Yeni nesil sanatçıları her yıl pek çok zorluğu aşarak bir araya getiren BASE kurucu ortakları ile bu büyük organizasyon öncesi bir araya geldik. Bu yıl 8. edisyonunda “Sanat Ne Yapar?’ sorusuna cevap arayan sergi kurucuları ile Amerika’dan Türkiye’ye uzanan bu yolculuğun detaylarını öğrendik.
Ali Kerem Bilge: 2017 yılından beri 1990’ların sonunda doğmuş farklı kuşaklarla tanışıyoruz. Yaşadığımız çevredeki dinamikler değiştikçe her kuşağın da sanatsal yorumunda yansıması farklı olabiliyor.
Aslı Boduroğlu: Yeni mezun, yeni nesil sanatçılar bence en çok cesaretleriyle öne çıkıyor. Sanat piyasasından henüz uzaktayken gerek teknikleri gerekse farklı disiplinleri bir araya getirerek ürettikleri eserlerle cesurca kendilerini ifade etmeleri çok değerli.
Ali Kerem Bilge: Sanatsal olarak BASE’deki amacımız mental, coğrafi ve ekonomik mesafeleri sanat ve zanaatsal olarak üretici çabasını ortaya koyanların kültür ve sanat camiamız için görünür hale getirmekti. Görünür olmasıyla beraber kendi kuşağının meramını da çağdaş kültür sanat hafızamızda kalıcı olarak iz bırakmaya başladıklarını gözlemleyebiliyoruz. Burada ki asıl sorun aslında kuşaklardır yaşadığı toplum ve dünyanın dışa vurumu yapan sanatçılarımızın sesi aksiyona geçecek aktörler tarafında duyulacak mı ve biz bir sonraki ismini koyacağımız kuşağa kadar bekleyecek miyiz?
Aslı Boduroğlu: Sanat; düşündürür, dönüştürür ve dünyaya bakışınızı değiştirir. Sanat; hissettirir, yakınlaştırır, uyandırır. Sanat iletişim kurar, belki eseri yapan sanatçının üretim süreci boyunca hislerini size aktarır. BASE’de ise bence sanat en çok birleştirir, bir araya getirir, ortak belleği yansıtır ve yeni neslin sorularını, duygularını, umutlarını, kaygılarını, bakış açılarını ortaya koyar.
Ali Kerem Bilge: 8 yıldır 900’e varan sanatçı ve binlerce eser ile bunun cevabını izleyiciyle aradık. BASE’in en önemli misyonlarından biri ücretsiz giriş gibi prensipleriyle çağdaş sanat üretimimizin temeli genç sanatçılarımız vasıtasıyla sanatı herkes için ulaşılabilir kılmak ve sanatın ne yaptığını ve ne yapacağını kolektif bir biçimde izlemek ve tartışmaya açmak oldu.
İdil Bilge: 2012 yılında Amerika’nın sanat alanında önde gelen lisansüstü eğitimlerinden birini veren New York Academy of Art’ın mezuniyet sergisine gitmiştik. Okulun, eğitimlerini tamamlayan sanatçılarını sanat dünyası ile buluşturmak için gösterdiği çaba çok ilgimizi çekmişti. O zaman düşünmüştük, Türkiye’de kim bilir kaç güzel sanatlar fakültesinden kaç kişi mezun oluyor, bizler sanat izleyicisi, alıcısı olarak ne kadarını tanıyabiliyoruz, ne kadarı sanat dünyasına ulaşamadan cesaretini kaybedip bırakıyor acaba diye… Bu fikrin hayata geçmesi 2017’i buldu. Birkaç üniversitenin kapısını çalıp fikrimizi anlattığımızda böyle bir birlikteliğe ne kadar ihtiyaç olduğunu gördük.
Ali Kerem Bilge: Ekonomik ve stratejik dinamikleri bizim gibi ülkelerde iyi bir fikriniz ve hayaliniz varsa sürekli bir risk altındasınız bunun için en doğru zamanı beklemek icap etmiyor. Bütçesel ve mekansal riskler her zaman var ancak her yıl bir sonraki yılın mezunlarını sergilemek kültür sanat camiasında yeni projelerle daha fazlasını yapabilmek bize büyük keyif veriyor.
İdil Bilge : Hiçbir piyasa kaygısı olmadan üretilmiş, daha önce görmediğimiz yüzü aşkın yapıtla karşılaşıyorsunuz. Türkiye’nin dört bir yanında doğmuş, büyümüş, sonra aynı dönemde sanat eğitimi almış bu genç yeteneklerin çalışmalarını birlikte izleme fırsatı buluyorsunuz. Hangi konularla ilgilenmişler, çevrelerinde olup bitenlerden nasıl etkilenmişler, neler düşünmüşler, bunları bir arada izlemek bana göre çok heyecan verici.
Ali Kerem Bilge: BASE fırsat eşitliği çerçevesinde çok geniş bir coğrafya ve sanat eseri sunduğundan dolayı izleyicilere aslında tarihimizde sahip olamadığımız sayıda görünürlükte ve eşit fırsat tanınmış sanatçıyı da radarımıza alabiliyoruz. Bu yakın çağdaş sanat tarihimizde hiç yaşanmamış.
İdil Bilge: Her yıl bin beş yüze yakın başvuru oluyor. Başvuru sayısı ve sergi mekan kısıtlarından dolayı bir seçki ile ilerlemek durumundayız. Jürinin çok sesli olmasına, birbirinden farklı yaklaşımda isimlerin olmasına dikkat ediyoruz çünkü bizim amacımız potansiyeli olan, gelecek vaat eden yeni mezun genç sanatçı adaylarına bir görünürlük fırsatı vermek. Serginin göreceli olarak güzelliği bizim için ikinci planda. Jürideki isimler her yıl değişiyor. Seçici kurulu oluştururken dikkat ettiğimiz nokta, her disiplin özelinde uzman bir göz dahil etmek ve galeri, koleksiyoner, sanatçı, küratör, misafir sanatçı program yöneticisi gibi sanat dünyasının farklı aktörlerini de dahil etmek.