Gedik Sanat’ın yeni projesi “Robotik Raks” robot teknolojisiyle birlikte dansı ve müziği buluşturuyor. Projenin müziklerine imza atan Mehmet Can Özer, “Cezeri’nin “Kitab-ül Hiyel” adlı eserindeki otomaton çizimleri, bunların işlevleri benim hayal gücümü tetikledi” diyor.
Gedik Sanat, beşinci projesinde ilginç bir performansa imza atıyor ve Roboweld Robot teknolojileri markasıyla birlikte dans ve müziği bir araya getiriyor. Projede İDOB Baş koreografı Ayşem Sunal Savaşkurt’un hazırladığı koreografiyle İDOB Baş Dansçısı İlke Kodal’ın performansı, robotlarla bir araya gelerek teknolojik dönüşüme mercek tutuyor.
Dönüşen ve değişen dinamiklere çağdaş sanat yaklaşımıyla mercek tutan dijital Robotik Raks, tarih, bilim, teknoloji, dans ve müziği bir araya getirdiği çalışmasında izleyiciyi çok yönlü düşünmeye yönlendiriyor. Projenin müziği ise, 12. yüzyılda yaşamış Müslüman alim El Cezeri’nin ilk robotik üretimlerinden esinlenilerek Mehmet Can Özer tarafından bestelendi. Özer, Cenevre ve Zürih Konservatuvarlarında yaptığı akademik çalışmalar neticesinde «Aşure» adını verdiği bir müzik yazım biçimiyle eserlerini hazırlıyor.
12.yüzyılla günümüz arasında sorgulayıcı bir köprü kuran Robotik Raks, 25 Şubat akşamı dijital olarak izleyiciyle buluştu. Fakat projeyi izlemek isteyenler için bir fırsat daha var. Robotik Raks, Gedik Sanat’ın Youtube kanalı üzerinden izlenebilecek. Bu ilginç projeyi Gedik Sanat Proje Koordinatörü Begüm Özay ve besteci Mehmet Can Özer’den dinledik..
Begüm Özay: Gedik Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı’na bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Gedik Sanat, Gedik Kaynak bünyesindeki Roboweld marka robotlardan esinlenerek bu çalışmayı oluşturdu. 12. yüzyıl ile 21. yüzyıl arasında bir bağ oluşturmak isteyen bu çalışmada Gedik Kaynak Roboweld robotları; Mehmet Can Özer’in elektro akustik bestesi, Ayşem Sunal Savaşkurt’un koreografisi, İlke Kodal’ın dans performansı ile buluştu.
Begüm Özay: Sanayi devriminin 4-0 şeklinde tanımlanan sürecinde robotlar ve insanlar kolaboratif bir şekilde ortak çalışma yürütmektedir. Buna bağlı olarak İlke Kodal robotlarla ortak bir dans performansı gerçekleştirmiştir. Teknolojinin yaşamın bir parçası olarak dönüşümünü dans ve robotların birlikteliği ile göstermek istedik.
Mehmet Can Özer: Gedik Sanat tarafından aldığım eser siparişi, onların robotlarının dünya lansmanı için bir proje olacaktı. Ben de El-Cezeri’den bahsettim, aslında bu topraklarda neredeyse 1000 yıldır böyle bir heves ve uygulama olduğu için. Cezeri’nin asıl önemi otomaton (robot) yapması değil, ki bu ondan da yaklaşık 1000 sene öncesine giden bir çalışma. Onun tarihte ilk kez yaptığı, robotların birbirleriyle etkileşimini sağlamak, kısacası bilinmediği üzere sibernetiğin babası olması.
Mehmet Can Özer: Cezeri’nin “Kitab-ül Hiyel” adlı eserindeki otomaton çizimleri, bunların işlevleri benim hayal gücümü tetikledi. Buradan hareketle 3 bölümlük bir eser besteledim. Robotlar tamamen kaldıraç prensipleriyle çalışıyor, dolayısıyla kullandığı malzemelerin yani ahşap, su ve metal seslerini başkalaştırarak bu müziği besteledim. Sesleri başkalaştırmak ve yeniden üretmek için kendi yazılımım olan “Aşure”yi kullanıyorum ve geliştiriyorum, yaklaşık 14 senedir onunla yüzlerce konser verdim dünyada. Benim temel heveslerimden biri, bu toprakların zengin kültürü ve kültürler arası etkileşimlerini kendi müzik dilimde eritmek olarak özetlenebilir.