Azerbaycan Dini Kurumlarla İş Üzre Devlet Komitesi Başkanı Mübariz Kurbanlı ve beraberindeki heyetle makamında bir araya gelen Görmez, "aynı millet ama iki devlet" sözlerinin iki ülkeyi çok güzel ifade ettiğini dile getirdi.
"Azerbaycan’ın elemi bizim elemimizdir, sevinci bizim sevincimiz, hüznü, kederi bizim hüznümüz, kederimizdir" diye konuşan Görmez, iki ülke arasında siyasi, sosyal, kültürel, her alanla ilişkilerin devam ettiğini görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmesinde dile getirdiği "manevi ilişkiler, kalpler arasındaki ilişkiyi çok daha sağlıklı noktalara taşır" sözlerini aktaran Görmez, "Onun için dini kurumlar, dini müesseseler arasındaki ilişkiler dini ve manevi kültürel alanda işbirlikleri, iki milleti çok daha önemli noktalara götürecektir.Hocalı katliamının sene-i devriyesini geride bıraktık. Aynı şekilde milletimiz, en az Azerbaycan'da yaşayan kardeşleri kadar o hüznü, o kederi, o acıyı kendi yüreklerinde taşımaya devam ederler. Onun için sizin ziyaretiniz bizim için son derece önemli" dedi.
Görmez, konuğu Kurbanlı'nın selefleriyle de önemli ilişkiler geliştirdiklerini, tarih doçenti olan Kurbanlı'ya yeni görevinde başarılar diledi ve "Sizlerle birlikte Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin çok daha önemli noktalara taşıyacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.
İslam dünyasında yaşanan gelişmeleri bakıldığında bazı menfi olayların ülkelerin geleceğini karartmaya başladığını belirten Görmez, "Bunun tek yolu, sağlıklı dini bilgi ve yüksek din eğitimidir. Bu konuda Türkiye olarak her türlü tecrübe alışverişine hazırız. Azerbaycan’ın da bu konuda çok engin bir tecrübesi var. Azerbaycan'ın farklı inanç ve mezhepleri birlikte yaşatma konusundaki tecrübeyi geleceğe çok iyi taşıması lazım. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı olarak elimizden gelen her türlü gayreti sarf edeceğimizi ifade etmek isterim" dedi.
"Din, yanlış anlaşıldığı zaman, insanoğlunun bütün potansiyellerini ortadan kaldırır"
Dinin doğru anlaşıldığı, tatbik edildiği zaman, su ve hava kadar tabii olduğunu vurgulayan Görmez, "İnsanoğlunun da yeryüzünde barışı, adaleti, hakkı, hakkaniyeti egemen kılmak için Cenab-ı Hakkın gönderdiği bir rahmettir aynı zamanda. Fakat yanlış anlaşıldığı zaman, insanoğlunun bütün potansiyellerini ortadan kaldırır. Onun için bunun tek yolu, Azerbaycan’ın güzel lisanıyla maarifçiliktir. Gelecek kuşaklarımız, kendi dinleri hakkında ne kadar doğru bilgi sahibi olurlarsa, Kur’an-ı Kerim'i ne kadar iyi tanırlarsa, sevgili Peygamberimizi ne kadar iyi tanırlarsa o kadar istismara izin vermemiş olurlar" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de din eğitimi ve din hizmetlerinin bir sisteme oturduğunu vurgulayan Görmez, ülkede 85 bin caminin bulunduğunu, her cuma 15 milyona yakın insanın, bayramlarda da 20 milyonu aşkın insanın namaz kıldığını dile getirdi. Görmez, "Bu camiler dolup taşıyor. Fakat hiç kimse, kimsenin kalbini kırmadan birlikte saf tutarak aynı kıbleye yönelerek birlikte dua ederek, birlikte secde ederek, oradan ayrılma huzuruna sahip oluyorlar. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir müessese var ve din hizmeti İslamın doğru bilgisine dayanarak veriliyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'deki din eğitimine de değinen Görmez, şöyle devam etti:
"İmam Hatip Liselerinin varlığı, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin okullarda olması bütün bunlar ortak bir bilinç oluşturuyor. Bu ortak bilince sahip olan bir millet, dinin yanlış yorumları ve dinin istismarına, kapısını ve gönlünü hiçbir zaman açmaz. İslam dünyasındaki olup bitenleri büyük bir ıstırapla takip ediyoruz. Onları önlemek için büyük bir çaba gösteriyoruz. Pakistan'da Afganistan'da, Asya'da, Ortadoğu'da etrafımızdaki ülkelerde olup bitenler, elbette bunların, uzun süre işgallerin, sömürgelerin, istibdat rejimlerinin etkisi büyük. Fakat ondan sonra, doğrudan dinden kaynaklanan farklı, yanlış dini yorumlardan kaynaklanan sorunların da farkındayız."
Azerbaycan'ın da 100 seneyi aşkın, komünist idarede yaşadığına dikkati çeken Görmez, "Bu sürede dinden uzak kalsa da kadim bir geleneği var. Sizi gönülden kutluyorum. Siz o kadim geleneği, kısa sürede yeniden ihya etme yoluna girdiniz. Sanki o 100 yıl olmamış gibi bugünün gençleri ve kuşakları, İslam dini hakkında çok güzel düşüncelere sahipler. Bunu görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum" dedi.
Kurbanlı ise hedeflerinin Azerbaycan'da dini değerleri nesilden nesile yaşatmak olduğunu ifade ederek, "Ama bizim ülkemize de dışarıdan radikal grupların müdahalesini görmekteyiz" dedi.
Türkiye'de bu radikal grupların geniş bir yer edinemediğini vurgulayan Kurbanlı, bunun ülkedeki iklimle ve tarihinden gelen şuurdan kaynaklandığını söyledi. Ülkesinin 70 yıl komünist rejimde yaşadığını hatırlatan Kurbanlı, bu dönemde camilerin kapandığını ve din alimlerinin sürgüne gönderildiğini anlattı.
Ülkesinde devletin dine yaklaşımı konusunda büyük yenilikler olduğunu aktaran Kurbanlı, "Bu radikallere karşı eğitim dedik. Ortaokullarda ve ilkokullarda da dini eğitimle ilgili işlere başlandı ve bunları devam ettireceğiz" diye konuştu. Kurbanlı, Türkiye'nin diyanet tecrübesinden faydalanmak istediklerini sözlerine ekledi.