
Twitter'ın fenomeni, her yazdığıyla gündem olan Beyinsiz Adam karakterinin yazarı Hakim Türkmen, Beyinsiz Adam'ın maceralarını romanlaştırdı. Kitapta, üşengeç ve asosyal bir tip olan Beyinsiz Adam günün birinde aşık olursa neler olur sorusunun cevabı var. Karakterin ve romanın yazarı Türkmen, Beyinsiz Adam hayranlarının romanı seveceğini söylüyor.
Daha şimdiden takipçi sayısı yarım milyona yaklaşan ve twitter'ın tartışmasız en gözde fenomeni olan Beyinsiz Adam karakterinin yazarı Hakim Türkmen, sosyal medyayı kullanan herkesin yakından tanıdığı bir isim. Beyinsiz Adam Yazıklar Olsun romanı raflarda yerini alan Türkmen'le romanını, sosyal medyayı, Türkiye'yi ve Beyinsiz Adam'ın serüvenini konuştuk. Çamlıca'da konuştuğumuz Hakim Türkmen'le buluşmamızda Beyinsiz Adam karakterine bu sefer biz büründük, bir araya gelmemiz epey zor oldu ama sonunda başardık.
Hayır, tam tersi bir durum var. Twitter daha piyasada yokken, Jack daha henüz muhtemelen lise yıllarındayken ben bir şeyler yazıp çiziyordum zaten. Mutlaka son süreçte yapmak istediğim şey buydu. Twitter, gösteriler, sosyal medya falan hepsi bu roman içindi. Merkezde roman duruyor yani. Şöyle bir katkısı oldu bunu kabul ediyorum, twitter olmasaydı da ben bu kitabı yine yazsaydım şu anda yayınevi yayınevi dolaşıyor olacaktım.
Kesinlikle. Dolayısıyla bu benim için bir itici güç oldu. Bunu şimdi yazarsam gösterebilme şansım var dedim kendi kendime.
Romanı gösterdiğim insanlardan aldığım geri dönüşe göre söylersem, insanlar kitabın bir kere çok komik olduğunu söylüyorlar. Zaten Beyinsiz Adam'ın yaptığı mizah tarzını sevenlerin özellikle beğenecekleri bir mizahın olduğunu söyleyebilirim. Gazetelerde yazdığım köşe yazılarını beğenenler romanı da beğeneceklerdir. Ama elbette bambaşka bir şey, bir aşk romanı bu sonuçta… Ve sadece mizahtan ibaret de değil, içinde dram da var. Yani bir 'güldürü' kitabı değil, bunu özellikle belirtmem gerekir. Mizah ağırlıklı bir aşk hikâyesi. Ama okuyucuya 'değişik' bir şeyle karşılaşacaklarını söyleyebilirim.
Evet, oradaki adamın aynısı… İşsiz güçsüz, kendisine göre dünyayı yorumlayan, kızlarla arası olmayan kendi halinde asosyal bir adam. Bu adam bir gün birine âşık oluyor, ondan sonra gelişen olaylar. Twitter'daki o karakterin hikâye içerisindeki hali görülecek. Gerçek hayattaki yaşamı…
Tabi, annesi, babası, babaannesi ve bir de yeni tanıştığı Metin isminde 10 yaşındaki bir çocuk. Ve onların etrafında dönen hikâye. Annesi ve babası mesela, çok eğlenceli, enteresan tipler ama bunlar twitter'da yok. Twitter'da daha çok kendisinden bahseden bir Beyinsiz Adam var. Romanda ise bütün ailesiyle arasındaki ilişkisi var. Beyinsiz Adam'ın yani o twitterdaki adamı hatırlayın, onun bir kıza aşık olduğunu düşünün.
Ben zaten senaryo ve metin yazarlığı yapan biriyim. Twitter olmasaydı da böyle bir adamın yaptıkları, roman, dizi ya da sinema konusu olabilirdi. Beyinsiz Adam dediğimiz adam aslında bir komedi filminin ya da hikâyesinin sıradan kahramanlarından biri. Amerikan komedi filmlerine bakın, başkarakter biraz saf olur, biraz sakar olur. Eğer komiklik onun üzerine kurulacaksa. Mesela Mr. Been vardı, kendine has bir karakter. Kötü değil ama farklı bir şey. Şahan Gökbakar'ın tiplemesi Recep İvedik, başka bir Beyinsiz Adam'dır nihayetinde. Normal toplumun kabul edemeyeceği şeyleri yapan, olaylara öyle bakan biri…
Mizah iyi yapıldığında inanılmaz güçlü bir şey. Sizi sevmeyen, sizden nefret eden insanlar bile size bir şey yapamıyor. Yöntem şu aslında; adam saçma bir şey mi yapıyor? Ben daha saçma bir şey yapıyorum. Ona 'senin durduğun yer burası', diyebilmek için. Günlük hayatta da kullanırız bunu,' yok deve' deriz ya, o devenin kullanımı aslında bu. Saçma olana daha da abartarak yaklaşmak. Mesela putlaştırma meselesi ile ilgili de aynı şeyleri yaptım. Atatürk mesela… 'Atatürk o kadar mükemmel bir insandı ki aynı zaman çok iyi bir film artisti idi, aynı anda şuydu' falan deyip, onun abartılması, bunu söyleyene daha saçma yaklaşarak o saçmayı göstermek. Kimisi bunu anlıyor, senin ironini fark edip paylaşıyor, kimisi de onu da mantıklı buluyor, o kadar uçmuş yani.
Ya bunu anlamıyorum. Olabilir. Ne var bunda. Yüz tane mizah adamı var bu ülkede bunların doksan dokuzunun dünya görüşü belli. Velev ki öyle olsun size ne. Ha ben ne kendini sağcı olarak tanımlayan biriyim ne de solcu ya da Kemalist olarak tanımlayan biri. Ben sizin saçma sapan küçük dünyanıza girmek zorunda değilim. Benim için Allah'tan başka sırtımı yaslayacağım ve korkacağım hiç kimse yok. Bakın özellikle kamuda başörtüsü serbestliği, üniversitede başörtüsü özgürlüğü, gayrı müslimlerin hakları gibi birçok konuda ben Ak Parti'yle aynı düşünüyordum. Dolayısıyla bunlar benim mevzularım zaten, benim yıllarca canımı acıtan meseleler bunlar. Ben bu konuda yazmazsam kendime hakaret etmiş olurum. Ha birileri benim yazdığımı ona veya buna yaranma olarak okur onu bilemem. Ak Partililere sorsan onlar da muhtemelen 'gezici' falan der benim için. Yani herkes bir şey diyor.
Bu da ayrı bir saçmalık işte, insan karşısındakini kendi zaaflarıyla görür, onlarla vurmaya çalışır. Şimdi söylediklerim dolayısıyla diyor ki bana 'kimden para aldın?' Ya arkadaşım belki de senin için önemli olduğu kadar benim için önemli değildir para. Olamaz mı yani? Ben her hareketimde bir yere yaranmak zorunda mıyım? Bunu diyen adam kesinlikle birilerine bir yerlere yaranmak adına iş yapıyordur. Beni itham etmeniz için ortada bir sebep yok. Ben Urfalıyım. Dindar sayılabilecek bir ailede büyüdüm, Doğu ve Güneydoğu işte, 'ya ne olacağıdı' yani. Müslüman olmam neden şaşırtıcı olsun ki.
Evet. Tam olarak bu… Yüz yüze görüşmelerimde de çok duydum, 'sen nasıl olur da' diye başlayan cümleler… Yani ne yapayım, seni mutlu etmek için sana mı benzeyeyim? Bence sen aptalca ideolojilere sahip birisin, taşa sürülmeyecek bir aklın var, ben ne yapayım seni mi dikkate alayım, sana mı benzeyeyim?
Böyle ciddi meseleler üzerine konuşunca sanki siyasi bir kitap yazmışım gibi anlaşılacak bak. Tamamen geyik bir kitap aslında… Özetle söyleyeyim, bu son olaylarda bir şeyler yazmak mümkün olmadığı için oradan ayrılma kararı aldım. Onlardan kaynaklanan bir sıkıntı olmadı, onu söyleyeyim. Çok iyi ilişkiler kurduk, çok yardımcı oldular. Ama bu kaotik bir ortamda hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi mizah yazıları yazmam doğru olmazdı, bu sebeple bıraktım.
Aynen öyle. Buna karşılık verilemiyor mesela… Çoğunlukla ağır küfürlerle karşılık veriliyor. Zaten sağda solda yazılanlara bakın, bir yerden sonra kendisiyle ideolojik olarak aynı yerde görmeyince sizi saldırganlaşmaya başlıyor. Şunu anlamıyorum, bir insanın bana ağır şekilde hakaret etmesi için benim ona bir şey yapmam gerekmez mi? Ben şimdiye kadar kimseye bir şey yapmadım, evden zar zor çıkıyorum zaten, birine kötülük yapabilecek kadar bile dışarıda vakit geçirmiyorum. Buna rağmen neden bana karşı saldırganlaşıyorlar? Ciddi anlamda cevap veremediği için… Çünkü mizahın mizahı olmuyor. Cevap veremediği için yapabileceği tek şey sana küfür etmek…
Bunu hatırlamıyorum, denk gelsem hatırlardım sanıyorum ama şunu söyleyeyim, yazdığım şeyden çok daha komik bir yorum ya da cevap geldiğini biliyorum. Kapak olacak cümle kullanıldı mı çok bilmiyorum ama dediğim gibi büyük çoğunluğu hakaret oluyor. O da daha çok siyasi şeylerde. 'Neden siyasete giriyorsun' diyorlar, siyasete girmeyince de 'siyasete niye girmiyorsunuz' diyorlar. Ha bunu derken, neden benim düşüncelerimi savunmuyorsun demek istediklerini biliyorum. Bu açıdan sosyal medya hakikaten yepyeni bir kültür… Hep söylüyorum bak, benim param olsa, hayatımı idame ettireceğim kadar param olsa mümkün değil sosyal medyaya girmem.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.