Yeni Şafak

Çocuklar için yazmak mahalle maçı yapmak gibi

Zeynep Tuba Kesimli
01:0015/02/2025, Cumartesi
G: 14/02/2025, Cuma
Yeni Şafak
Halil İbrahim İzgi
Halil İbrahim İzgi

Yazar Halil İbrahim İzgi'ye çocuk edebiyatı ile ilgili sorularımızı yönelttik. İzgi, ''Benim dünyamda, yapılabilecek en önemli işlerden birisi çocuklar için yazmak. Bir çocuğun dünyasına girmek imtiyazlı bir hal ama aynı zamanda sorumluluk da gerektiriyor. Onlara başka dünyaların da olabileceğine kağıdın üzerinde ikna etmek büyük bir iddia.'' diyor.

Çocuk okur için kalem oynatmak sizin için ne ifade ediyor?

Çocukluk, hepimizin hayatında geçtiği önemli bir durak. Ne öğreniyorsak, neye heves ediyorsak bunu çocukluğumuzdaki bir olaya, bir kişiye bağlayabiliriz sanırım. Çocuklarım dünyaya gelince onlarla iletişim kurma yollarımdan biri de hikâyeler anlatmak oldu. Zaman içinde bu hikâyeleri diğer çocuklar da okusun diye kitap olarak kaleme aldım. Çocuklar için yazmak böyle doğal gelişen bir süreç benim için. Elbette zor bir süreç. Çocukları sıkmamak önemli, zekâlarına saygı duymak mühim. Göz hizasından konuşmak lazım onlarla, mizahı da unutmamak lazım, hayal dünyalarına dahil olmayı bilmek gerekli. Yani çok şey lazım çocuklara yazmak için. Benim dünyamda, yapılabilecek en önemli işlerden birisi çocuklar için yazmak. Bir çocuğun dünyasına girmek imtiyazlı bir hâl ama aynı zamanda sorumluluk da gerektiriyor. Kapıyı tıklatıp dünyasına girmek için izin istiyorsunuz. O kadar çok misafiri var ki çocukların. Özellikle ekranlarla kurdukları arkadaşlıkları hepimiz biliyoruz. Onlara başka dünyaların da olabileceğine kâğıdın üzerinde ikna etmek büyük bir iddia. Yetişkinler için yazmaktan farklı olarak editör, çizer ve tasarımcıyla yakın bir çalışma gerçekleştiriyorsunuz. Kitabın yarısını siz yazdıysanız diğer kısmı ekibe ait aslında. Dolayısı ile mahalle arasında arkadaşlarımızla maç yapmak gibi bir duygu çocuklar için yazmak.

Eserlerinizde; dostluk, saygı, sevgi, yardımseverlik, sorumluluk gibi kök değerleri duygusal bir sığlığa düşmeden okura sunuyorsunuz. Metinlerinizde duygu ve ileti dengesini nasıl kuruyorsunuz?

Sıkıcı olmamak gerekiyor. Sıkıcı bir çocuk kitabı sanırım zayi olmuş emektir. Çocuklar oyun oynamayı seviyor. Zekâları pırıl pırıl ve onları küçümsememek gerekiyor. Kendi çocukluğumuzu hatırlamak dengeyi kurmayı sağlıyor. Hüzün çocuklar için biraz ağır bir duygu gibi görünüyor ama çocuklar bu duyguyu çok iyi kavrıyor. Empati duygusu çocuklarda daha yüksek. Değerlerine sahip çıkarak da eğlenceli bir hayat süreceklerini bilmeleri benim için önemli. İdeal bir dünyada yaşamıyoruz, zorluklar hepimiz için var. Çocukluk ülkesinde çok daha fazla bu zorluklar. Zorbalık onları daha fazla incitiyor. Duygularını ifade etmekte, kendilerini korumakta daha çok zorlanabiliyorlar. Çocukların dünyası, bir zamanlar içinde olduğumuz bir dünya... Onlara herkesin bir zamanlar çocuk olduğunu hissettirebilmek, sanırım tüm öğütlerden daha kıymetli. Kendilerini yalnız, çaresiz hissetmesinler. Geri kalan her şey için bir çözüm bulurlar.

Halil İbrahim İzgi ismini Türk-İslam coğrafyasından ayrı düşünemiyoruz. Öyle ki bunu yetişkinler için kaleme aldığınız eserlerde de görüyoruz. Filistin için ayırdığınız yer ise apayrı. Evini Özleyen Anahtar’da, çocuklara Filistin meselesini aktarıyorsunuz. Filistin için yazmak sizin için ne anlama geliyor?

İlk romanım olan Cüda’dan itibaren Filistin’i, çekilen acıları, unutulan hikâyeleri ısrarla yazmaya çalışıyorum. Cüda romanına ismini veren kadın kahramanım da çocuk kitapları çizen Boşnak kökenli mülteci, Filistinli bir ailenin kızı. Derinlerdeki acıyı ve aynı zamanda umudu kelimelerle taze tutmak benim için kıymetli. Çocuklar için bir çalışma kaleme almak yetmiyor. Onu teslim edebileceğiniz bir çizerle buluşturmak çok önemli. Kübra Ceylan’ın samimi çizgisiyle buluşan kitap, benim için özel bir yere sahip. Bu kitaplar, tüm dünya çocuklarına yazılmış mektuplar diyebilirim. Gün gelip tüm dünya çocuklarıyla buluşmasını isterim. Bir çocuk daha Evini Özleyen Anahtar’ı okuyarak kalbine Kudüs’ü yerleştirebilirse ne mutlu bana. Filistin, Hazreti İbrahim’den itibaren büyük hikâyemizde yer ediyor. Filistin’i anladığımızda kim olduğumuzu veya olmamız gerektiğini hatırlıyoruz.

Bir süre evvel yayın hayatına merhaba diyen Komorebi Çocuk’un kurucularındansınız. Komorebi Çocuk nasıl bir ihtiyacın, gözlemin sonucunda ortaya çıktı? Neler yapmayı planlıyorsunuz?

Komorebi Çocuk, eşim Öznur İzgi ile kurduğumuz bir çocuk yayınevi. Şükran Dükkânı kitabımızla yayınevimizin yazarları arasında yerimi aldım. Tüm yayınevi evimizde, çocuklarımızın da katkılarıyla şekilleniyor. Çizerlerimiz, tasarımcılarımız ve yazarlarımızla giderek büyüyen bir yayın ailesiyiz. Kaliteli işlere imza atmak istiyoruz, şu ana kadar çıkardığımız üç kitapla bunu başardığımızı ümit ediyoruz. Komorebi, Japonca’daki anlamında olduğu gibi “yaprakların arasından süzülen gün ışığı” demek. Bir yıllık süre içinde Bilim Virüsü ile etimoloji kartları hazırladık, Kutu Kutu Tebessüm’le karpostal atölyesi düzenledik ve yakın zaman içinde Türkiye’nin farklı yerlerinde okur buluşmalarına gitmeye başlayacağız. Kaliteli metin ve kaliteli çizime değer veren nitelikli okur kitlesini hedefliyoruz. Bunu yaparken sadece kitaplarımızla değil sergi ve müzelerdeki çocuk entegrasyonları ve kurumların çocuklarla buluşmasını sağlayacak özel içerik iş birliklerini de hayata geçirmeye devam edeceğiz.


#Halil İbrahim İzgi
#çocuk
#yazar
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.