Kayseri'de 6. kattaki evinde cam silerken dengesini kaybederek düşen ve vücudunda kırılmadık kemik kalmayan 17 yaşındaki genç kız, atlara tutkusu sayesinde yeniden hayata tutundu.
Bir arkadaşına özenerek 2 yıl önce gittiği atlı okçuluk kulübünde bu hayvanlarla tanışan Nazlı Karadaş, kısa sürede çok iyi bir binici olduğu gibi at üstünde ok atmayı öğrendi ve yarışlara da katılmaya başladı.
Bu süreçte skolyoz rahatsızlığını atlatan genç sporcu, 5 ay önce 6. kattaki evinde cam silerken dengesini kaybederek düştü. Vücudunda neredeyse kırılmadık kemik kalmayan ve 12 gün yoğun bakımda kalan genç kız, kasları güçlendiren biniciliğin sağladığı avantajla 5 ay içinde ayağa kalkıp tekerlekli sandalye ve koltuk değneklerinden kurtuldu.
Daha önce mücadele ettiği Atlı Okçuluk Türkiye Şampiyonası'na bu yıl rahatsızlığı nedeniyle katılamayan Nazlı Karadaş, henüz ata binecek duruma gelememesine rağmen geleneksel kıyafetini giyip arkadaşları ve çok sevdiği atların yanında yerini aldı.
Yeniden ata binip ok atacağı günün hayalini kuran Nazlı Karadaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 ay önce annesine yardımcı olmak için cam silerken bir anda dengesini kaybedip 6. kattan düştüğünü ve ölümden döndüğünü anlattı.
Kazanın ardından çok zorlu bir süreç geçirdiğini belirten genç kız, "Doktorlar, 'ata binemezsin, düşme tehlikesi olan herhangi bir spor yapamazsın' dediler, 'bırak ata binmeyi, yolda düşeceksen yürüme' dediler. Gözüm kara, biraz tez canlıyım. Atıma da bindim, koşturdum da. Ben atlardan vazgeçemem. Onlara olan duygularım daha çok arttı. Çünkü beni iki hastalıktan kurtardı, iki sefer hayata bağladılar. Omurilikte 's' şeklinde eğrilik olan skolyoz rahatsızlığım vardı. Onu tamamen düzeltti, ameliyatsız bir şekilde. Bu ameliyatın da başarılı geçmesinin tek sebebi atlar." diye konuştu.
Fizik tedavisinin devam ettiğini dile getiren Karadaş, tek hedefinin hem koşmak, hem at üzerinde koşturmak, hem de atın üzerinde ok atmak olduğunu dile getirdi.
Atlı Okçuluk Türkiye Şampiyonası'na yeniden katılacağına inandığını kaydeden genç kız, "Güçlü olduğumu söylüyorlar, ben de gücümü atlardan alıyorum. Atlar beni hayata bağlıyor. Onların kişnemesi bile benim mutluluğum. Onların kokusunu almak, onları sevmek, onlarla ilgilenmek, bir olmak, bağ kurmak çok önemli. Şu anda hayatta kalmamın tek sebebi atlar." dedi.