Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara sahilinde tedavileri yapıldıktan sonra törenle denize salınan 3 caretta caretta ve 1 yeşil deniz kaplumbağasının mavi sulardaki yolculuğu başladı. Patara, Likya ve Belkıs adını alan üç caretta carettadan Belkıs’ın isim annesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan oldu.Belkıs ismi Aspendos kralının efsaneye konu olan kızından ilhamla verildi.
Geçtiğimiz hafta bir grup gazeteciyle birlikte Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara sahilindeydik. Dünyanın en güzel sahillerinden biri olan Patara hem doğa hem de tarihi kimliğiyle öne çıkan önemli bir bölge. Üstelik hikayesi çok eskilere uzanıyor. Bu hikayenin en eski tanıkları ise caretta carettalar. Günümüzde nesilleri tehlike altında olan deniz kaplumbağaları için uzun zamandır Muğla’daki Deniz Kaplumbağalarını Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER)’nde çalışmalar sürdürülüyor. Aynı zamanda merkezde yaralı olarak bulunan kaplumbağaların tedavileri yapılıp tekrar doğal yaşama bırakılıyor. Bu çalışma kapsamında yaraları iyileşen üç caretta carette ve bir yeşil deniz kaplumbağası Emine Erdoğan’ın katılımıyla doğal yaşama bırakıldı. Patara, Likya ve Belkıs adının verildiği bu üç carette carettedan Belkıs olanın isim annesi Emine Erdoğan oldu. Aspendos Kralının güzeller güzeli olan kızı Belkıs’tan ilhamla bu isim verildiği öğrenildi. Belkıs için yaptırılan Aspendos Tiyatrosu bugün bölgenin en önemli tarihi yapılarından biridir ve aynı zamanda o bölge Belkıs adıyla da bilinir.
İLK SİNYALLER GELDİ
- Belkıs’a isim anneliği yapan Erdoğan aynı zamanda Belkıs’ın mavi yolculuğunu da sosyal medya hesabından paylaşacak. İlk bilgiler de yolculuktan 24 saat sonra geldi: Sırtlarına takılan ciple takipleri yapılan kaplumbağaların en genci olan (25-30 yaşlarında olduğu tahmin ediliyor) Likya (mor renkli) Fethiye açıklarına giderken, Belkıs (kırmızı renk) ve Patara (yeşil renk) sahilden fazla uzaklaşmadı.
BİNDE BİRİ BAŞARIYOR
Bilindiği gibi nesilleri tehlike altında olan carette caretteların yaşam mücadelesi oldukça zor. Her bin yavrudan sadece bir tanesi yetişkinliğe erişiyor ve denizlerdeki yolculuğuna çıkabiliyor. Denizde ise onları daha başka tehlikeler bekliyor. Bu yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gayretleriyle bu canlıların yaşam alanları korunuyor. Emine Erdoğan 100 milyon yıldan fazla süredir okyanuslarda yaşadığı bilinen bu canları korumak için öncelikle çevre ve doğayı korumak gerektiğini belirttiği konuşmasında şu önemli hususların da altını çizdi:” Onlar dünyanın en eski şahitleri ama ne yazık ki nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Onları hayatta tutmamız lazım. Çünkü kıyı ve deniz ekosistemi için vazgeçilmez bir role sahipler. Etçil türleri, denizanalarını öğüterek küçük deniz canlılarının beslenmesini sağlıyorlar. Otçul türleri ise denizaltında adeta bir bahçıvan gibi çalışıp, deniz çayırlarının sağlıklı kalmasına hizmet ediyorlar. Onların yaşam alanlarını ve göç yollarını her türlü tehditten korumalıyız. Balıkçılık faaliyetlerinin ve deniz taşıtlarının zarar vermesinin önüne geçmeliyiz ve her tür deniz kirliliğine engel olmalıyız. Denizleri özellikle plastiklerden arındırmalıyız.”
EN KAPSAMLI ÇALIŞMA
- Erdoğan’ın işaret ettiği hususlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önemli çalışmalar yürütüyor. Bu arada ilk kez bakanlık tarafından maliyetleri karşılanarak kaplumbağalara cip takılmış. Böylece bu canlıları açık denizlerde ne tür tehlikelerin beklediği de öğrenilip ona göre daha kapsamlı önlemler alınıyor. Patara sahilindeki dört kaplumbağa dışında Kadriye ve Dalyan sahillerinde de yine cipleri takılarak denize iki kaplumbağa daha bırakılacak. Böylece doğal yaşama bırakılan kaplumbağalarla birlikte bugüne kadar 8 kaplumbağaya cip takılmış olacak. Tedavisi yapılarak doğal yaşama bırakılan kaplumbağaların yaraları hakkında aldığımız bilgiler ise onları denizde ne tür tehlikelerin beklediğinin adeta habercisi: Likya pervane kesiği nedeniyle kabuğundan yaralanmış, Belkıs aşırı parazitlenme ve halsizlik sorunuyla tedavi altına alınmış. Patara ve Kaş ise misina dolanması, olta yutması nedeniyle tedavi görmüşler. Yolları açık olsun!
2021 DE PATARA YILI OLSUN
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un davetlisi olarak Patara Deniz Kaplumbağaları Koruma ve İzleme Programı’na katılan Emine Erdoğan buradaki etkinliğin ardından bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Patara Antik kenti gezdi. “2020 Patara Yılı” kapsamında gezilen Patara Antik kentteki çalışmalar hakkında araştırmaların başkanı Prof. Dr. Havva Işık kazı ve restorasyon çalışmalarına dair bilgi verdi. Erdoğan, dünyanın ilk meclis binası olma özelliğine sahip tarihi yapıyı inceledi. Burada Triyo-Patara Müzik Gurubu tarafından kısa bir müzik dinletisi verildi. Konser sonrası müzik grubu Patara için bir albüm çıkarmak istedikleri belirterek Erdoğan’dan destek sözü aldılar. Öte yandan Patara antik kent ziyareti sırasında yerel yöneticiler önemli bir sorunu dile getirdiler. 2020 Patara Yılı sebebiyle yapalacak pek çok etkinliğin Pandemi sebebiyle iptal edildiğini hatırlatan yöneticiler 2021 yılının da Patara yılı olarak devamı talebinde bulundular.
Dünya hepimizin ortak evi
- Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum her türlü çevre ile doğa projesine destek veren Emine Erdoğan’a teşekkür etti. Bakanlık olarak ülkenin her yerinde doğayı ve çevreyi koruyan faaliyetler yürüttüklerini aktaran Kurum şu bilgileri paylaştı: “1990’lı yıllarda 1500 olan yuvalama sahası 8 bine çıktı. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, ülkemizdeki kaplumbağaları ‘tehlikeli’ sınırından ‘en az endişe verici’ sınırlara çekti. Bu anlamda yaptığımız çalışmalar çok önemli. DEKAMER aracılığıyla gönderdiğimiz kaplumbağalarımızı anlık izliyoruz. Geçen yıl İztuzu’ndan ‘Tuba’ isimli kaplumbağamızı göndermiştik. Şu an Arnavutluk sınırlarına kadar geldi.”
72 bin 500 ton çöp topladık
Kurum, Sıfır Atık Projesi kapsamında tüm denizler ve kıyılardan 72 bin 500 ton deniz çöpü topladıkları belirterek şunları söylüyor: “ Dünya hepimizin ortak evi. O nedenle, kirlilikle mücadele de hepimizin ortak derdi olmalı. Bu muhteşem kumsallardan denize açılan yavru kaplumbağalar, 25 yıl tüm Akdeniz’i dolaştıktan sonra buraya gelip yuva yapacaklar. İnanıyorum ki geri döndüklerinde torunlarımız onları aynı hassasiyetle karşılayacak. Sürdürülebilir bir deniz ve kıyı temizliği, bu canlılara borcumuzdur.”
12 yılda 207 kaplumbağa sağlığına kavuştu
- Muğla’daki Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER), yaralı deniz kaplumbağalarına cerrah titizliğiyle müdahale ediliyor. DEKAMER Başkanı ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Yakup Kaska, ağa takılma, misinaya dolanma, olta yutma, sürat motoru çarpması, pervane kesmesi gibi denizdeki yaralanmalar nedeniyle Türkiye’nin her yerinden yaralı kaplumbağa geldiğini belirtiyor ve şu bilgileri paylaşıyor: “Merkeze 12 yılda 417 kaplumbağa getirildi.Bunların 207’si sağlıklı bir şekilde denizle buluştu. Biz her ne kadar elimizden geleni yapsak da merkeze yaralı olarak gelen canlıların yüzde 30 ila 35’i aldığı yaralar nedeniyle yaşamını sürdüremiyor.”