
1577 yılında Osmanlı'nın başkenti Dersaadet'te geçen roman, tarihi karanlık ve karmaşık dönemlerinden birini merkezine alırken, bu dönemi mitolojik ve evrensel bir anlatımla harmanlıyor.
İskender Pala, Türk edebiyatında tarihî roman türünün en önde gelen temsilcilerinden biri olarak, hikâyeleriyle ve anlatımıyla okurlarını geçmişin derinliklerine götüren eserlerinden bir yenisini daha bizlerle buluşturdu. Divan edebiyatını modern okura sevdirme hedefiyle yazdığı kitapların ardından geniş bir tarihsel perspektifle şekillenen romanlarıyla milyonlarca okurun raflarında ve yüreklerinde kendine sağlam bir yer edinen Pala’nın kalemi, yalnızca tarihte vuku bulmuş olayları anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda bu olayların insan ruhundaki izlerini, değerlerin dönüşümünü ve evrensel çatışmaları da ustalıkla işliyor.
“Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk”, hem yazarı geniş kitlelere ulaştıran bir roman oldu hem de onun edebiyatındaki bu yaklaşımı en iyi yansıtan eserlerden biri. Okuru hem herkesçe ismen de olsa bilinen efsanevi bir hikâyenn peşinden kültürel bir yolculuğa çıkardığı hem de bireysel duyguların evrenselliğini hatırlattığı bu eser gibi “Şah ve Sultan” adlı romanında da Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim gibi tarihî şahsiyetlerin çatışmasından yola çıkarak, inanç ve iktidar arasındaki zorlu dengeyi sorguladığını görürüz. Pala’nın romanları, karakterlerin ince ince işlenmesi neticesinde yalnızca birer tarihî anlatı olma cenderesinden kurtularak insan doğasının derinliklerine inen felsefi ve ahlaki bir sorgulamalarla zamandan azade bir kimlik kazanıyor.
TARİHİ BİR ROMAN
Tıpkı diğer kitapları gibi Kapı Yayınları tarafından okurla buluşturulan son romanı “Azdahak” da bu anlayışın sürdürüyor. 1577 yılında Osmanlı’nın başkenti Dersaadet’te geçen roman, tarihin karanlık ve karmaşık dönemlerinden birini merkezine alırken, bu dönemi mitolojik ve evrensel bir anlatıyla harmanlıyor. Adını Ermeni mitolojisindeki kötücül bir figürden alan eser, sapkın inançların toplumları nasıl kaosa sürüklediğini ve bu kaosun içinde insanın iyiliğe nasıl tutunmaya çalıştığını anlatıyor. Roman boyunca bir kurtarıcı beklentisiyle şekillenen sapkın cemaatlerin, zulmederek ve kan dökerek yarattıkları düzen eleştirilirken, bu çatışmanın birey ve toplum üzerindeki etkileri de toplumun farklı kademesindeki karakterler vasıtasıyla gözler önüne seriliyor.
“Beklenen kurtarıcı gelmeden önce, kanın ve gözyaşının dinmesi mümkün değil mi?” ve “Bu topraklardaki zulüm hiç bitmeyecek mi?” gibi sorular, romanın ana çatışma aksını oluştururken, bir yandan da günümüz dünyasına yönelik güçlü göndermelerle modern okurun da hikâyeyle bağ kurmasını sağlıyor. İnsanlık tarihinin döngüsel şiddetini ve bu şiddetin ardındaki inanç manipülasyonlarını ele alan “Azdahak”, bu yönüyle bir tarihî roman olmanın ötesine geçiyor ve günümüzde de sorulabilecek sorularıyla zamandan ve mekândan bağımsız bir anlatıya dönüşüyor.
SADE VE DERİNLİKLİ ANLATIM
Romanın merkezinde yer alan gizli cemaat, 16. yüzyıl Osmanlı’sındaki Mesihçi hareketlerle paralellik gösterirken, aynı zamanda günümüz toplumlarındaki ideolojik ve dini yapılanmalarla da güçlü bir benzerliği var. Ancak yazar, sonu gelmeyen bu zulüm döngüsünü, okuru umutsuzluğa sürüklemeden ele alıyor ve tarihten aldığı ilhamla evrensel bir mesaj veriyor. “İnsanlık, inanç ve güç adına işlenen zulümlerden ne zaman kurtulacak?” diye sorarken doğrunun yolunda ilerleyen karakterlerin kararlılığını da bir rehber olarak gözümüzün önünde tutuyor.
Kitabın dil ve üslup açısından taşıdığı zarafet, İskender Pala’nın önceki eserlerinde olduğu gibi okurun, romanın dünyasında kendini evinde hissetmesini sağlıyor. Pala’nın sade ama derinlikli anlatımıyla tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkan okur, düşünsel bir birikimin meyvelerinin ikram edildiği bir dost meclisinde gibi hissediyor kendini.
İnsan doğasının karanlık yüzüne, inanç ve zulüm arasındaki karmaşık ilişkiye dair bir roman olan “Azdahak”, bireyin bu döngü içindeki rolünü de ustalıkla aktarıyor. Günümüze geçmişin perspektifinden bakmak, tüm bunların yanı sıra son derece sürükleyici de bir macera okumak isteyenler için birebir.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.