30. sanat yılında "Rüyam" adını verdiği çalışmasıyla 10. albümünü çıkaran sanatçı Aykut Kuşkaya, Barış Manço, Sezen Aksu, Yunus Emre ve Yavuz Bülent Bakiler gibi usta isimlerin eserlerini besteleyerek farklı bir soluk kazandırdı. "Siz Yoktunuz" eseri ile özellikle gençler için bağımlılık konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan Kuşkaya, şarkının hikayesini yenisafak.com'a anlattı. 15 yıl önce çocukluk arkadaşını uyuşturucu illetine kurban verdiğini söyleyen Kuşkaya, "O tarihten bu yana, madde bağımlılığı ve şiddet karşıtı projelerde gönüllü olarak yer alıyordum. Toplumuzda kangrene dönüşen bu önemli konuda bir kez daha farkındalık oluşturmak istedim" dedi.
Bir dönemin efsane sanatçısı Aykut Kuşkaya'nın 10. albümü "Rüya" sevenleriyle kavuştu.
Kuşkaya, yeni albümünde bir ilki gerçekleştirerek Barış Manço'nun enstrümantal eseri olan "Rüya"ya yazılan sözlerle şarkıya yepyeni bir boyut kazandırdı.
Sezen Aksu'ya ait "Dua" eseri 25 yıl sonra yeniden yorumlayan Kuşkaya, Yunus Emre'nin "Gönüller Yapmaya Geldim" ve Yavuz Bülent Bakiler'in "Sen Sen Sen" mısralarını yeni albümü için besteledi.
Ustaları unutmadı
İki yıldır stüdyo çalışmaları deva eden "Rüyam" albümünde dokuz yeni eser, bir akustik versiyon esere yer veren Kuşkaya, Sezen Aksu, Yunus Emre, Yavuz Bülent Bakiler, Ömer Faruk Güney dizeleri ve Barış Manço ile Namık Naghdaliyev bestelerini de unutmayarak yeniden yorumladı.
Yeni albümü hakkında yenisafak.com'a konuşan sanatçı Aykut Kuşkaya, "Siz Yoktunuz" şarkısının dikkat çeken hikayesini anlattı.
Barış Manço’yu bir kez daha rahmetle anmış olalım. Çocuk yaşlarımdan beri şarkılarını severek dinleyen, çalan, söyleyen, konserlerini sıkça takip etmiş biri olarak; gün geldi aynı sahneyi paylaşarak birlikte şarkı söylemek de nasip olmuştu rahmetli ustamızla. Bir süredir de “Barışa özlem” adıyla, sadece Barış Manço şarkılarından oluşan eserlerle konserler veriyoruz.
Bu ülkenin değerlerini benimseyerek, bu değerleri geniş kitlelere ulaştırmış bir büyük sanatçı olarak, müziğimizin önemli kilometre taşlarından biridir hiç şüphesiz. Ustanın az sayıdaki söz yazmadığı eserlerinden olan “Rüya”, ailesinin izni ve sevenlerinin takdiriyle artık benim de rüyam oldu.
İç dünyamı yansıtmaya çalıştım
İki yıl kadar pek çok usta müzisyenle birlikte titizlikle emek verdiğimiz RÜYAM albümünde iç dünyamı yansıtmaya çalıştım. Repertuvarı da bu düşünceyle oluşturduk. Bir ses, bir tını, bir yalvarış, bir sevi, bir içten dokunuş… Sözü ve bestesi bana ait eserlerin yanında; Yunus Emre, Yavuz Bülent Bakiler, Sezen Aksu ve Ömer Faruk Güney sözleri mevcut.
Genellikle “serin, huzur dolu, beklenen şarkılar” şeklinde yorumlar alıyoruz. Henüz olumsuz bir eleştiri olmaması da ayrıca gurur vesilesi oldu bizlere. Eserlerin kabullenişine konserlerimde bire bir şahit olmak mutluluk nedeni.
Tek bir genci kurtarmak bile kurtarmak için bu yoldayım
Çocukluk arkadaşım olan birini, uyuşturucu illetine kurban verdik on beş yıl önce. Tıbbi ve psikolojik pek çok yol denememize rağmen kurtaramadık kardeşimizi. O tarihten bu yana, madde bağımlılığı ve şiddet karşıtı projelerde gönüllü olarak zaten yer alıyordum. Yeni albümüm vesilesiyle bu eseri kalıcı kılmak, toplumuzda kangrene dönüşen bu önemli konuda bir kez daha farkındalık oluşturmak istedim.
- Ne yazık ki bir kereden çok şeyin olduğu bir beladır uyuşturucu. Tek bir gencimizi, bu illete bulaşmadan yolundan döndürebilmek adına, çalışmalarıma devam ediyorum.
- “Siz yoktunuz” şarkım, "Biz varız”ın öyküsü aslında. Bu konuda verilecek mücadelede yalnız olmadıklarını, dışlanıp ötekileştirilmeyeceklerini, maddi manevi anlamda yanlarında olacağımızı göstermenin bir yolu.
Sorunuzun sonundan başlayayım. Elime gitarı aldığım ilk günden bu yana şiir bestelemeyi seviyorum. Şiirdeki melodik ahengi yakalamakla ilgili bu konu tamamen. Necip Fazıl’dan İsmet Özel’e, Karacaoğlan’dan Mehmet Akif’e, Nurullah Genç’ten Arif Ay’a, Mehmet Akif İnan’dan Osman Sarı’ya ve henüz meşhur olmamış şairlerimize kadar çeşitli konularda farklı eserler verdim yıllar içerişinde. Şiirin müziği, müziğin şiiri ezmediği sürece nota ile sözün ahengi şiirin de müziğin de etkisini katlıyor bence.
- Okuduğum şiirleri yıllardır ezbere okurdum
- Özü güzel, sözü güzel, dili güzel, dini güzel Yunus’un söz konusu ölümsüz eserini besteleyip, toplumumuzun her kesiminden olumlu tepkiler almak benim için olsa olsa şereftir.
- Yavuz Bülent Bakiler ağabeyin “Sen sen sen” şiirini ise otuz yıldır severek ezberden okurdum, bestelemek şimdiye nasip oldu.
Mevzu bahis millet ve inanç ise muhafazakarım
Söz konusu milletimizin ve inancımızın ön gördüğü değerler ise hala muhafazakar bir sanatçıyım demektir. Anneye, babaya, çocuğa, vatana, Çanakkale’ye, 15 Temmuz’a, akşamlara, gecelere, gün doğumlarına, kuşlara, denize, İstanbul’a, arkadaşlığa, dostluğa, varoluş sorgularına, yakarışa, duaya, yaşam savaşına, toprağa, taşa, göğe, yıldıza, Filistin’e, Bosna’ya, Kudüs’e, sevgiliye ve sevgililer sevgilisi Efendimiz’e (s.a.s) besteler yaptım. Bunca yıl sonra dinleyenlerimin, beni tüm bunların hepsiyle var olan, yaşadığını ve hissettiğini anlatan bir sanatçı olarak kabul ettiğini varsayıyorum.
Her şeyin dijital mecralarda olmasına hazır değilim
Günümüzde müzik dünyası, diğer pek çok sektör gibi dijitalize olmuş durumda. Her şeyin hızla değişip dönüştüğü çağımızda teknolojik yenilikleri takip etmemek, olduğunuz yerde saymakla eşdeğerdir. Üreten insan, paylaşacağı kitlelere ulaşmak adına bu yeniliklere elbette ayak uydurmalı. Fakat yine de ürünü elde tutmanın yeri ayrı. Biraz da ekonomik koşullar nedeniyle artık basılamayacak olan gazete ve dergi haberlerini üzülerek karşılıyorum. Her şeyin sadece dijital mecralarda olmasına hazır değilim sanırım.
Konser yoğunluğumuz artana kadar GZT’deki dostlarla yaptığımız canlı yayınlarımız da bu bağlamdaydı aslında. Konserlerimi dijitale taşıyıp, mobil sahnemizi kurarak pek çok mecradan müzik dinleyicisine ulaşarak gayet güzel geri dönüşümler aldık.