Kırşehir'de "Davulun efsanesi" olarak anılan 60 yaşındaki Adem Göçer, sülalesinde herkesin davul ve zurna çaldığını, kendisinin de küçük yaşlarda soba boruları ve plastik bidonlarla davulculuk mesleğine başladığını söyledi. Göçer, Abdal kültürünü yaşatmak için bir araya gelen Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu ile yurt içinde ve dışında sayısız konser ve festivale katılarak sanat hayatını sürdürüyor. Dedesinden miras kalan bu sanatı oğluna ve torununa da öğreterek nesilden nesile devam etmesi için gayret gösteren Göçer, Abdal ustalarının en önemli özelliği olan mütevazılığı ile de gönüllere taht kuruyor.
Bu işin usta, kalfa ya da çırağının olmadığını vurgulayan Göçer, şöyle konuştu: "Küçükken teneke, bidon ve soba borusuyla bu işi beller bizim insanımız. Ben de küçükken 5 kiloluk zeytinyağı tenekeleri ve soba borularını çalarak bu işe başladım. Elbette ki öğretmenlerimiz var. Bizi bu işe meraklandıran büyüklerimiz. Düğünlerde güzel güzel çalıp türkü çağıranlar, davul çalanlar insanı meraklandırmaz mı? Biz de böyle meraklandık. Çok küçükken çaldım davulu babamın yanında. Yaklaşık 50 yıldır davul çalıyorum. 10 yaşında babamın yanında başladım çalmaya. Babam zurna çalardı, ben de onun yanında davul. O günlerden itibaren düğünlerde, bayramlarda, konserlerde, devletimizin buyurduğu etkinliklerde hizmetlerim oldu."
Topluluğa 2005 yılında girdiğini anlatan Göçer, yurt içindeki konserlerin yanı sıra Almanya'dan Japonya ve Tayland'a kadar birçok ülkede etkinliklere katıldığını dile getirdi. Göçer, "Tayland'da Davul Festivali’ne davet edildik. Oraya gittim. Güzel anılarla ve ödüllerle geldik. Tayland devletinin takdirnamesini verdiler bana" diye konuştu. Geçen yıl "Yaşayan İnsan Hazinesi" için aday gösterilmesinin tamamen büyüklerinin bir takdiri olduğuna vurgu yapan Göçer, şöyle devam etti: