, sanatın geleceğini yeniden tanımlayan fiziksel dünya ile dijital dünya arasında bağlantı kurmayı hedefleyen ve bünyesinde yaratıcı coderlar, mühendisler, akademisyenler ve sanatçılar barındıran bir ajans/stüdyo olarak bu sergide X Media Art Museum ile işbirliği yapıyor.
- “Ouchhh ekibi ile çalışma fikri ve Leonardo Da Vinci: Yapay Zekâ Işığın Bilgeliği sergisi müzenin açılışı için kesinlikle bilinçli bir tercihti” diyen Özkan, geçtiğimiz Haziran-Eylül ayları arasında Ouchhh ekibi işbirliğiyle Zenger küratörlüğünde DasDas’ta düzenlenen, “Parallel Universe” sergisinin oldukça kısa bir süre için yüksek bir ziyaretçi sayısına ulaştığını hatırlatıyor. DasDas ve Ouchhh Stüdyo’nun ilk işbirliği olan ve şu ana kadar 52’den fazla ülkede, bilim-sanat-teknoloji ekseninde sanat yerleştirmelerini milyonlarla buluşturan “Parallel Universe” sergisi için Türkiye’de 65 bin kişinin üzerinde bir ziyaretçi sayısının yakalandığını da sözlerine ekliyor. “Bu serginin peşinden gelen tüm süreli sergiler de bu çizgide devam edecek” diyen Özkan, müzenin bilim ve teknolojinin birlikte kullanıldığı eserleri sanatseverlerle buluşturmayı misyon edindiğinin altını çiziyor.
Rönesans’tan fezaya
Rönesans’tan başlayan yolculuk, NASA ve CERN datalarıyla günümüze kadar uzanıyor. Bu iki önemli bilim merkezlerinden elde edilen bilgiler, sanatçıların elinde ve yapay zeka eşliğinde görsel eserlere dönüşüyor. CERN’e giden sanatçılar, burada yapay zeka üzerine çalışan 16 bilim adamı ile birlikte çalışıyorlar. Atomu parçalamak üzerine bir deney gerçekleştiren bilim insanlarından bu deneye dair dataları alırken NASA’ya giden sanatçılar ise Kepler Teleskobundan aldıkları verileri değerlendiriyorlar. “Sinematik veriyi boyama deneyimi” olarak tanımlanan bu işlem, ziyaretçilere tamamen farklı bir deneyim sunuyor. Sergi süresince İtalyan piyanist Ludovico Einaudi ile Türk tekno müziği sanatçısı, neyzen Arkın Ilıcalı Allen, onu tanıdığımız ismiyle Mercan Dede’nin ahenkli düeti, “Cern’den Nasa’ya İnsanlık ve Metaverse” yolculuğu sırasında size eşlik ediyor. Leonardo Da Vinci’ye ait, “Tam bir zihin geliştirmek için: Sanat bilimini inceleyin; bilim sanatını inceleyin. Nasıl göreceğinizi öğrenin. Her şeyin diğer her şeyle bağlantılı olduğunu anlayın” sözü ile biten deneyim sahiden bilim ve bilmek ile ilgili her şeyin bir tür sanata evrilebileceğini ziyaretçilerine gösteriyor.
Beş katmandan oluşuyor
- “Leonardo Da Vinci: Yapay Zekâ Işığın Bilgeliği / Cern’den Nasa’ya İnsanlık ve Metaverse” sergisinin tamamı beş katmandan oluşuyor. Oldukça yüksek tavanlı ve yalnızca kırmızı ışıklarla aydınlatılmış kocaman ve boş bir salona girdiğinizde ilk hissettiğiniz yabancılaşma, Mert Fırat’ın tanıdık sesi ile yerini meraklı bir davete bırakıyor. 25 dakikalık seansın başlamasıyla duvarlardan sütunlara, tavandan zemine doğru kayan görüntüler, sizi hikayenin adeta içine çekiyor. Serginin ilk katmanında Leonardo Da Vinci’nin hikayesi ile karşılanıyoruz. “Yapay Zekâ Işığın Bilgeliği” bölümü, Da Vinci’nin çizimleriyle başlıyor ve icatlarının 3D modellemeleri ile devam ediyor. Sergide veri tabanı olarak sanatçının birebir makine çizimleri ve eskizleri kullanılıyor. İkinci katmanda Batı dünyasını aydınlatan Rönesans’ın ışığını görüyoruz ve dönemin sanat tarihindeki önemli figürleri; Sandro Botticelli, Michelangelo ve Raffaello Sanzio olarak bilinen Rafael’in de katılımıyla insanlık ve metaverse doğru seyreden yolculuğu izliyoruz. Bu bölümde Rönesans’ın diğer ustaları tarafından yapılan ünlü eserleri, yine Leonardo Da Vinci’nin öncülüğünde, yapay zeka algoritmalarını kullanarak daha önce benzeri görülmemiş kompozisyonlara dönüştürülüyor. Batı sanat tarihinin ünlü şaheserleri, bilimin katkısıyla yepyeni bir ortamda yeni bir sanat eseri şeklinde hayata döndürülüyor.