Bağımsız Sanat ve Yeni Dünya Vakfı’nda eş zamanlı açılan “Tarihsel Serüvende İstanbul’un Delileri ve Meczupları” sergisinde 44 sanatçı ve proje sahibi delilik ve meczupluğu sanatın farklı alanlarında yorumladı.
Akıl kişiyi terk ederse deli, kişi aklı terk ederse meczup olur ifadesinin izini süren 44 sanatçı ve proje sahibi “Tarihsel Serüvende İstanbul’un Delileri ve Meczupları” başlıklı sergide buluştu. İki farklı mekanda sunulan eserler deliliği ve meczupluğu resim, video, seramik, fotoğraf gibi sanatın farklı alanlarında yorumluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği serginin ilk ayağını Bağımsız Sanat Vakfı’nda altı aylık sürede verilen 19 seminer oluşturdu.
19 SEMİNERİN ARDINDAN
- Cağaloğlu’nda Bağımsız Sanat Vakfı’nda ve Yeni Dünya Vakfı’nda eş zamanlı düzenlenen serginin açılışında konuşan Bağımsız Sanat Vakfı Kurucusu Hülya Yazıcı, projenin öğretim görevlisi İzzet Umut Çelik’ten geldiğini, Anadolu’da ve İstanbul’da geçmişten bugüne deli ve meczup yaşadığını ve tarihten, kültüre ve edebiyata kadar her alanda deli ve meczuplarla ilgili verilen seminerler, izlenen belgesel ve filmlerle bulgular elde edilmeye çalışıldığını söyledi. İzzet Umut Çelik ise İstanbul’u ‘Başka bir tarih okuması mümkün’ algısıyla yeniden ele aldıklarını, deli ve meczupların geçmişte bu şehirde nerede, nasıl yaşadıklarına dair ön çalışma yaptıklarını dile getirdi.
Sergide Engin Beyaz’ın “Taktir-i İlahi” ve “Şehir Efsanesi” adlı çalışmaları, Hülya Yazıcı’nın “Meczup” adlı eseri, Ataman Oğuz Yılmaz’ın “Meczup” adlı yağlıboya çalışması, Tuba Deniz’in Ayşe Şasa’nın Delilik Ülkesi’nden Notlar kitabından yola çıkarak çektiği fotoğraflar dikkat çekiyor.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
