Her mevsim bi dene çıkar’ılan Çâre’nin, bahar sayısında, edebiyatımıza şiir, roman, hikâye ve düzyazıda mühim katkılar sunan Yozgatlı Nail Abbas Sayar var. Doğumunun yüzüncü yılında Sayar için özel sayı çıkaran derginin yönetmeni Mustafa Mete, Hasbihâl’de, yazarın bir hazine olduğunu belirterek, “Yozgat üzerine çöken toz bulutu dağıldığında bağrında sakladığı hazineyi gün yüzüne çıkaracaktır” diyor. Edebiyatçılığının yanısıra, gazeteciliği, siyasetçiliği, resimseverliği de mercek altına alınan Sayar’ın ‘Yozgat Var Yozgatlı Yok’ başlıklı yazısı arka kapağa konulmuş. Dergide yazarın fotoğrafları ve üç de şiiri yer alıyor. Sayı danışmanlığını Kâmil Büyüker’in yaptığı dergide, Sayar’ın oğlu Ahmed Güner Sayar’la Kâmil Büyüker’in yaptığı konuşma var. Sayar soruşturmasına ise Şükrü Erbaş, Ethem Baran, Ali Necip Erdoğan, İsmail Güleç, Emin Gürdamur ve Merve Sevde Selvi cevaplarıyla katılıyor. Derginin sonundaki ‘bibliyografya’, araştırmacılar için önem arz ediyor. Kapaktaki çizim Dilberay Orhan’a ait. Dergiye ayrıca Ramis Karabulut, A. Güner Sayar, İsmail Karakurt, Mustafa Uçurum, Ethem Baran, Abdullah Kasay, Hanife Şahin, Elif ve H. İbrahim Güneşer, Erdem Sarıkaya ve Seyfi Çelikkaya yazılarıyla katkı sunuyor. Yaklaşık 80 görsel kullanılması dergiye zenginlik katmış.
Yazımı 24 yıl önce hayata veda eden Sayar’ın Çare şiirinden bir dizeyle kapatayım: Baktım: / Toprağa düşecek gibi değil su / Tohumu: / Buluta ektim... (Şiirler, s. 91).
Çâre’ye 0 541 8781666 No’lu telefondan ulaşılabilir.
‘100 yıllık dergiler sergisi’ni göremediğim için üzüldüm. Türk dergicilik tarihi açısından önemli bulduğum sergiye konulan 100 dergi, Prof. Dr. Mustafa Kara’nın zengin koleksiyonundan seçilmiş. Bursa Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’ndeki etkinlikte 1923 ilâ 2023 yılları arasında yayımlanan dergiler yer aldı. Sergide ayrıca akademik dergilerle öğrenci dergileri ve depremden sonra çıkan dergiler de yer buldu.
Cins, Çâre, Edebiyat Ortamı, Hece, Kayıp Kayıt, Nihayet, Post Öykü, Şiar, Şiraze ve Türk Dili yetkililerine Dergilik’e yeni sayılarını gönderdikleri için teşekkür ederim. Özellikle Anadolu’da neşredilen ‘kültür-sanat-edebiyat’ dergilerinin yeni sayılarının (gazete adresine) gönderilmesini bekliyorum.
Bu haftaki alıntımız şair İsmail Karakurt’un “Sayar’ın şiiri ve imzalı kitapları” üzerine yazdığı notlardan: Sonuç olarak, ‘hepimiz bir düşün gölgeleriyiz’ ama yazmak hem yıkan hem yapan bir uğraştır. N. Abbas Sayar da bütün maddî ve manevî kayıplarının küllerinden, kendi ormanını kaleminin zaferiyle yapmayı başarmıştır.
Lise ve üniversite yıllarında dergilerin peşinden koşardım. Yeni sayılarının çıkmasını dört gözle beklerdim. Ama artık öyle bir beklentim kalmadı.
Elbette. Hece, Kayıp Kayıt, Kitaplık, Türk Dili, Çâre dergilerini takip ediyorum. Diğer kimi dergilerin de ilgimi çeken dosya konuları olursa o sayılarını alıyorum.
Kayıp Kayıt, Kitap-lık, Türk Dili, Çâre dergilerine şiir, deneme, günlükler yazdım. Özel Eğitim Çocuk dergisi için çocuklara yönelik hikayeler ve denemeler... Hece Öykü için de söyleşi yaptım.
Oluyor. Türler değişebiliyor. Bu bazen bir şiirdir; meselâ Kayıp Kayıt’ın son sayısındaki Mehmet S. Fidancı’nın Kaknüs siiri. Bazen de şiir eleştirisi yahut denemedir. Günlükler de özellikle dikkatimi çekiyor.
856. sayısına ulaşan Türk Dili’nin geçtiğimiz ay yayımlanan sayısının ‘özel bölümü’nde Nail Abbas Sayar var. Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan ve yazıişleri müdürlüğünü Ömer Gök’ün yaptığı 112 sayfalık dergide Sayar’a 24 sayfa ayrılmış. Bu bölüme, Ramis Karabulut, “Doğumunun 100. Yılında Abbas Sayar’ın Hayat-Eser Çizgisine Kısa Bir Bakış’ başlıklı yazısıyla, Tayfun Haykır, “Doğumunun 100. Yılında Abbas Sayar Üzerine Ahmed Güner Sayar ile Söyleşi”siyle, Mustafa Çiftci, “Abbas Sayar Sağ Olsaydı” başlıklı çalışmasıyla, Derya Mantu, “Abbas Sayar’ın Can Şenliği Romanı ve Dizi Film Uyarlaması Üzerine” başlıklı yazısıyla, Abdullah Ezik ise “Bir Kayıplar Romanı: Çelo” başlıklı incelemesiyle katkı sunmuş. Tayfun Haykır’ın Petra Nachtmanova ile yaptığı “Türkçe ve Türküler Üzerine” başlıklı konuşma dikkat çekici. Mart sayısının şairleri Mehmet Aycı, Nazım Payam ve Mümin Ali. Kitap incelemelerini üç yazar yapmış: Alper Sarıbaş, Kübra Kıcır ve Kadir Uzun. Nail Tan’ın hazırladığı ‘Yitirdiklerimiz’ bölümünde ise Kutlu Özen, Mehmet Tekin ve Hikmet Altınkaynak var.
Mart sayısına ayrıca, Hamza Zülfikar, Belgin Tezcan Aksu, Nevzat Gözaydın, Tufan Gündüz, İbrahim Dilek, Noyan Özatik ve Turgay Yıldırım katkı sunuyor. Derginin arka kapağının boş bırakılması manidar olmuş!
Türk Dili’ne, 0 312 547 52 09 No’lu telefondan ulaşılabilir.
Yozgat Halkevi tarafından yayımlanan Bozok dergisi 91 yıl önce çıkarılır. Bir kültür dergisi olan ve her ayın on beşinde çıkan derginin ilk sayısı okuyucuya 15 Ocak 1938’de ‘merhaba’ der. Yayın hayatı 14 sayı devam edebilen Bozok’un son sayısı 15 Temmuz 1941’de yayımlanır. Sorumlu müdürlüğünü Vehbi Ulusoy’un yaptığı derginin yayımı yer yer kesintiye uğrar. Kesintilerin en önemli sebebi II. Dünya Savaşı’nda yaşanan kağıt sıkıntısıdır. 16 sayfa olarak çıkan ve 10 kuruşa satılan derginin bütün sayıları Yozgat Vilayet Basımevi’nde basılır. Derginin yazı kadrosunu Yozgat’ta çeşitli okullarda görev yapmakta olan öğretmenler oluşturur. Vehbi Ulusoy, Ali Mustafa Soylu, Lütfü Özdener ve Celal Bayar derginin öne çıkan yazarlarıdır. Bozok’un yayın hayatının kısa sürmesinin en önemli sebeplerinden biri yazar kadrosunun dar olması ve bu konuda yöre aydınından destek alınamamasıdır. Dergiye yönelik en ağır eleştri şudur: Bozok, yerel tarih ve halkbilim gibi konulara gerektiği kadar yer vermemiştir.