CHP’nin CIA ve FETÖ bağlantılı eski genel sekreteri Kasım Gülek’in arşivinden çıkan bazı belgeler, 57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk’ün doğal yollardan ölmediğini zehirlenmiş olabileceğini ortaya koymuştu. Gerçek Hayat dergisi, Atatürk’ün ölümüyle ilgili, İnönü ve her ikisi de mason olan Kasım Gülek ile Şükrü Kaya’nın yazışmalarına ulaştı. Derginin son sayısında, masonların Mustafa Kemal’in ölüm tarihi olan 1938 yılını ‘Büyük Kurtuluş’ olarak kabul ettiği belgelendi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne ilişkin ‘mason’ şüphesi daha da derinleşti. Gerçek Hayat Dergisi’nin bu hafta yayınlanan sayısında tarihi belgelerle “Mustafa Kemal Atatürk’ü kim öldürdü?” sorusu cevap buldu. Dergide, Atatürk’ün ölümünün masonlar tarafından “Büyük Kurtuluş” olarak ilan edildiğini ortaya koyuldu.
GÜLEK’İN ARŞİVİNDEN ÇIKAN BELGELER
CHP’nin CIA ve FETÖ bağlantılı eski genel sekreteri Kasım Gülek’in arşivinden çıkan bazı belgeler, 57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk’ün doğal yollardan ölmediğini zehirlenmiş olabileceğini ortaya koymuştu. Atatürk’ün ölümünün ardındaki suikast şüphesini araştıran 27 Mayısçıların İçişleri Bakanı CHP’li Hıfzı Oğuz Bekata’nın, Kasım Gülek tarafından tehdit edildiği ortaya çıkmıştı. Mason Kasım Gülek’in, Bekata’ya yazdığı mektupta şunlar kaydedilmişti: “Oğuz kardeşim, Seninle dost masalarında konuştuğumuz konuları bir başkaları ile paylaşman son derece beni üzmüştür. Bahse konu zehirlenme raporunun bir örneğini birilerine verdiğini ifade etmişsin. Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın, ben de. Birileri de altında kalır. Konuştuğumuz gibi meseleyi kendi aramızda halledelim. Düzenli olarak, miktar hesabına yatmaya devam edecek. Birbirimizi üzmeyelim. O raporun aslını lütfen teslim et. İşin içerisinde kimler olduğunu biliyorsun. MAH’ta hâlâ çok iyi adamları var. İşini bitirirler. Bunu tehdit olarak algılamayın. Başbakan Adnan Menderes’i adım adım takip ettirdiğini, Celal Bayar’ı takip ettirdiğini, evine dinleme cihazı yerleştirdiğini, her şeyden haberi olduğunu biliyorsun. Ben de biliyorum bunları, ne için yaptığını sana söylemiş idim. Askeriyeyi ayarlıyor, darbe yapıp Adnan Menderes’i astıracağını söylüyor. Kafayı bununla bozmuş. Tüm istihbarat, askeriye adeta kendisine tapıyor. Yapabilecek bir şey yok. Denileni yap, konu kapansın.”
‘ZEHİRLENDİ’ RAPORU
Bu tehdide rağmen Bekata, Mustafa Kemal’in ölümünün arkasındaki sırrı araştırmayı sürdürmüştü. 1962 yılında CHP Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Lebit Yurdoğlu’ndan yardım istemişti. Yurdoğlu’da yine yazı ile Bekata’dan bir takım belgeler isteyerek bir cevap yazmıştı. Cevapta şunlar kaydedilmişti: “Sn. Hıfzı Oğuz Bekata, bu konuyu derinlemesine araştırdığımda, sorunun sadece geç teşhis olmadığını, teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tespit ettim. Atatürk’ün ilaçlarının alındığı eczanenin kayıtlarına baktığımda, o dönemlerde sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekimin bilmesi gerektiği, ama bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğu izlenimini edindim. Atatürk’ün tedavi amaçlı verildiği diğer ilaç ‘piremidon’dur. İnsanlar üzerinde toksin ‘zehirli’ etkisi olduğu kesinlik kazanmıştır. Eppinger, Bergman, Dr. Fissinger, Dr. Neşet Irdelp’in hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hâkim olmuştur.”
ÖLÜMÜNE ‘BÜYÜK KURTULUŞ’ DEDİLER
- ***
- Zehirlenme iddiasını daha da güçlendirecek belgeler yayınlandı. Gerçek Hayat’ta yer alan belgelere göre masonlar Mustafa Kemal’in ölümünü ‘Büyük Kurtuluş’ olarak ilan etti. Mustafa Kemal Paşa’nın Dâhiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Şükrü Kaya’nın üyesi olduğu Arayış Mason Locası’na hitaben 14 Kasım 1950’de Mustafa Kemal Paşa’nın vefatının 12’inci yılında yazdığı mektuplardan birinde 1938’in Kasım ayı büyük kurtuluş olarak tanımlandı: “Aziz K.K.’ım (Kardeş Kalfa) Bir sene zarfında bihakkın geceli gündüzlü çalışmak ve insanlık idealinin teşekkülü için bir taş daha koymak zahmetine katlanan ve bana daima destgir olan 1938 Büyük Kurtuluşun mihmandarı kıymetli Hürriyet Mah. K. K.’ımla, vazifedaran K.K.’ıma burada en derin şükranlarımı arz ederim.”
İnönü’ye ilginç mektup
Gerçek Hayat’ta yer alan belgeler sadece bunlarla sınırlı değil. Atatürk 1938’de Dolmabahçe’de hastalıkla mücadele ederken İsmet İnönü’ye bir mektup yazan Şükrü Kaya, ilginç ifadelere yer veriyor: “Çok kıymetli büyüğüm İsmet İnönü, Cumhurreisimizin hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte, çevresinde size karşı bazı tedbirler aldığını duydukça çok üzülmekteyim. Tahsis ettiğimiz doktor görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım. Cumhurreisimiz, doktorlardan çok şikâyet etmiş, ‘Beni Türk doktorlarına emanet edin’ demiştir. Yabancı doktorları uzaklaştırmak istemektedir. Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir. Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hâsıl olmuştur. Hürmetle ellerinizden öperim efendim.”